logo
19 NİSAN 2024

Son dakika... Sarıgül CHP'den istifa etti

Mustafa Sarıgül, CHP'den istifa etti. Eski Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, istifa kararını resmi internet sitesinden duyurdu.
23.01.2019 00:00:00
Son dakika... Sarıgül CHP'den istifa etti
Son dakika... Sarıgül CHP'den istifa etti
Mustafa Sarıgül, CHP'den istifa ettiğini bildirdi. Mustafa Sarıgül, "mustafasarigul.com" internet sitesinden yaptığı duyuruda, yerel seçimlerin 31 Mart'ta yapılacağını hatırlatarak, 4 yıldır hazırlandığı seçimlere iki ay kalmasına rağmen CHP'nin hala bazı adaylarını açıklamadığını savundu.

Adının Şişli yerine başka ilçelerle anılmasının kendisini yorduğunu ve kırdığını aktaran Sarıgül, "Bütün yaptıklarıma rağmen, CHP'den vefa görmedim. CHP'ye, partili yurttaşlarıma değil, parti yönetimine kırgınım, tepkiliyim. Kararsızlıklarına, açık olmamalarına, hala adayları netleştirmemelerine ve bana karşı vefasız davranmalarına tepkiliyim" ifadelerini kullandı.

Bir karar aldığını belirten Sarıgül, şunları kaydetti: "CHP'nin daha çok yıpranmaması için veya kendi içlerinde ya da benimle ne hesapları olduğunu bilmediğim CHP yönetimini ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu rahatlatmak adına yıllarımı verdiğim, içinde olmaktan onur duyduğum ve hep duyacağım CHP'den üzülerek istifa ediyorum."

Mustafa Sarıgül, siyaseti bırakmadığını, Şişli'de belediye başkanlığına aday olacağını bildirdi.
 
İşte Sarıgül'ün istifa açıklaması:
 
Yerel seçim öncesi genel değerlendirmelerimi ve almış olduğum
 
çok önemli bazı kararları sizinle paylaşmak; Şişli'de oturan yurttaşlarımı ve bütün Türkiye'yi bilgilendirmek isterim.
 
Yıllardır gece gündüz çalışmaktan yorulmayan ben, dört yıldır gece gündüz Şişli'de yerel seçimlere hazırlanan ben, seçimlere sadece ve sadece iki ay kalmasına rağmen yaşadığımız belirsizlikten, beklemekten ve bekletilmekten yoruldum!
 
Ben Mustafa Sarıgül;
 
Cumhuriyet Halk Partisi içinde siyaset yapan halkına hizmet eden en tecrübeli siyaset insanlarından biriyim.
 
Bugüne kadar; gerek ülke meselelerine gerekse parti içindeki sorunlara, gençliğimde, siyaset ustalarından öğrendiğim "siyasi nezaket" ve "parti disiplini" kuralları çerçevesinde yaklaştım.
 
"siyasi nezaket" ve "parti disiplini" gün olur, sabır taşınızı test eder.
 
Gün olur, parti yararına susmanızı gerektirir.
 
Bugüne kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nde tüm yaşananlara,
 
Ecevit ve arkadaşlarından aldığım; öğrendiğim "siyasi nezaket" kuralları içinde yaklaştım.
 
Ben, Türkiye siyasetine damga vuran Ecevit'in, Demirel'in, Erbakan'ın, Özal'ın bulunduğu Türkiye siyaset dünyasında çok tecrübe edindim.
 
Hepimiz biliyoruz ki ülkemiz için hayati önem taşıyan önümüzdeki yerel seçimler 2 ay sonra yapılacak.
 
Neredeyse yarın!
 
Ama Cumhuriyet Halk Partisi olarak adaylarımızı bile bir türlü belirleyemedik.
 
Oysa yerel seçimler hayati önem taşır.
 
5 yıl önce yapılan yerel seçimlere dönelim.
 
Hepimiz hatırlarız ki;
 
5 yıl önce yapılan yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı bendim.
 
Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetimi İstanbul için beni aday göstermek istediklerini, Şişli'de başardıklarımın tüm İstanbul'da ses getirdiğini, oluşturduğum "Yerel Yönetimlerde Şişli Modeli"ni tüm İstanbul'a yaymamı istediklerini söylediler.üstlendim ve bunu tüm İstanbul'a ve Türkiye'ye duyurmak; hayalimdeki projeleri paylaşmak için bir basın toplantısı düzenledim.
 
Ama o süreçte büyük hayal kırıklığı yaşadım; kimselere söyleyemedim!
 
Çoğunuz hatırlarsınız;
 
Ben İstanbul'un Avrupa yakasında "Cumhuriyet Halk Partisi resmi adayı" olarak basın toplantısı yaparken o dönemde Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel sekreteri olan ve yakından tanıdığım bir sevgili arkadaşım da kendi adaylığını aynı gün İstanbul'un Asya yakasında açıkladı!
 
Düşünebiliyor musunuz?
 
Cumhuriyet Halk Partisi, beni resmi aday olarak görevlendiriyor;
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel sekreteri de aynı gün adaylığını açıklıyor.
 
benim ne parti anlayışıma ne de mantığıma sığmayacak bir yaklaşımdır.
 
Parti yönetiminin haberi olmadan bunun olması mümkün mü?
 
Ben siyasi terbiyem gereği sustum, içime attım! Çalışmalarımı sürdürdüm.
 
5 yıl önceki İstanbul seçimlerinde başta Şişli'de yaşayan yurttaşlarımın verdiği büyük destek ve moralle İstanbul'un yüzde yüzünü kucakladım.
 
Gecemi gündüzüme kattım, çalıştım.
 
Sıkmadığım el kalmadı, girmediğim ev kalmadı.
 
Çalışma arkadaşlarımla dev projeler hazırladım,
 
İstanbul'a ulaşıp anlattım.
 
Ben, o seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul oyunu 1 milyon dörtyüzbin arttırarak… Cumhuriyet Halk Partisi'nin en yüksek oy oranına ulaştım; %41.
 
Bu oranda
 
HDP desteği yoktu; kendi adaylarını çıkarmışlardı.
 
O zaman İyi Parti de yoktu.
 
O dönem Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin eksiksiz desteği olsaydı eğer;
 
biz istanbul'u beş yıl önce almıştık.
 
Bugün -herşeye rağmen- Cumhuriyet Halk Partisi'nin bana geçmişte verdiği görevleri, parti disiplinine tam uyarak yaptığımı büyük bir huzurla söyleyebiliyorum.
 
Sizi daha geriye götürmek isterim.
 
Mayıs 2010
 
Biliyorsunuz…
 
2008 Türkiyesinde değişimin şart olduğunu görerek büyük bir "değişim hareketi" başlattık.
 
Çünkü yurttaşlarımızda, mevcut partilerle değişimin mümkün olmayacağı düşüncesi vardı.
 
Bu düşünce doğruydu da!
 
Biz de öyle düşünüyorduk!
 
Yaptığımız araştırmalarla da bunu tesbit etmiştik.
 
Çünkü o dönemde Sayın Baykal yönetimindeki Cumhuriyet Halk Partisi vatandaşa umut vermiyordu.
 
Zaten başka bir alternatif de yoktu!
 
ülke küllerinden doğmayı bilen bir ülkedir.
 
Bu inancımı hiçbir zaman kaybetmedim.
 
Ben ve arkadaşlarım yeni bir umutla "Türkiye Değişim Hareketi"ni başlattık.
 
Hatırlarsınız; değişime olan talep çığ gibi yükseldi ve Türkiye Değişim Hareketi %16'lara ulaşan bir oy potansiyeline yükseldi.
 
Her partiden seçmenler bize büyük ilgi gösterdiler.
 
Çünkü ben, siyasete başladığım günden bugüne kadar, vatandaşlarımın hep yüzde yüzünü kucakladım.
 
hiçbir zaman partilerine, dinlerine, inançlarına, kökenlerine göre yaklaşmadım.
 
