Avrupa her zaman yaptığı gibi soykırım meselesinde de çifte standart uyguluyor. Hem suçlular hem güçlüler? Kendi pisliklerini örtmeden Türkiye'ye soykırım iftirası atıyorlar. Kaldı ki kendi yaptıkları soykırımları sorgulama ihtiyacı bile hissetmiyorlar.Batı kendi dininden hatta mezhebinden olmayana ezelden düşmandır, bu düşmanlıktan bir türlü vazgeçmemiştir ve vazgeçmesi de düşünülemez. Çünkü kilisenin etkisinden kurtulamamış eğitim sistemleri onlara bu düşmanlığı aşılamıştır. Bu yüzden Müslümanlara karşı yapılan her türlü vahşete ve zulme gözleri perdelidir. Dünyanın her tarafından yükselen feryatları duyamazlar. Atılan iftiraları sorgulama gereksinimi hissetmezler. Kendilerinin yaptıkları katliama, işgale, yağmaya ise her zaman kendilerince haklı bir nedenleri vardır. Bu nedenin diğer insanların vicdanını tatmin etmesine gerek yoktur. Dikkat edilirse tarih boyunca menfaatleri olmaması durumunda şer güçleri Müslüman mezalimlerinde birbirlerine engel olmak şöyle dursun destekte bulunan bir haleti ruhiyeye sahip olmuşlardır. Bu ruh bitip tükenmek bilmeyen, ölümsüz 'Haçlı Ruhu'dur. Bu ruh onlarla olan bütün münasebetlerimizde, hayatımızın her alanında karşımıza çıkar. Hüviyet değişir ama mahiyet hiç değişmez. Savaşlarda, sömürgeleştirmede, yarışmalarda, oluşturulan birlikteliklerde, sporda hatta futbol maçlarında bunu yoğun bir şekilde görmek mümkündür. Bizler ise buna kayıtsız kalmaktan, olanlara her ne kadar razı olmasak da göz yummaktan başka hiçbir şey yapamıyoruz. Çünkü dünyada onların bu zulmünü sorgulayacak, bunlara dur diyecek İslami bir otorite yok. Fırsattan istifade etme kaçırılmayarak tüm İslam Âlemi elleri, kolları bağlı olarak hedef tahtasına alınmıştır. Bizdeki batı hayranı aydınlar her ne kadar bizi batılılaştırma sevdasında olsalar da, onlardanmışız gibi göstermeye çalışsalar da; onların gözündeki en büyük tehlike şarkın kındaki kılıcı Müslüman-Türk Milleti'dir.Doğu Türkistan'da Çin, Çeçenistan'da Rus, Karabağ'da Ermeni, Saraybosna'da, Kosova'da, Makedonya'da Sırp ve dünyanın dört bir tarafındaki Müslüman-Türk'e yapılan zulmü, vahşeti görmeyenler; Amerika'nın Vietnam'da, Afganistan'da, Irak'ta milyonlarca insanı öldürdüğünü, Kızılderililerin ataları olan İnka, Maya, Aztek Medeniyetlerini yok ettiğini duymayanlar; Ermenilerin Dağlık Karabağ'ın Hocalı şehrinde 613 kişiyi hunharca katledip 1275 kişiyi rehin aldığını, bir milleti yok ettiğini, tarihin en vahşi katliamını yaptığını, tarihe baktığımızda Endülüs'te bir medeniyeti yok eden İspanyolları bilmeyenler: Soykırım bu yapılanlardır.Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Ermenilerin tehcir esnasında haklarını korumak için Osmanlı bir dizi önlem almıştır. Burada tekrar edilmesinde fayda olan bir husus vardır ki o da aşağıdaki tedbirlerin insanımıza yaptıkları vahşeti anlatmakta kelimelerin çaresiz ve kifayetsiz kaldığı Ermeniler için alınmış olmasıdır:"Ermenilerin yollarda muhafaza-i hayatlarına imkân nispetinde çalışılması" ve "katl ve gaspa cüret edeceklerin şiddetle" cezalandırılması,1 "ihraçlarına teşebbüs olunan Ermenilerin" yol boyunca "muhafazalarına itina olunması",2 göç eden "Ermenilerin on yaşından dûn (küçük) çocuklarının dâru'l-eytâm (yetim evi) te'sîsi"nde "talîm ve terbiye" edilmesi,3 "berâberlerinde götüremeyecekleri" mal ve eşyâlarının "muhâfazaya aldırılması",4 "iki sene müddetle temettü' vergisinden mu'âfiyyetleri",5 "hasta ve amâ ermeni âilelerinin sevk edilmemesi",6 "ihtidâ eden veya etmeyen Ermenilerden bîkes ve muhtâç" olanların "iâşe"lerinin temini,7 "erkekleri nakl edilen ermeni âilelerinin" tehcir süresince "iâşeleri husûsunun" ve "muhtâç oldukları eşyânın" temin ve tedâriki,8 savaştan sonra "çıkarıldıkları mahallere 'avdetlerine (dönmelerine) müsâade edilmesi" tedbirleri alınmıştır.Eğer Türk Milleti soykırımcı bir millet olsaydı tehcir yerine hiç şüphesiz başka yolları seçerdi ve bunun sonucunda Ermeni Milleti diye bir millet kalmazdı. Evet, Ermeni Soykırımı vardır: Soykırımı Ermeniler yapmıştır. Geçmişte Osmanlı insanına katliam yapan Ermeniler 15 sene önce de Hocalı'da insanlık tarihinin eşi benzeri görülmemiş katliamını yapmışlardır. Türkiye oyuna gelmemeli; elleri, kollarlı bağlı olarak sanık sandalyesine oturmamalıdır.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012