Son dakika... Suud veliahdı köşeye sıkıştı
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini veren isim olduğu konusunda kimsenin şüphe duymadığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Washington Post gazetesinin ortaya attığı son iddiayla daha da köşeye sıkıştı. Buna göre; cinayet emrini Prens'in verdiği sonucuna ulaşan ABD istihbaratı kanıtları ABD Başkanı Trump'a gösterdi
17.11.2018 00:00:00
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA), gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığı iddia edildi.
Washington Post gazetesinin konuyla ilgili kişilere dayandırdığı haberinde, "CIA, Prens Bin Selman'ın Kaşıkçı'nın suikast emrini verdiği sonucuna ulaştı" ifadesine yer verildi.
Yetkililerin, 'yüksek güvenilirliği' bulunduğunu söylediği CIA değerlendirmelerinde, bunun bugüne kadar Muhammed bin Selman'ı cinayetle ilişkilendiren en belirgin tespit olduğu ve Trump yönetiminin Bin Selman'ın ilişkilerini koruma çabalarını zora düşürdüğü kaydedildi.
CIA'in bu sonuca ulaşırken, Veliaht Prens'in kardeşi Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Halid bin Selman'ın, Kaşıkçı ile yaptığı bir telefon görüşmesinin de olduğu birçok istihbarat kaynağını incelediği aktarıldı.
İddialara göre, ABD istihbaratının dinlemelerine takılan görüşmede Halid bin Selman, Kaşıkçı'ya İstanbul'daki Başkonsolosluğa gidip belgelerini almasını, bunun güvenli olacağını söyledi. Yetkililer, Halid'in cinayetten haberdar olup olmadığını bilmediklerini ancak bu konuşmayı Muhammed bin Selman'ın yönlendirmesiyle yaptığının kesin olduğunu ifade etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Fatimah Baeshen ise Halid'in Kaşıkçı ile konsolosluğa gitmesi konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını, CIA'nın sonuçlarının 'yanlış' olduğunu ileri sürdü.
Öte yandan CIA'in incelemesinde, Veliaht Prens'in ülkedeki konumunu da göz önünde bulundurduğuna dikkati çeken ABD'li yetkililer, "Suudi Prens'in konumu, Bin Selman bu konunun farkında olmadan ya da bu konuya karışmadan, bu cinayetin işlenmesine imkan olmadığını gösteriyor" tespitini yaptı.
CIA analistleri, Kaşıkçı skandalına rağmen Muhammed bin Selman'ın tahtını kaybetme tehlikesinin olmadığına inandıklarını dile getirdi.
Kanıtlar Trump'a gizlice gösterildi
CIA'nın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığı iddia eden Washington Post gazetesi aynı haberinde, "ABD Başkanı Donald Trump'a Muhammed bin Selman'ın bu işin içinde olduğunun kanıtı gizlice gösterildi ancak Prens'in bu cinayetin emrini vereceği konusunda Trump'ın hala şüpheleri vardı" ifadesine yer verdi.
Haberde ABD Başkanı Trump'ın damadı Jared Kushner'in Muhammed bin Selman ile yakın ilişkisine dikkat çekildi. İddialara göre ABD Başkanı Trump, CIA ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunu sordu, ancak bu sorusu cevapsız kaldı.
Ses kayıtları CIA'nın elinde
Türklerin elindeki ses kaydının bir kopyasını CIA Direktörü Gina Haspel'e verdiğine ve Haspel'in bunu dinlediğine değinilen haberde, ses kayıtlarının Kaşıkçı'nın konsolosluğa girmesinden kısa süre sonra öldürüldüğünü gösterdiğini aktardı.
Haberde, "Ses kaydını bilen kişiler, Kaşıkçı'nın Suudi Başkonsolos'un odasında öldürüldüğünü, sonra Başkonsolos'un Kaşıkçı'nın cesedinden bir an önce kurtulunması ve konsolosluktaki delillerin temizlenmesi gerektiğini söylediğini aktardı" ifadesi kullanıldı.
'Suikast ekibinin patronu Prens'
CIA ayrıca Kaşıkçı'nın konsolosluktan yapılan bir konuşmayı da incelediğini ve bu konuşmada cinayet için Suudi Arabistan'dan gelen 15 kişilik suikast ekibinin bir parçası olduğuna inanılan Mahir Abdulaziz Mutreb'in Muhammed'in en yakın danışmanlarından Suud el-Kahtani ile görüştüğü kaydedildi.
Haberde CIA'nın Prens Muhammed'in cinayetteki rolüne ilişkin incelemelerinde yabancı ülkelerin elindeki bilgilerden de yararlandığını vurgulandı. Ayrıca CIA'in, telefon görüşmeleri ve ses kayıtlarının yanı sıra İstanbul'a giden 15 kişilik ekipteki bazı kişileri de Muhammed bin Selman ile doğrudan ilişkilendirdiği belirtildi.