Türkiye Değişim Hareketi, her partiden seçmenlerin desteği ile çığ gibi büyürken,
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nde 2010 yılı mayıs ayında şok gelişmeler oldu.
 
Baykal, görevden ayrılmak zorunda kaldı.
 
Yerine Sayın Kılıçdaroğlu geldi.
 
Biz, TDH olarak, tam o aylarda "Türkiye Değişim Hareketi"ni "Türkiye Değişim Partisi" olarak değiştirmek ve tüm Türkiye'yi kucaklayacak bir parti olmak sürecindeydik.
 
Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olunca, halkımızda değişim adına bir heyecan, bir umut oluştu.
 
Ben ve arkadaşlarım o dönemde çok gerçekçi bir değerlendirme yaptık.
 
Baktık, Sayın Kılıçdaroğlu'nun halkta bir karşılığı oluştu.
 
Yıllardır sürdürdüğüm değişim hareketine tereddütsüz nokta koydum.
 
Yaptığım bir basın toplantısı ile bu kararımı açıkladım. O basın toplantısı metninde de yazar:
 
Biz hareketimizi, halkımızın Sayın Kılıçdaroğlu'na o dönemde verdiği desteğe katkı sağlamak için durdurduk.
 
Çünkü ben, "mesele memleketse gerisi teferruattır" fedakarlığını Ecevit ve arkadaşlarından öğrendim.
 
Ayrıca art niyetlilerin de "bir bölen" demesine fırsat vermedim.
 
Aldığım bu kararla yol arkadaşlarımı, bize güç veren yurttaşlarımı kırdığımı biliyorum.
 
Ama mesele memleketti! Derdimiz değişimdi!
 
Biz de devam etseydik Sayın Kılıçdaroğlu'na o dönemde verilen desteğe zarar verebilirdik.
 
Bugün düşünüyorum;
 
gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapmışız.
 
Bugün düşünüyorum;
 
bu fedakarlığın vefa anlamında Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir kıymeti yokmuş.
 
Bunu 2016 yılında bir kez daha gördüm; kontenjandan seçime katılma imkanım olduğu halde, aldığım siyasi disiplin nedeniyle, kendi isteğimle önseçime katıldım.
 
Seçilecek yerdeydim; önüme dört kontenjan adayı birden koydular.
 
Dedim ya;
 
Bize öğretilen siyasi terbiye "gün olur; parti yararına susmanızı gerektirir."
 
Parti yararına sustum.
 
Bütün bu yaşananlara rağmen, ben Mustafa Sarıgül,
 
çok kararlı ve çok huzurluyum.
 
Huzurluyum çünkü;
 
Sayın Kılıçdaroğlu partinin başına gelince, partileşmek üzere olan hareketimi durdurarak büyük fedakarlık yaptım.
 
"Mesele memleket" dedim.
 
Huzurluyum çünkü;
 
Halk Partisi bana gelip büyükşehir belediye başkan adaylığı görevini verdi. Ama aynı gün partimin genel sekreteri de adaylığını açıkladı. Sustum içime attım.
 
"Mesele memleket" dedim.
 
Gece gündüz çalışıp istanbul'da %41 oy alarak tarihi bir sonuca ulaştım.
 
Huzurluyum çünkü;
 
Sayın Kılıçdaroğlu'na yüzyüze görüşmemizde söz vermiştim;
 
Kendisine her türlü desteği verecektim. Eksiksiz verdim.
 
Bugüne kadar her gün her dakika arkasında yanında durdum.
 
Bunu kendisi de söyler; yakınları da!
 
Bir siyasetçi daha ne yapsın?
 
Halkıma karşı, Şişli'de yaşayan yurttaşlarıma karşı daha vereceğim hizmetler vardı. Şişli'de dolaştıkça gördüm ki, benim marka yaptığım Şişli'nin göz göre göre -ne yazık ki yine Cumhuriyet Halk Partisi'nin görevde olduğu dönemde- ışığı söndü.
 
