Sosyal medyanın gücü adına
Bazen ihbar ile bir dosyanın sıfırdan açılması bazen de kapatılmış suç dosyalarının yeniden açılması için kullanılan sosyal medya baskısı, artık günümüzde adeta kendi başına toplumsal sorunlarda denge-denetleme işlevi gören bir güç haline gelmiş durumda
13.10.2019 00:00:00
Sosyal medyada oluşan tepkiler ile hak arayanlara yardımcı olunması, suçlunun bulunması, serbest bırakılan zanlının yeniden gözaltına alınması ve bazen de cezasız kalacak suçluların cezaya çarptırılmasının sağlanması Türkiye'de de son yıllarda yoğun şekilde yaşanan bir durum olarak karşımıza çıkmaya başladı. Türkiye neredeyse her hafta gündemin üst sıralarına çıkan bir veya iki olayda sosyal medya ile gelen adaleti konuşuyor.
Bazen ihbar ile bir dosyanın sıfırdan açılması bazen de üzeri kapatılmış dosyaların yeniden açılması için kullanılan sosyal medya baskısı artık günümüzde adeta kendi başına toplumsal vicdanın somutlaştığı ve denge-denetleme işlevi gördüğü bir erk haline geldi. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı, günümüzde sosyal medyanın geleneksel medyanın yerini alarak 'dördüncü güç' haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Narlı şunları söyledi: "Türkiye'de çok sayıda insan tepkilerini dile getirirken sosyal medyayı bir mecra olarak kullanmayı tercih ediyor, çünkü buradan çok daha hızlı biçimde insanlara ulaşabileceğini düşünüyor. Siyasal katılım tipolojisine baktığımızda sosyal medya siyasi katılım ve siyasi protesto için öncelikli kullanılan bir mecraya dönüştü.
Eski sosyal protesto kalıplarında insanların bir mekanda toplanması, seslerini bildirilerle veya imza toplayarak aktarması söz konusuydu fakat bugün insanlar sosyal medya üzerinden daha etkili ve hızlı bir şekilde bunu yapabildiklerini görüyorlar. Belli haberleri paylaşarak ve yorum yaparak tepkilerini koyduklarını gösteriyorlar ancak "adalet arayışında sosyal medya öne çıkıyor" gibi birşey söylemiyorum çünkü bununla ilgili elimizde büyük verilere dayalı yeterli çalışma yok."
Bazen ihbar ile bir dosyanın sıfırdan açılması bazen de üzeri kapatılmış dosyaların yeniden açılması için kullanılan sosyal medya baskısı artık günümüzde adeta kendi başına toplumsal vicdanın somutlaştığı ve denge-denetleme işlevi gördüğü bir erk haline geldi. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nilüfer Narlı, günümüzde sosyal medyanın geleneksel medyanın yerini alarak 'dördüncü güç' haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Narlı şunları söyledi: "Türkiye'de çok sayıda insan tepkilerini dile getirirken sosyal medyayı bir mecra olarak kullanmayı tercih ediyor, çünkü buradan çok daha hızlı biçimde insanlara ulaşabileceğini düşünüyor. Siyasal katılım tipolojisine baktığımızda sosyal medya siyasi katılım ve siyasi protesto için öncelikli kullanılan bir mecraya dönüştü.
Eski sosyal protesto kalıplarında insanların bir mekanda toplanması, seslerini bildirilerle veya imza toplayarak aktarması söz konusuydu fakat bugün insanlar sosyal medya üzerinden daha etkili ve hızlı bir şekilde bunu yapabildiklerini görüyorlar. Belli haberleri paylaşarak ve yorum yaparak tepkilerini koyduklarını gösteriyorlar ancak "adalet arayışında sosyal medya öne çıkıyor" gibi birşey söylemiyorum çünkü bununla ilgili elimizde büyük verilere dayalı yeterli çalışma yok."
Son örnek: Kızını döven baba
Kimi olaylarda sosyal medyada çığ haline gelen tepkiler öyle bir baskı oluşturuyor ki, devletin her düzeyinde yetkililer kendilerini bir açıklama yapmak ve konuya ilişkin özel adımlar atmak durumunda hissedebiliyor. Neredeyse gün aşırı yaşanmaya başlanan bu olayların son örneği İstanbul'da 19 yaşındaki kızına işkence yapmakla suçlanan baba olayı oldu.
Halihazırda uzaklaştırma cezası olmasına ve kızın darp edildiği görüntülerle karakola başvurmuş olmasına rağmen nöbetçi savcı baba Muzaffer A.'yı serbest bırakmıştı. Sosyal medyada görüntülerin tepki toplaması sonucu Muzaffer A. hakkında yeniden yakalama kararı verildi ve zanlı baba ancak o şekilde tutuklandı.
Bu olaydan sadece iki gün önce Mersin'de çekilen bir görüntüde 5 yaşındaki Ürdünlü bir çocuğa tokat atan kişi hakkında işlem yapılması talebi sosyal medyada trend olmasının ardından 'kasten yaralama' suçundan yakalandı, adliyeye sevk edildi ve 'ev hapsi' cezası aldı. Bu ceza da yeterli bulunmadı ve Cumhuriyet Başsavcılığı tutuklamaya yönelik karar çıkartarak şahsı ceza evine gönderdi.
Bir başka örnek de İstanbul'da trafikte hamile kadının ve eşinin bulunduğu arabayı tekmeleyerek yumruklayan baklavacı kardeşler olayı sosyal medyada meydana gelen tepkiler neticesinde gündem oldu. Olay sadece bu iki kişinin tutuklanmasıyla kalmadı, karakola girerken onlara samimi şekilde selam veren polis memuru da açığa alındı.
Halihazırda uzaklaştırma cezası olmasına ve kızın darp edildiği görüntülerle karakola başvurmuş olmasına rağmen nöbetçi savcı baba Muzaffer A.'yı serbest bırakmıştı. Sosyal medyada görüntülerin tepki toplaması sonucu Muzaffer A. hakkında yeniden yakalama kararı verildi ve zanlı baba ancak o şekilde tutuklandı.
Bu olaydan sadece iki gün önce Mersin'de çekilen bir görüntüde 5 yaşındaki Ürdünlü bir çocuğa tokat atan kişi hakkında işlem yapılması talebi sosyal medyada trend olmasının ardından 'kasten yaralama' suçundan yakalandı, adliyeye sevk edildi ve 'ev hapsi' cezası aldı. Bu ceza da yeterli bulunmadı ve Cumhuriyet Başsavcılığı tutuklamaya yönelik karar çıkartarak şahsı ceza evine gönderdi.
Bir başka örnek de İstanbul'da trafikte hamile kadının ve eşinin bulunduğu arabayı tekmeleyerek yumruklayan baklavacı kardeşler olayı sosyal medyada meydana gelen tepkiler neticesinde gündem oldu. Olay sadece bu iki kişinin tutuklanmasıyla kalmadı, karakola girerken onlara samimi şekilde selam veren polis memuru da açığa alındı.
Daha çok örnek verilebilir
Bu örneklere benzer şekilde gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra sosyal medya tepkileri nedeniyle yeniden gözaltına alınan ve tutuklanan onlarca vaka daha var. Bütün bunlar insanları şu soruyu sorma noktasına getiriyor. Hakkınızı aramak için sosyal medya kullanmayı bilmek mi yoksa haklarımızı ve hukuku bilmek mi daha etkili? Uzmnalar her ikisinin de önemli olduğunu düşünüyor. Her vatandaş haklarını öğrenmeli ancak gerekmesi halinde sosyal medya kullanımını da bilmekte fayda var. HABER MERKEZİ