logo
01 AĞUSTOS 2025

Sorguluyor muyuz?

24.02.2017 00:00:00
Sorgulamak; işin hikmetini öğrenmek amacıdır. Sorgulamak, akıl kârıdır ve tanımak için olmalıdır.
Allah insana cüzi bir irade vermiştir. Bu irade ile insan düşünme ve mukayese etme gücüne kavuşur. Aklını kullanmayan kişi her türlü yanlışı, şirki, günahı işlemeye kâfi gelir.
Bu konuda birkaç gün önce gazetemiz yazarlarından kıymetli Mustafa Aslan abimizin köşesindeki "Hala akletmez misiniz" isimli yazısından şu bölümü bir kez daha dikkatinize sunmak istiyorum;
"Bize zekâ ile aklı aynıymış gibi tarif eder, anlatırlar ama asla aynı değildir!
Zekâ; bitkilerde, hayvanlarda ve bütün mahlûkatta vardır ama akıl, zekâ ile birlikte sadece insanda vardır. Avlanan etobur vahşide de, av olmamak için kaçan otobur vahşide de zekâ vardır. Kaçma ve kovalamaları bu zekâları sayesindedir. İnsanda da zekâ vardır ama zekâsı aklının kontrolündeyse insan-ı kâmil, aklı zekâsının kontrolündeyse esfel-i safilîndir insan!"
Gerek dini gerekse milli konularda artık aklımızı kullanmıyoruz. Mesela, ekmek alırken pişkinini, domates alırken tazesini seçmek zekice bir harekettir ama bu ticareti helal para ile yapabilmek ise akıllıcadır. Toplum menfaatini veya ahiret hayatımızı ilgilendiren konularda zekice mi yoksa akıllıca mı tercihler yapıyoruz! Toplumsal meseleler önümüze geldiğinde gerekli olan ilmi tahsil etmek şöyle dursun bu konularda istişare etmekten bile kaçınır hale geldik.
Peki, neden böyle?
Bu durumun en önemli nedeni aklımızı kullanmaya ve sorgulamaya ihtiyaç duymuyoruz! Çünkü ihtiyacımız olan bilgi ve kabullerimizi doğru olan kaynaklardan değil kolay ve gelişigüzel yollardan elde ediyoruz.
Bu yolları şöyle sıralayabiliriz:
1- İçinde yetiştiğimiz toplumdan, cemaatten veya büyüklerimizden edindiğimiz bilgiyi öncelikli kaynak kabul etmek, aklımızı kullanma ve sorgulamanın önünde aşamadığımız en büyük engellerden biridir. Bu konuda Hz. Allah bizleri şöyle uyarmaktadır: "Ne zaman onlara, 'Allah'ın indirdiklerine uyun' denilse, onlar, 'Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız' derler. Ya ataları, akıllarını kullanmamış ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?" (Bakara, 170).
2- Olaylarda hikmeti anlamak yerine kabul ettiğimiz kişi ve görüşleri eleştiri ve yoruma kapatarak "onlar ne derse doğrudur" demek suretiyle her türlü fikre ve düşünceye kapılarımızı kapatıyoruz. Hâlbuki İslam ve medeniyetimiz, kişiyi değil kişiliği esas alır. 
3- Dini ve milli değerlerimizi kurallara, İslam'ı ise simgelere bağlayan bağnaz bir anlayış da sorgulamanın önündeki en büyük engeldir. Bugün maalesef toplumda İslam; sakal, sarık ve cübbe giydirilen bir gelenek veya düşünce/mezhep halini aldı. Hâlbuki Hz. Peygamber Efendimiz, "Allah sizin cisimlerinize değil kalplerinize bakar" buyururken, Yunus Emre ise, "Dervişlik olsaydı tâc ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka" diyerek işin esasının gönül ve ilim olduğunu beyan etmişlerdir.
4- Aklını kullanmaya ve sorgulamaya engel olan nedenlerden biri de, "Ne yani! Bu kadar kişi yanlış mı biliyor?" sendromudur. Bir meselede genel kanaat ne ise ona inanmak için aklı kullanmaya gerek görmüyoruz! Kalabalıklar ne diyorsa o?
Artık bu yanlış kanaatlerimizden vazgeçmeliyiz.
Sorgulamadan, bilgi sahibi olmadan bir fikri sahiplenmenin çeşitli sorunları da beraberinde getirdiğine yeteri kadar şahit olmadık mı?
Sorgulayarak tecrübe edilmeyen her bilgi, hakikati anlaşılamayan bir ezber ve körü körüne bir kabuldür. Ezberci kişi ve toplumlar ise her zaman kullanılmaya ve işgale hazır insan yığınlarıdır.
Bugün emperyalist batı dünyası toplumları daha kolay yönetebilmek için ezberciliğe önem verir. Akıl yürütmeyi ve sorgulamayı takdir etmezler.
