Siz kim, Atatürk kim!

Hatırlanacağı üzere 2024 yılı için Cumhurbaşkanlığı bütçesi olarak öngörülen giderler, 12 milyar 283 milyon olmuştu. 

Buna göre sarayın aylık masrafı 1 milyar 23 milyon TL'ye denk gelirken, günlük masrafı ise 34 milyon 119 bin TL'ye tekâmül etmişti. 

Kaç bin asgari ücretlinin bir aylık maaşına denk geliyor siz hesaplayın. 

Bu kadar gereksiz harcamaların yapılmasına "İtibardan tasarruf olmaz" denirken, emekli bir vatandaşın ödediği primin karşılığında hak ettiği aylık maaştan kesinti yapılmak istenmesine, tam anlamıyla ihanet denir! 

Bir taraftan Sarayda bir günde harcanan 34 milyon lira, diğer tarafta emekliye reva görülen 12.500 lira. 

Siz sanki Cumhuriyeti kurdunuz da dünya sizin etrafınızda dönüyor. 

Enkazdan başka bu ülke ve komşularına hangi mirası bıraktınız? 

Atatürk'ün yerine kendinizi koyma teşebbüslerinize herkesin gülüp geçtiğini fark edemeyecek kadar da kibirli ve ego sahibisiniz. 

Bu teşebbüslerinizle yücelmiyor, ufalıyor ve komik duruma düşüyorsunuz. 

Bak bakalım eşsiz Ata'mız harcamalar konusunda kendisini mi, milletini mi öncelemiş ve gereğini yapmış oku da öğren… 

Mesela Atatürk Orman Çiftliği… 

"Atatürk'ün mal varlığı" diye verdiği liste, Atatürk Orman Çiftliği başta olmak üzere millete modern, tarım ve hayvancılık konusunda örnek olmak, halka ucuz ve kaliteli ürün sağlamak için kurduğu örnek çiftliklerde yer alan taşınır ve taşınmazların 1937'deki son durumudur.  

Atatürk, 1925'te örnek çiftlikleri kurarken 125 bin liralık bir sermaye ile yola çıkmış, çiftlikler başarılı biçimde işletilmiş, 1937'ye gelindiğinde çiftliklerin değeri çok artmıştı.  

Atatürk, millet için çok akıllı, kârlı, örnek ve geleceğe kalacak bir yatırım yapmıştı.  

Atatürk, örnek çiftlikleri mal mülk biriktirmek, zengin olmak içim değil, Türk milletine her konuda olduğu gibi tarım, hayvancılık ve küçük sanayi işletmeciliğinde de örnek olmak için kurmuştu.  

Örnek çiftlikleri milletin malı olarak kurup işletip değerlendirmiş ve ölmeden önce de, tüm taşınır taşınmazlarıyla korunup geliştirilmesi şartıyla, millete bırakmıştı.  

Ancak Atatürk'ün millet için kurup işletip millete bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği yakın zamanda birilerince adeta yağmalandı! 

"Atatürk'ün mal varlığı" diye paylaşılan hiçbir taşınır taşınmaz, Atatürk'ün şahsi malı değildi. 

Atatürk, o listedeki mal varlığının tamamını, tek kuruşuna dokunmadan milletine bırakmıştı. 

Atatürk, bu mal varlığının tek kuruşunu bile şahsı için harcamadı. Atatürk'ün özel kalemi Hasan Rıza Soyak'ın da belirttiği gibi, çiftlik ürünlerini bile parasıyla satın aldı, bunların gelirlerini asla kendi gelirine katmadı.  

Ona göre bunlar milletin malıydı.  

Ayrıca Atatürk'ün paraya pula ihtiyacı da yoktu. O Türk milletinin kurtarıcısı, Türk devletinin kurucusu olarak zaten el üstündeydi. 

Atatürk, 12 Haziran 1933'te 2307 sayılı özel bir kanun çıkarttırarak Medeni Kanun gereği akrabalarına, yakınlarına kalması gereken "mahfuz hisse" dâhil tüm mal varlığını, millete bağışlamanın yolunu açtı.  

O, mal mülk edinmek için değil, tüm malını mülkünü millete bırakmak için "özel kanun" çıkarttırmıştı.  

Bunun dünyada hiçbir örneği daha yoktur. Atatürk, 12 Haziran 1937'de bir vasiyet mektubuyla milletin malı olarak kurup büyüttüğü örnek çiftliklerini, Hazine'ye bıraktı.  

Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nda Hindistan'dan gelen paradan kalan miktar ile Türkiye'nin kalkınması için İş Bankası'nı ve örnek çiftlikleri kurdu, işletti.  

Bu kurumlarının değerini artırdı.  

Milletin malı olarak kurup değerlendirdiği bu kuruluşların gelirlerinin tek kuruşuna dokunmadan millete, devlete bıraktı.  

Türk köylüsüne modern tarım ve hayvancılık, küçük sanayi tekniklerini göstermek için ve halka ucuz ürün sağlamak için kurup işlettiği örnek çiftlikleri, 11 Haziran 1937'de bir vasiyet mektubuyla tek kuruşuna dokunmadan millete, Hazine'ye bağışlayan Mustafa Kemal Atatürk, kendisine hükümet adına teşekkür eden İsmet İnönü'ye çektiği telgrafı şöyle bitiriyordu: 

"Söz konusu armağan yüksek Türk milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm armağan karşısında hiç değeri yoktur. Ben icap ettiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim."  

Atatürk, sözünü tuttu. Hasta olmasına karşın kalktı 19 Mayıs 1938'de Hatay için Mersin'e, Adana'ya gitti. Orduları denetledi. Hatay'ı bırakmayan Fransa'ya, "Daha ölmedim, ordularımın başındayım" mesajı verdi.  

Atatürk hayata gözlerini yumarken şahsi hesabında, sadece 73 bin 19 lira 98 kuruş vardı. 

O yüzden sakın ha, bir daha kendinizi yüce Allah'ın Türk milletine en güzel hediyesi olan ulu önderimiz Atatürk'ün yerine koyar gibi şakalar yapmayın! 

Koymaya niyetlenseniz bile Atatürk kim, siz kim! 

Hadi eyvallah…