Hemen baştan söylemek lazım ki Letonya karşısında elde ettiğimiz galibiyet son on beş dakikada futbolcuların motivasyonlarının sonucunda gerçekleşti.
Son on beş dakikada hiçbir taktik anlayışın hakim olmadığı bir oyun sergilendi.
Serdar Dursun'un oyuna girmesi ile birlikte çift santrafora dönen milli takım Cengiz ve Halil'i de ceza sahasına atınca fiilen dört santrafora döndü.
Aslında bu futbolcuları ateşleyen bir kıvılcım olmuş olabilir.
Futbolcular son anlarda dört santrafora dönünce artık maçı kazanmak için her şeyi yapmaları gerektiğini idrak ettiler.
Taktik anlamda aslında bir risk olan bu formasyon üstelik Merih'in kendi kalesine attığı golle de bir faciaya dönmek üzereyken önemli bir galibiyete dönüştü.
Belki de geriye düşmek futbolcularda bu durumdan kurtulma azmi yaratmış olmalı.
Fakat ne olursa olsun bizi yarışma içinde tutan bir sonuç almış olmamız ve uzun zamandan beri hasretini çektiğimiz galibiyeti elde etmemiz bu maçın en önemli yönüydü.
Ayrıca burada sadece futbolcuların motivasyonlarının etkili olması yanında bahsetmemiz gereken bazı şeyler de var.
Takımımız bu şartlar altında muazzam bir stresle de baş etme başarısı gösterdi diyebiliriz.
Bunun da ötesinde insiyatif ve sorumluluk almak açısından da önemli bir sonuç bu.
Maç öncesi medyada risk almamız gerektiği yazılıp çizildi. Fakat futbol kültürümüzde risk almak başlı başına büyük bir cesaret isteyen bir davranış.
Çünkü risk alıp başaramamak durumunda ülkemizde eleştiriler oldukça acımasız oluyor. Bir çeşit ölümüne eleştiri kültürü var.
Bu futbolumuzda cesareti ve girişimi önlüyor. Bunun sonucu ise arzu edilmeyen mağlubiyetler oluyor.
Dün akşam alınan riskler futbolcuların iştahını artırdı. Böyle maçları unutmamak lazım.
Cesaret ettik risk aldık ve kazandık ama istemediğimiz bir sonuç çıkma olasılığı da neredeyse kesin gibiydi.
Öyle olsa ne yapacaktık tüm futbolcuları silecek miydik? Evet öyle yapacaktık.
Peki sonra nasıl devam edecektik bu futbolcularla?
Sadece kamuoyu olarak bizlerin değil futbolcuların da bunları anlaması lazım.
Cesur davranmaya bizi alıştırmaları lazım ve cesur olmaları lazım.
Daha iyi motive olunca daha çok risk almak dışında da bir şeyler yapma anlayışını futbol kültürümüze yerleştirmemiz lazım.
Teknik anlamda bahsedilecek çok da şey yok aslında. Fakat oyunun 75 dakikalık diliminde özellikle Berat'ın futbolunu beğendim.
Berat bütün bu 75 dakikalık bölümde tüm atakların içindeydi. Berat çok kaliteli uzun paslar atıyor.
Hakan Çalhanoğlu'nun etkinsizliğinin nedenlerini ise anlamak benim için çok zor.
Norveç maçında da iyi bir performans gösteren Cengiz bu maçta da oldukça iyi bir performans gösterdi.
Burak'ın son anda aldığı penaltıyı büyük bir soğukkanlılık ile kullanması tecrübesine yakışır bir durumdu.
Kerem de sol tarafta Cengiz'in sağda yaptığı şeyleri başarı ile yaptı.
Teknik anlamda son olarak söylemek istediğim milli takımın maçın genelinde kontrolü kaybetmemesiydi.
Rakibinin ataklarında toplu şekilde savunmaya çekilmeyi başarabildi. Şuursuzca yükselen tempoya uyup atak yapmaya çalışmak yerine savunmayı ihmal etmedi.
Şimdi önümüzde iki kritik maç daha var. Cebelitarık ve Karadağ maçlarını kazanıp Norveç'in kaybetmesini bekleyeceğiz.
Son on beş dakikada hiçbir taktik anlayışın hakim olmadığı bir oyun sergilendi.
Serdar Dursun'un oyuna girmesi ile birlikte çift santrafora dönen milli takım Cengiz ve Halil'i de ceza sahasına atınca fiilen dört santrafora döndü.