Türkiye markası olan Nişantaşı taşra oldu, çöpler toplanmaz, sokaklar bakılmaz oldu.
 
Şişliden her kesimden yurttaşlarım bana geldiler;
 
"Yeniden göreve" dediler!
 
"Niye bıraktın bizi?" dediler!
 
Kamuoyu yakından izliyor;
 
Ben dört yıldır Şişli için Şişli'de Cumhuriyet Halk Partisi adına rekor oy almak için alacağım rekor oyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanması için gece gündüz çalışıyorum. Tam dört yıldır!
 
Esnafla sabahları kepengi açıyorum.
 
duraklarında çay demliyorum.
 
Bir yandan da çalışma arkadaşlarımla "Şişli'yi nasıl eski yüksek enerjili günlerine taşırız? "
 
Nasıl "Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın çekim alanı yaparız" diye çalışıyorum.
 
 
 
Bunları yaparken, zaman hızla geçiyor; ama seçimler yine 31 martta yapılacak.
 
Ben 4 yıldır hazırlanıyorum.
 
Seçimlere 2 ay kaldı, Cumhuriyet Halk Partisi hala adaylarını açıklamıyor, açıklayamıyor.
 
Oysa 2019 yerel seçimlerinin 31 Mart tarihinde yapılacağı beş yıl önce belliydi. Muhalefet partilerinin bu seçimlere hazırlanması için önlerinde beş yıl vardı. Ama ana muhalefet olan Cumhuriyet Halk Partisi, iki ay kalan seçimler için adaylarını hala netleştirmedi.
 
Vatandaş haklı olarak buna tepkili!
 
dört yıl gece gündüz çalıştım yorulmadım.
 
Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin kararsızlığı parti kulislerinde beni, büyüdüğüm, yaşadığım, siyasete girdiğim, siyasette geliştiğim ve yıllarca hizmet verdiğim, mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı bildiğim Şişli yerine, hepsine söz verdiğim Şişli'de yaşayan yurttaşlarıma hizmet yerine, başka semtlerle adımın anılması beni yordu daha önemlisi kırdı.
 
Bir önceki seçimde İstanbul'u bana emanet eden Cumhuriyet Halk Partisi'nin hala Şişli adayını açıklamaması beni kırdı.
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 31 Mart İstanbul adayı tanıtılırken, önceki seçimde %41 oy almış ve birçok tecrübe yaşamış önceki aday olarak benim davet edilmemem beni kırdı.
 
"Sen nasıl başardın da %41 oy aldın, nasıl bunun üstüne çıkarız?" diye bana sorulmaması beni kırdı.
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nden yetkili ve ilgili hiç kimsenin beni bilgilendirmemesi;aramaması, beni kırdı.
 
Ben siyasette hayli tecrübeliyim, siyaset tuzaklarına düşmem ve ucuz oyunlara gelmem.
 
Bugüne kadar sessiz kalmam parti terbiyemden gelir; farkında olmadığımdan değil.
 
Ben Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunda, kendi hareketimi durdurmuşum;
 
Hata mı yapmışım; hayır!
 
memleket meseleydi.
 
Bugün olsa yine aynısını yaparım.
 
"İstanbul adayı ol" dendiğinde görevdir dedim, görevi aldım.
 
Mesele memleket meseleydi.
 
Benim istanbul adayı olduğum seçimde, bugünkü gibi ittifak filan olmadan %41 rekor oy aldım.
 
5 yıl boyunca genel başkana her türlü desteği verdim.
 
Bir gün bana kimse saygısızlık yaptın diyemez. Kendisi de bunu biliyor ve söylüyor.
 
Sözün özü şudur;
 
Ben hep, Ecevitlerden eski siyaset ustalarımdan öğrendiğim parti disiplini ve nezaket sınırları içinde kaldım.
 
Ama ben ahde vefaya çok inanırım.
 
Bütün yaptıklarıma rağmen,
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nden vefa görmedim.
 
Cumhuriyet Halk Partisi'ne değil…
 
Partili yurttaşlarıma asla değil…
 
Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine kırgınım, tepkiliyim.
 
