Bağımsız Türkiye Partisi'nde kongre süreci tam gaz devam ediyor. Genel Başkan Hüseyin Baş İl kongrelerine sık sık katılıyor ve gündemi belirliyor.
Geçtiğimiz hafta Çorum ve Ankara il olağan kongrelerine katılan Baş, çok farklı çıkışlar yapıyor. Gelinen süreçte vatandaşın devletin yegâne sahibi olduğunu hatırlamamız gerektiğini söyleyen Baş, Çorum'daki şeker fabrikasının kimin olduğunu sorduğunda "Devletindi ama satıldı" cevabını aldığında "Devletin değil, devlet zaten sensin, benim, hepimiziz" cevabını verdi.
Türk milletini çıkardığında ortada devlet mi kalır? Başkan gerçekten de ne yazık ki siyasetin manasını yitirmesini sağladığı kavramları milletimize yeniden hatırlatıyor. Evet, bu fabrika senin, benim, hepimizin malı. Devleti yöneten irade bunu böyle bilecek, sana yüklenmeyecek, sana veren el olacak. Devleti sadece alan el görenler vatandaşla devletin arası bozdu. Bunu da birleştirecek anlayış gördüğümüz kadarıyla Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş ve kadrosunun anlayışı ve siyasete bakışıdır.
Uzun bir zamandır bir anlayışı dile getiriyoruz. Siyasete yeni bir soluk kazandırmak Türkiye'nin en önemli ihtiyacı. Bu anlayışı kazanmadan siyasette belirleyici olmak tamamıyla boş bir uğraştır. Devletin rolünü ısrarla dile getiren ve bu devletin egemenlik haklarını bizlere hatırlatan bu anlayışa sahip olan Sayın Genel Başkan'ı kutluyoruz.
Çorum kongresinden Ankara'ya geçen başkan yolda gördüğü bir afişi de eleştirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı afişte "Zekatlarınızı verin kardeşliğimiz artsın" yazdığını ifade eden Baş, öyle kardeşliğin olmayacağını, her namaz çıkışı açıklama yapan, her orucun iftarını kameralar karşısında yapan, umre veya hac görüntüleri ekranlarda olan hükümete zekatlarını da ekranlar önünde vermeleri için çağrıda bulundu.
Yeni bir bakış açısı ile sorunların tamamını halledebileceklerini gösteren Bağımsız Türkiye Partisi kimsenin bakmadığı yahut bakmaya cesaret edemediği noktalardan olayları okuyor ve meselenin çözümünü de her fırsatta dile getiriyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Mersin kongresine katılan Baş bu sefer de üniversitelilerin sorunlarını çözmeye talip olan siyasileri eleştirdi. Siyasilerin 1960-1970 dönemlerinde üniversite okuduklarını dile getiren Baş, sizin üniversite okurken yaşadığınız sıkıntılarla bugünkü üniversiteli gencin yaşadığı sıkıntılar aynı değil, gençleri siz anlayamıyorsunuz bile, dedi. "Sizin problemlerini çözmeye çalıştığınız ülke 30 yıl öncede kaldı" ifadesinde bulundu.
Hüseyin Baş 30 yaşında üniversitelilerin sorunlarını, gençliğin sorunlarını yaşayarak bilen ve en yakından anlayan siyasi olarak önümüzde.
Anlayış olarak henüz ülkenin menfaatine bir adım atmamış insanların peşinden değil genç bir liderin peşinden gidilmesi sanıyorum ki büyük bir avantajdır.
Ayrıca partisinin programında Milli Ekonomi Modeli gibi devletleri ayağa kaldıran, vatandaşlarının refah bir hayat yaşamasını sağlayan ve yükselen ekonomilerin kullandığı sistemin oluşu büyük problemlerin çözümlerinin de ellerinde olduğunu ortaya koyuyor.
Türk milletinin önünde zifiri bir karanlık ve bu zifiri karanlıktan aydınlığa çıkabilecek bir lider var. Seyredip göreceğiz, Türk milleti kendi geleceği için hangisini seçecek...
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022