Aslında bu futbolcuları ateşleyen bir kıvılcım olmuş olabilir.
Futbolcular son anlarda dört santrafora dönünce artık maçı kazanmak için her şeyi yapmaları gerektiğini idrak ettiler.
Taktik anlamda aslında bir risk olan bu formasyon üstelik Merih'in kendi kalesine attığı golle de bir faciaya dönmek üzereyken önemli bir galibiyete dönüştü.
Belki de geriye düşmek futbolcularda bu durumdan kurtulma azmi yaratmış olmalı.
Fakat ne olursa olsun bizi yarışma içinde tutan bir sonuç almış olmamız ve uzun zamandan beri hasretini çektiğimiz galibiyeti elde etmemiz bu maçın en önemli yönüydü.
Ayrıca burada sadece futbolcuların motivasyonlarının etkili olması yanında bahsetmemiz gereken bazı şeyler de var.
Takımımız bu şartlar altında muazzam bir stresle de baş etme başarısı gösterdi diyebiliriz.
Bunun da ötesinde insiyatif ve sorumluluk almak açısından da önemli bir sonuç bu.
Maç öncesi medyada risk almamız gerektiği yazılıp çizildi. Fakat futbol kültürümüzde risk almak başlı başına büyük bir cesaret isteyen bir davranış.
Çünkü risk alıp başaramamak durumunda ülkemizde eleştiriler oldukça acımasız oluyor. Bir çeşit ölümüne eleştiri kültürü var.
Bu futbolumuzda cesareti ve girişimi önlüyor. Bunun sonucu ise arzu edilmeyen mağlubiyetler oluyor.
Dün akşam alınan riskler futbolcuların iştahını artırdı. Böyle maçları unutmamak lazım.
Cesaret ettik risk aldık ve kazandık ama istemediğimiz bir sonuç çıkma olasılığı da neredeyse kesin gibiydi.
Öyle olsa ne yapacaktık tüm futbolcuları silecek miydik? Evet öyle yapacaktık.
Peki sonra nasıl devam edecektik bu futbolcularla?
Sadece kamuoyu olarak bizlerin değil futbolcuların da bunları anlaması lazım.
Cesur davranmaya bizi alıştırmaları lazım ve cesur olmaları lazım.
Daha iyi motive olunca daha çok risk almak dışında da bir şeyler yapma anlayışını futbol kültürümüze yerleştirmemiz lazım.
Teknik anlamda bahsedilecek çok da şey yok aslında. Fakat oyunun 75 dakikalık diliminde özellikle Berat'ın futbolunu beğendim.
Berat bütün bu 75 dakikalık bölümde tüm atakların içindeydi. Berat çok kaliteli uzun paslar atıyor.
Hakan Çalhanoğlu'nun etkinsizliğinin nedenlerini ise anlamak benim için çok zor.
Norveç maçında da iyi bir performans gösteren Cengiz bu maçta da oldukça iyi bir performans gösterdi.
Burak'ın son anda aldığı penaltıyı büyük bir soğukkanlılık ile kullanması tecrübesine yakışır bir durumdu.
Kerem de sol tarafta Cengiz'in sağda yaptığı şeyleri başarı ile yaptı.
Teknik anlamda son olarak söylemek istediğim milli takımın maçın genelinde kontrolü kaybetmemesiydi.
Rakibinin ataklarında toplu şekilde savunmaya çekilmeyi başarabildi. Şuursuzca yükselen tempoya uyup atak yapmaya çalışmak yerine savunmayı ihmal etmedi.
Şimdi önümüzde iki kritik maç daha var. Cebelitarık ve Karadağ maçlarını kazanıp Norveç'in kaybetmesini bekleyeceğiz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Çakmayan kıvılcım / 19.04.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024
- Kaleciler sınıfta kaldı / 04.04.2024
- Bu maçı taraftar nasıl izledi? / 03.04.2024
- Dayak yedik / 27.03.2024
- Trabzon'da tatsız gece / 18.03.2024
- Galatasaray'a rakip yok / 16.04.2024
- Ciddi hatalar var / 15.04.2024
- Tur gitti geldi / 12.04.2024
- Son söz tarihin olacak / 08.04.2024
- Buna futbol denir mi? / 05.04.2024
- Kaleciler sınıfta kaldı / 04.04.2024
- Bu maçı taraftar nasıl izledi? / 03.04.2024
- Dayak yedik / 27.03.2024
- Trabzon'da tatsız gece / 18.03.2024