Skandal suçlama! Türkiye'ye yeni kumpas
Türkiye'nin Suriye'nin kuzey doğusundaki PKK/YPG ve DEAŞ bağlantılı terörist grupları bertaraf etmek için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı ile Suriye krizi siyasi bir şekilde çözülebilecek noktaya çok hızlı bir şekilde evrildi.
Ancak siyasi çözüm istiyormuş gibi görünen ama gerçekte çatışmaları körükleyen Batılı ülkeler bu durumdan pek memnun görünmüyorlar. Bu bağlamda Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yeni yeni planlar kurdukları görülüyor.
Bu yeni planlardan biri Türkiye'yi Suriye'de desteklediği gruplar üzerinden savaş suçu işlemekle suçlamak olarak kendini gösteriyor. ABD'li üst düzey isimlerden bu kabilde açıklamalar gelmesi dikkatlerden kaçmıyor. İlk olarak bu konuda ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'den açıklama geldi.
Jeffrey, ABD Kongresi Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi'nde bu hafta yaptığı konuşmada, Suriye'de Türkiye ile birlikte hareket eden Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Barış Pınarı Harekâtı sırasında savaş suçu işlemiş olabileceğini ifade etti.
Jeffrey, ABD'li yetkililerin "savaş suçu iddiasıyla ilgili tüm haberleri incelediği" ve Türk hükümetinden "en üst düzeyde açıklama talep edildiği" bilgisini verdi. Jeffrey'den önce ABD Savunma Bakanı Mike Esper de, eğer doğrulanırsa, bu suçlardan "Türkiye'nin sorumlu tutulması gerektiğini" belirtmişti.
'Savaş suçu iddiasının kaynağı muhalifler'
Türkiye'nin 9 Ekim'de başlattığı Barış Pınarı Harekâtı'nda Rasulayn ilçesi kuşatılmış, Tel Abyad ilçesine girilmiş ve bu iki ilçe arasındaki bazı noktalarda, sınırın yaklaşık 30 kilometre güneyindeki M4 karayoluna kadar inilmişti.
17 Ekim'de ABD'nin talebi üzerine operasyona 22 Ekim'e kadar ara verilmişti.
22 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya lideri Putin arasında Soçi'de kararlaştırılan mutabakat ile de 29 Ekim'de sona erecek 150 saatlik ek bir süre daha tanımıştı. İşte bazı terör örgütü bağlantılı odaklar, Türkiye'nin desteklediği grupların harekâtın başladığı 9 Ekim ile ara verildiği 17 Ekim arasında savaş suçu işlediği iddialarını servis ediyor.
İşin dikkat çeken tarafı ise iddiaların kaynağı Suriyeli muhaliflere yakın İngiltere merkezli bir örgüt olması.
İngiltere merkezli, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriyeli Kürt politikacı Hevrin Halef'in de aralarında bulunduğu 9 kişinin Tel Abyad'da 'infaz edildiğini' iddia etti. SOHR daha sonra, Halef'in, 'Suriyeli silahlı muhalifler tarafından öldürülürken çekildiğini' iddia ettiği bir videoyu da sosyal medyada paylaştı. SOHR tarafından Türkiye'nin desteklediği muhalifler tarafından suç işlendiğine dair başka iddialar da seslendirildi. ABD'nin sahadaki müttefiki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) de Türkiye'yi suçlayan iddiaya "Aracından indirilen Halef, Türkiye destekli paralı unsurlar tarafından infaz edildi" ifadeleriyle destek verdi.
Yani 'şıracının şahidi bozacı' sözünde olduğu gibi, iddiayı İngiltere'den yönetilen bir örgüt ortaya atıyor, sahada ABD'nin destekledi SDG de destekliyor.
Kumpas korosuna Af Örgüt de katıldı
Türkiye'ye karşı kumpas korosuna, 18 Ekim'de zorlama bir rapor yayınlayan Uluslararası Af Örgütü de katıldı. Raporun yayımlanmasından iki gün sonra, 20 Ekim'de bir açıklama yapan Türk Dışişleri Bakanlığı, "Uluslararası Af Örgütü'nün Barış Pınarı Harekâtı'na ilişkin raporundaki mesnetsiz iddiaları bütünüyle reddediyoruz. Söz konusu asılsız iddiaları, Suriye'den kaynaklanan ve ulusal güvenliğimize kasteden terör tehdidine karşı mücadelemize karşı başlatılan karalama kampanyasının parçası olarak değerlendiriyoruz" ifadeleriyle iddiaları reddetti.
24 Ekim'de BM Güvenlik Konseyi'nde iddiaları yanıtlayan Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, "Operasyonda sadece teröristlerin hedef alındığını ve uluslararası insani hukuka saygı gösterildiğini" ifade ederek, "Tüm dünya kimin yalan söylediğini biliyor" şeklinde konuşmuştu.