ABD, Veliahtın görevde kalmasını istiyor
Gazetenin haberinde, "Trump üst düzey Beyaz Saray yetkililerine Muhammed'in görevde kalması gerektiğini çünkü Suudi Arabistan'ın İran'ın kontrol edilmesinde yardımcı olduğunu söyledi. Trump, Kaşıkçı'nın ölümü konusunda Suudi Arabistan'ın petrol üretimini engelleyecek bir tartışma istemediğini belirtti" bilgisine de yer verildi.
Prens Muhammed'in neden Kaşıkçı'yı öldürtmeye karar verdiğine dair sorular olduğuna dikkat çekilen haberde, bu konuda CIA'nın inandığı bir teorinin de Muhammed'in Kaşıkçı'nın "Müslüman Kardeşler'e yakınlık duyan tehlikeli bir İslamcı" olduğuna inanması olduğu kaydedilen haberde, Muhammed'in bu düşüncesini Kushner ve John Bolton ile paylaştığına da değinildi.
Suud açıklamalarında cevap yok soru çok
Öte yandan Amerikan New Yorker dergisi, Suudi Arabistan yönetiminin gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkındaki açıklamalarının "cevaplardan çok sorulardan oluştuğunu" yazdı.
Robin Wright imzalı "Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayeti incelemesi trajik bir saçmalık" başlıklı makalede, Suudi yönetiminin, Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda kaybolmasından bu yana 4 veya 5 kez ifade değiştirdiği vurgulandı.
"Beyanatları cevaplardan daha çok sorular oluştu" tespitinde bulunulan makalede, Kaşıkçı'nın bedenine ne olduğu konusunda ise tatmin edici hiçbir açıklama yapılmadığına dikkat çekildi.
Makalede, eski üst düzey CIA analisti Bruce Riedel'in Suudi soruşturmasının "kötü bir örtbas" olduğunu belirterek, "Beyanatlarındaki çizgiler tamamen mantıksız. 15 katilden oluşan bir ekip İstanbul'a gidiyor, Suudi liderlerinden hiçbir talimat almadan diplomatik misyonda kontrolü ele alıyor ve Cemal Kaşıkçı'yı öldürüyor. Bu cinayetin baş planlayıcısı hiç şüphe yok ki Veliaht Prens ve bunun için de örtbas edilmeye çalışılıyor" sözlerine de yer verildi.
HABER MERKEZİ
Washington Post gazetesinin konuyla ilgili kişilere dayandırdığı haberinde, "CIA, Prens Bin Selman'ın Kaşıkçı'nın suikast emrini verdiği sonucuna ulaştı" ifadesine yer verildi.
Yetkililerin, 'yüksek güvenilirliği' bulunduğunu söylediği CIA değerlendirmelerinde, bunun bugüne kadar Muhammed bin Selman'ı cinayetle ilişkilendiren en belirgin tespit olduğu ve Trump yönetiminin Bin Selman'ın ilişkilerini koruma çabalarını zora düşürdüğü kaydedildi.
CIA'in bu sonuca ulaşırken, Veliaht Prens'in kardeşi Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Halid bin Selman'ın, Kaşıkçı ile yaptığı bir telefon görüşmesinin de olduğu birçok istihbarat kaynağını incelediği aktarıldı.
İddialara göre, ABD istihbaratının dinlemelerine takılan görüşmede Halid bin Selman, Kaşıkçı'ya İstanbul'daki Başkonsolosluğa gidip belgelerini almasını, bunun güvenli olacağını söyledi. Yetkililer, Halid'in cinayetten haberdar olup olmadığını bilmediklerini ancak bu konuşmayı Muhammed bin Selman'ın yönlendirmesiyle yaptığının kesin olduğunu ifade etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Fatimah Baeshen ise Halid'in Kaşıkçı ile konsolosluğa gitmesi konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını, CIA'nın sonuçlarının 'yanlış' olduğunu ileri sürdü.
Öte yandan CIA'in incelemesinde, Veliaht Prens'in ülkedeki konumunu da göz önünde bulundurduğuna dikkati çeken ABD'li yetkililer, "Suudi Prens'in konumu, Bin Selman bu konunun farkında olmadan ya da bu konuya karışmadan, bu cinayetin işlenmesine imkan olmadığını gösteriyor" tespitini yaptı.
CIA analistleri, Kaşıkçı skandalına rağmen Muhammed bin Selman'ın tahtını kaybetme tehlikesinin olmadığına inandıklarını dile getirdi.
