"Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için her çeşit meyveden (bir miktar) bulunana bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken, kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin!(Elbette bunu kimse arzu etmez). İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size ayetleri açıklar." (Bakara: 266).
"Bu ayette verilen örnek son derece ilginçtir. Zira insanın dünya hayatında daima karşılaşması beklenen durumları dile getirmektedir. Kişinin dünyada elde ettiği mevki, makam, zenginlik gibi değerlerin aslında hiçbir garantisi yoktur. Nice saltanatlar, devletler yıkılmakta, zenginler fakir düşmekte, iç savaşlar ve ihtilaller sebebi ile beklenmedik olaylar cereyan etmektedir, Halbuki bu olaylar meydana gelmeden önce insanlar temenni ediyorlar, ne düşler kuruyorlardı. İşte her şeye rağmen insanı teselli edecek tek çare Allah'a iman ve O'na dayanmaktır." (Diyanet Vakıf Meali açıklaması).
Sahip olduğunuz nimetlerin daima elinizde kalması, hatta semeresinin ölümden sonraki hayata da sarkması o nimetin kadrini bilmenize bağlı, verene şükretmenize bağlı ve insan kardeşlerinizle paylaşmanıza bağlı.
Hangi makamda olursanız olun, oturuyorsanız oturun o makamın size Allah'ın bir ikramı olduğu bilerek şükrünü eda etmelisiniz ve sahip olduğunuz o makamı Allah'ın kullarına hizmette kullanmalısınız.
Etrafınızdaki birçok insandan daha varlıklı iseniz öncelikle kendinizin fani olması gibi sahip olduğunuz servetin de fani olduğunu idrak edip, o servetle gönüller yaparak, yuvasızlara yuvalar yaparak, derman arayanlara derman sağlayarak, yolda kalmışları menzillerine ulaştırarak bir noktada o servetin semeresini ebedi hayata taşımalısınız.
Sahip olduğunuz servetin, sermayenin, makamın, mevkiin sigortası; bütün bu imkanları size bahşeden Yüce Yaratıcıyı layıkıyla tanımak, emir ve yasaklarına karşı duyarlı olmak ve hemen ardından da o Yaratıcının kullarına şefkat kanatlarınızı, cömertlik kanatlarınızı yaymaktır.
Sahip olduğunuz nimetlerin elinizden çıkmasını arzu etmiyorsanız başkasının elindekine göz dikmeyeceksiniz, haset etmeyeceksiniz, daima diğer kardeşlerinizin de hayatlarını kolaylaştıracak yardımlarda bulunacaksınız.
"Sizden birisi arzu eder mi ki..."
"Bu ayette verilen örnek son derece ilginçtir. Zira insanın dünya hayatında daima karşılaşması beklenen durumları dile getirmektedir. Kişinin dünyada elde ettiği mevki, makam, zenginlik gibi değerlerin aslında hiçbir garantisi yoktur. Nice saltanatlar, devletler yıkılmakta, zenginler fakir düşmekte, iç savaşlar ve ihtilaller sebebi ile beklenmedik olaylar cereyan etmektedir, Halbuki bu olaylar meydana gelmeden önce insanlar temenni ediyorlar, ne düşler kuruyorlardı. İşte her şeye rağmen insanı teselli edecek tek çare Allah'a iman ve O'na dayanmaktır." (Diyanet Vakıf Meali açıklaması).
Sahip olduğunuz nimetlerin daima elinizde kalması, hatta semeresinin ölümden sonraki hayata da sarkması o nimetin kadrini bilmenize bağlı, verene şükretmenize bağlı ve insan kardeşlerinizle paylaşmanıza bağlı.
Hangi makamda olursanız olun, oturuyorsanız oturun o makamın size Allah'ın bir ikramı olduğu bilerek şükrünü eda etmelisiniz ve sahip olduğunuz o makamı Allah'ın kullarına hizmette kullanmalısınız.
Etrafınızdaki birçok insandan daha varlıklı iseniz öncelikle kendinizin fani olması gibi sahip olduğunuz servetin de fani olduğunu idrak edip, o servetle gönüller yaparak, yuvasızlara yuvalar yaparak, derman arayanlara derman sağlayarak, yolda kalmışları menzillerine ulaştırarak bir noktada o servetin semeresini ebedi hayata taşımalısınız.
Sahip olduğunuz servetin, sermayenin, makamın, mevkiin sigortası; bütün bu imkanları size bahşeden Yüce Yaratıcıyı layıkıyla tanımak, emir ve yasaklarına karşı duyarlı olmak ve hemen ardından da o Yaratıcının kullarına şefkat kanatlarınızı, cömertlik kanatlarınızı yaymaktır.
Sahip olduğunuz nimetlerin elinizden çıkmasını arzu etmiyorsanız başkasının elindekine göz dikmeyeceksiniz, haset etmeyeceksiniz, daima diğer kardeşlerinizin de hayatlarını kolaylaştıracak yardımlarda bulunacaksınız.
"Sizden birisi arzu eder mi ki..."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024