Kararsızlıklarına, açık olmamalarına, hala adayları netleştirmemelerine ve bana karşı vefasız davranmalarına tepkiliyim.
 
Tepkimi de hep bahsettiğim siyasi nezaket kuralları içinde kalarak veririm.
 
Ben bugünkü yönetim anlayışıyla…
 
Bu kararsızlıkla…
 
Bu iç hesaplaşmayla…
 
Bu iç iktidar kavgasıyla…
 
Kaybedilen aylar nedeniyle 31 mart seçimlerinde alınacak sonuçtan endişeliyim.
 
Vatandaş endişeli… vatandaş tepkili.
 
Bütün bu anlattıklarımı alt alta koyduğum zaman ortaya çıkan tablo şudur;
 
Cumhuriyet Halk Partisi ya kazanmak istemiyor; ya da umut olmayı beceremiyor.
 
Çok üzgünüm ;
 
Ben CHP gençlik kollarında başkanlık yaptım,
 
mecliste en genç milletvekili oldum,
 
yıllarca Şişli'de hizmet verdim;
 
parti yönetiminin beni desteksiz bırakmasına rağmen,
 
%41 gibi rekor oy alan İstanbul Büyükşehir adayı oldum.
 
Ben aslanlar gibi 5 yıl boyunca genel başkana ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne sahip çıktım.
 
Üstüme düşen herşeyi yaptığıma inanıyorum.
 
Bugün Şişli'ye hizmet vermek için yeniden adayım; karşımda muhatap bulamıyorum.
 
Geçmişi başka partilere dayanan adaylar büyükşehir adayı yapılırken, CHP'nin öz evladına, -doğrudan diyemiyorlar- dolaylı yoldan başka ilçelere işaret ediyorlar.
 
Bu en azından siyasi nezakete uymaz…
 
Bu en azından Şişlililere saygısızlıktır!
 
Buna tepkisiz kalamazdım.
 
Küçük kurnazlıklara teslim olamazdım.
 
Bugün bir karar aldım.
 
Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha çok yıpranmaması için ve
 
ya kendi içlerinde ya da benimle ne hesapları olduğunu bilmediğim
 
CHP yönetimini ve Sayın Kılıçdaroğlu'nu rahatlatmak adına
 
Yıllarımı verdiğim, içinde olmaktan onur duyduğum
 
ve hep duyacağım Cumhuriyet Halk Partisi'nden üzülerek
 
istifa ediyorum.
 
Bu kararımın başta Şişli'de yaşayan yurttaşlarım olmak üzere ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
 
CHP yönetimine ve Sayın Kılıçdaroğlu'na en kısa sürede tüm Türkiye'deki adayları aynı anda açıklamalarını ve Cumhuriyet Halk Partili seçmenleri daha fazla üzmemelerini öneriyorum.
 
Akıllara bazı sorular gelebilir.
 
Bazı olası sorulara cevap vererek mektubumu bitirmek isterim.
 
Diyebilirsiniz ki;
 
Sarıgül siyaseti bırakıyor mu?
 
Cevabım net; Hayır!
 
Şişli'ye ve Türkiye'ye vereceğim daha çok hizmetler var.
 
Diyebilirsiniz ki;
 
Sarıgül başka bir partiye mi geçiyor?
 
Cevabım net;
 
Bu kararı aldığım bugün için hayır. Kendimi bugünden itibaren Şişli'de yaşayan yurttaşlarıma emanet ediyorum. Huzuru onların arasında buluyorum. Onların göstereceği yolda yürüyeceğim.
 
Diyebilirsiniz ki;
 
Sarıgül Şişlide Başkanlığa aday olacak mı?
 
Cevabım net:
 
Evet!
 
Yarından itibaren çizeceğim yol haritamı Şişlililer ile birlikte belirleyeceğim.
 
Ben çok kararlı ve huzurluyum.
 
Gelişmeler hakkında sizlere sürekli bilgi aktaracağız.
 
Saygılarımla
 
 
 
Mustafa Sarıgül
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.