Ayrılığının acısını yüreğimizin derinliklerinde hissettiğimiz merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaşadığı dolu dolu hayat, yetiştirdiği sayısız insan, geride bıraktığı birbirinden değerli onlarca eser ve insanlığın hizmetine sunduğu orijinal tezler elbette rıhletinden sonra da hep gündemde olacaktır.
"Hoş Geldin Atatürk" adlı eseri bundan sonra daha geniş kitlelerin başucu kitabı olmaya devam edecektir.
Uzun yıllarını harcayarak ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli adlı iktisadi görüşü daha şimdiden dünyanın gündemine oturmuş, bu tezin ana başlıklarından biri olan "Tüketim kaynaktır" maddesi hem de mecburi olarak tüm ülkelerin uygulama alanına girmiştir.
"Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir" çıkışı tüm insaf ve iz'an sahibi Müslümanların takdirini toplamış, kaleme aldığı on binlerce sayfa tutarındaki Ehl-i Beyt külliyatı hemen her eve girmeye ve okunmaya başlanmıştır.
Ehl-i Beyt çıkışı ile, İslam dünyasında ve ülkemizde "Şii-Sünni" kavgası çıkarmaya çalışan emperyalistlerin ve onların yerli uşaklarının hem oyunlarını bozmuş hem de uykularını kaçırmıştır.
Vicdan sahibi, iz'an ve insaf sahibi her insanın hasretle dillendirdiği daha nice hizmetleri elbette ölümünden sonra da insanlığa ışık kaynağı olmaya devam edecektir.
Sayısız hizmetlerinden sadece birisine dikkatleri çekmek istiyoruz.
Zihinleri sloganlarla adeta rehin alınmış, tefekkür melekesini neredeyse kaybetmiş olan günümüz insanından, özellikle de gençliğinden ulaşabildiği, sesini ve mesajını ulaştırabildiği kesimleri slogan sahasından uzaklaştırıp tefekkür masasına çekmiş olması merhum Haydar Hoca'nın çok önemli hizmetlerinden biridir.
Ana dilini tarzanca konuşur hale gelmiş, sloganlar dünyasına mahkum edilmiş, duyduğu haberlerin, şahit olduğu olayların arka planını anlamaktan ve yorumlamaktan aciz bırakılmış bir gençlik, ait olduğu milletin yarınları için belki en büyük tehlikelerin başında gelmektedir.
Son çeyrek asırdan beri söz konusu bu fotoğraf hayatımızın bütün alanlarında çok bariz bir şekilde görülmektedir.
Nesillerin, kuşakların sloganlara mahkûm ediliş tarihimizi bu sahanın uzmanları nerden başlatır, nereye kadar götürür, elbette onların bileceği bir iş ama Haydar Hoca bu tehlikeyi daha gençlik yıllarında çabuk fark ederek etrafındaki gençleri derin düşünceye, tefekküre, tezekküre yönlendirmiş ve sloganlar dünyasından uzaklaştırmıştır.
1983 Yılında yayın hayatına başlayan ve halen çıkmaya devam eden İcmal dergisinin sayfalarını karıştıranlar, daha sonra neşriyata başlayan Öğüt dergisini inceleyenler ve bugün Yeni Mesaj Gazetesini takip edenler demek istediğimizi daha iyi anlayacaklardır.
Bir millet için en büyük tehlike, eğitim çağındaki gençliğinin sloganlara mahkum edilmesi ve düşünce dünyasından uzaklaştırılmasıdır.
Sloganlarla yetişen nesiller, o sloganları üretenler tarafından istenilen zaman ve zeminlerde istedikleri tarafa savrulmaktan kurtulamazlar.
Hem tarihimiz hem de günümüz bunun en canlı şahididir.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024