Bu sebepledir ki, İngiliz tarihçi Arnold Toynbee,1960 yılında yazdığı kitabında şöyle diyor; "Güney Müslümanlığı (Fas'tan Arabistan'a kadar olan bölge) bizim için tehlike olmaktan çıkmıştır. Bir şeyh satın alır, oralardakilerin hepsini istediğiniz gibi yönetirsiniz. Ancak bizim için asıl tehlikeli olan kuzey Müslümanlığıdır, (İstanbul'dan Buhara'ya kadar olan Türk bölgesi) ve bizim için kuzey Müslümanlığı daha tehlikelidir. Bunlar bilimle, ilimle barışıktırlar ve o nedenle de çok tehlikelidirler, her zaman Atatürk gibi bir asi çıkarabilirler. Bu yüzden önlemi şimdiden alınmalıdır" demektedir.
Hz. Peygamber Efendimiz cehaletin belini kıran ve insanlara hikmet ilminin kapılarını açan bir Nebi olarak gönderilmiştir.
"Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik." (Bakara-151)
Buradan devam ile diyebiliriz ki, her türlü soru ve sorunlarımızın cevabı Ehl-i Beyt'in şahsında bir çözüm ile durmaktadır.
Her an hal yaşıyoruz. Bazen çok mutluyuz, bazen sinirli, bazen duygusal, bazen de yalnızlığa düşüyoruz. Tüm bu hallerde kulluğumuzdan, birlik ve beraberliğimizden ödünler veriyor muyuz?
Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: "Eğer, sabır insan olsaydı Ali olurdu, akıl insan olsaydı Hasan olurdu, cesaret insan olsaydı Hüseyin olurdu?"
Her halin bir de kemal noktası vardır. Her hali en güzel icra eden vardır.
Ehl-i Beyt bize en güzel örnektir.
Her türlü iddiamızdan yola çıkarak, değişik iddialarla karşımızda bulunanların samimiyetini ve liyakatini tartmaya layık en güzel terazi Ehl-i Beyt terazisidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Doğan / diğer yazıları
Ekonomi politikaları hep onlara kazandırıyor!
Tüm sektörler zorda, onlar keyiflerde
İhracat da, iç satışlar da yerlerde sürünüyor
Beyaz eşyada durum iç karartıyor
Yüksek faizler reel sektörü vuruyor
Sanayiciden 'batıyoruz' feryatları yükseliyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Kötü huylardan sakındırma
Açlıktan ölenlerin sayısı artıyor
Gazze kıtlığın pençesinde
"İsrail'in çıkarları önce geliyor"
Yahudi lobisi ABD'yi teslim almış
'Hadsizlik yapmış'
Özel'den AKP'li isme komisyon tepkisi
İYİ Parti'den BTP'ye miting daveti
Hüseyin Baş'tan Dervişoğlu'na destek
Abdullah Güler açıkladı
AKP'nin komisyon üyeleri belli oldu
'Enflasyon artacak'
'Öncü veriler öyle gösteriyor''
Soykırım!
Son 24 saatte 101 şehit daha
'Entegrasyon gerekli'
MSB'den SDG açıklaması
Mahkeme tarihi belli oldu
Ez az 5 yıl hapsi isteniyor
İzmir'de ekmeğe zam
200 gram ekmek 15 TL oldu
Erdoğan, milli güvenlik sorunu olarak gördü
Grev yasağına CHP'den tepki
Ekonomi politikaları hep onlara kazandırıyor!
Tüm sektörler zorda, onlar keyiflerde
İhracat da, iç satışlar da yerlerde sürünüyor
Beyaz eşyada durum iç karartıyor
Yüksek faizler reel sektörü vuruyor
Sanayiciden 'batıyoruz' feryatları yükseliyor
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Kötü huylardan sakındırma
Açlıktan ölenlerin sayısı artıyor
Gazze kıtlığın pençesinde
"İsrail'in çıkarları önce geliyor"
Yahudi lobisi ABD'yi teslim almış
'Hadsizlik yapmış'
Özel'den AKP'li isme komisyon tepkisi
İYİ Parti'den BTP'ye miting daveti
Hüseyin Baş'tan Dervişoğlu'na destek
Abdullah Güler açıkladı
AKP'nin komisyon üyeleri belli oldu
'Enflasyon artacak'
'Öncü veriler öyle gösteriyor''
Soykırım!
Son 24 saatte 101 şehit daha
'Entegrasyon gerekli'
MSB'den SDG açıklaması
Mahkeme tarihi belli oldu
Ez az 5 yıl hapsi isteniyor
İzmir'de ekmeğe zam
200 gram ekmek 15 TL oldu
Erdoğan, milli güvenlik sorunu olarak gördü
Grev yasağına CHP'den tepki
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.