Yıllardır ülkemizdeki siyaset sloganlara endekslenmiş durumda. İnsanların hassasiyetlerini karşılayabilmek için gerek siyasilerin, gerek medyanın başvurduğu en etkili yöntem. Tabi bu yöntem çok işe yaradığı için halkta kendini sloganlarla teselli etti ve ediyor. Ama bu yaklaşımlar hangi derdimizi çözdü? Hangi sorunumuzu halletti? Bunu iyi algılamamız lazım.Düşünsenize ülkemizde 30 yılı aşkındır bir terör sorunu var. Binlerce şehit verdik, yüreğimiz yandı, ağladık, kınadık. Kahrolsun PKK diye bağırdık, çağırdık. PKK'yı kimin beslediğini, hangi amaçlarla kullandıklarını hem millet, hem de devlet olarak çok iyi bilmekteyiz. İncirlik'ten (ABD üssü) olsun, İsrail'den olsun, Avrupa'dan olsun vs. PKK'ya her türlü desteğin sağlandığını çok iyi biliyoruz. Üstüne bir de içerden açılım başlattık. Durum ortada. Analar yine ağlıyor. Biz kahrolsun PKK diye bağırıyoruz.Ekonomik sıkıntılarımız ortada. Meydanlara çıkıp, "İşçiler kardeş, patronlar kalleş" dedik. Ne değişti? Hiç.Çıktık meydanlara YÖK'ü protesto ettik, harçları protesto ettik, sınav sistemini, eğitimdeki yanlışları vs. birçok şeyi protesto ettik, bağırdık, çağırdık. Değişen bir şey oldu mu? Olmadı. Sadece kendimizi avuttuk, sadece kendimizi tatmin ettik.Geldik bu günlere. İnsanımız uluslararası sularda katledildi. Ama bu kez sloganlar halktan değil, siyasilerden gelmeye başladı ilk önce. Neler demediler ki bir bakar mısınız? "Kimse Türkiye ile âşık atmaya, sabrını test etmeye kalkmamalı""Türkiye'nin dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir""İsrail, Türkiye'yi başkalarına benzetmek gibi bir hatanın içine düşmesin, bedeli ağır olur""İsrail hükümetinin bu cüretkâr, sorumsuz, pervasız, hak hukuk tanımayan saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır""Türkiye bu işin peşini bırakmayacak""Masum insanlara silahla saldırarak, kan akıtmak, katliamda bulunmak açıkça devlet terörüdür" vs. vs.İsrail bu söylemlerden korktu mu? Hiç geri adım attı mı? Tam aksine, bir daha böyle bir şeye kalkarsanız aynısını yaparım mantığında. Biz ne kazandık? Hiç. Lafla devletin yönetilemeyeceği aşikârdır. Ama kuyruğu başkalarının elinde olanlardan da laftan öte bir şey beklemek aptallıktır.Bir de aklıma şu soru geliyor;Hani haberlerde izleriz ölümlü veya maddi zararlı kazalar olur. Yapılması gereken bir iş yapılmadığı için sonuçta canlar veya mallar kaybolur. Sonuçta o kişi veya kurum aleyhine ölüme sebebiyet vermekten davalar açılır, mahkûmiyetler verilir.Bu yaşadığımız olayda ihmal var mı? Tedbirsizlik var mı? Var. Bu ihmali kim oluşturdu? Bu olayda ki tedbiri kim almadı? Gerekli tedbirler alınsaydı, gerekli yaptırımlar masaya konulsaydı bu canlar kaybedilir miydi? Olaydan sonra lafla değil, icraatla bir duruş gösterilseydi, İsrail bu kadar küstahlaşabilir miydi?Bugün sloganlarla siyaset yapanlara bu soruları sormamız lazım. Ha muhatap bulamadık o zaman gönül mahkemesinde yargılayıp, cezayı kesmemiz lazım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025