Kanıtlar Trump'a gizlice gösterildi
CIA'nın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığı iddia eden Washington Post gazetesi aynı haberinde, "ABD Başkanı Donald Trump'a Muhammed bin Selman'ın bu işin içinde olduğunun kanıtı gizlice gösterildi ancak Prens'in bu cinayetin emrini vereceği konusunda Trump'ın hala şüpheleri vardı" ifadesine yer verdi.
Haberde ABD Başkanı Trump'ın damadı Jared Kushner'in Muhammed bin Selman ile yakın ilişkisine dikkat çekildi. İddialara göre ABD Başkanı Trump, CIA ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunu sordu, ancak bu sorusu cevapsız kaldı.
Ses kayıtları CIA'nın elinde
Türklerin elindeki ses kaydının bir kopyasını CIA Direktörü Gina Haspel'e verdiğine ve Haspel'in bunu dinlediğine değinilen haberde, ses kayıtlarının Kaşıkçı'nın konsolosluğa girmesinden kısa süre sonra öldürüldüğünü gösterdiğini aktardı.
Haberde, "Ses kaydını bilen kişiler, Kaşıkçı'nın Suudi Başkonsolos'un odasında öldürüldüğünü, sonra Başkonsolos'un Kaşıkçı'nın cesedinden bir an önce kurtulunması ve konsolosluktaki delillerin temizlenmesi gerektiğini söylediğini aktardı" ifadesi kullanıldı.
'Suikast ekibinin patronu Prens'
CIA ayrıca Kaşıkçı'nın konsolosluktan yapılan bir konuşmayı da incelediğini ve bu konuşmada cinayet için Suudi Arabistan'dan gelen 15 kişilik suikast ekibinin bir parçası olduğuna inanılan Mahir Abdulaziz Mutreb'in Muhammed'in en yakın danışmanlarından Suud el-Kahtani ile görüştüğü kaydedildi.
Haberde CIA'nın Prens Muhammed'in cinayetteki rolüne ilişkin incelemelerinde yabancı ülkelerin elindeki bilgilerden de yararlandığını vurgulandı. Ayrıca CIA'in, telefon görüşmeleri ve ses kayıtlarının yanı sıra İstanbul'a giden 15 kişilik ekipteki bazı kişileri de Muhammed bin Selman ile doğrudan ilişkilendirdiği belirtildi.
ABD, Veliahtın görevde kalmasını istiyor
Gazetenin haberinde, "Trump üst düzey Beyaz Saray yetkililerine Muhammed'in görevde kalması gerektiğini çünkü Suudi Arabistan'ın İran'ın kontrol edilmesinde yardımcı olduğunu söyledi. Trump, Kaşıkçı'nın ölümü konusunda Suudi Arabistan'ın petrol üretimini engelleyecek bir tartışma istemediğini belirtti" bilgisine de yer verildi.
Prens Muhammed'in neden Kaşıkçı'yı öldürtmeye karar verdiğine dair sorular olduğuna dikkat çekilen haberde, bu konuda CIA'nın inandığı bir teorinin de Muhammed'in Kaşıkçı'nın "Müslüman Kardeşler'e yakınlık duyan tehlikeli bir İslamcı" olduğuna inanması olduğu kaydedilen haberde, Muhammed'in bu düşüncesini Kushner ve John Bolton ile paylaştığına da değinildi.
Suud açıklamalarında cevap yok soru çok
Öte yandan Amerikan New Yorker dergisi, Suudi Arabistan yönetiminin gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti hakkındaki açıklamalarının "cevaplardan çok sorulardan oluştuğunu" yazdı.
Robin Wright imzalı "Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayeti incelemesi trajik bir saçmalık" başlıklı makalede, Suudi yönetiminin, Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda kaybolmasından bu yana 4 veya 5 kez ifade değiştirdiği vurgulandı.
"Beyanatları cevaplardan daha çok sorular oluştu" tespitinde bulunulan makalede, Kaşıkçı'nın bedenine ne olduğu konusunda ise tatmin edici hiçbir açıklama yapılmadığına dikkat çekildi.
Makalede, eski üst düzey CIA analisti Bruce Riedel'in Suudi soruşturmasının "kötü bir örtbas" olduğunu belirterek, "Beyanatlarındaki çizgiler tamamen mantıksız. 15 katilden oluşan bir ekip İstanbul'a gidiyor, Suudi liderlerinden hiçbir talimat almadan diplomatik misyonda kontrolü ele alıyor ve Cemal Kaşıkçı'yı öldürüyor. Bu cinayetin baş planlayıcısı hiç şüphe yok ki Veliaht Prens ve bunun için de örtbas edilmeye çalışılıyor" sözlerine de yer verildi.
HABER MERKEZİ