logo
07 MAYIS 2024

Söz düellosuyla eylemler düzeltilemez

Ege'de ve Batı Trakya'da Lozan Antlaşması'na aykırı adımlar atan Yunanistan, buna tepkisini dile getiren Türkiye'ye yönelik kışkırtıcı söylemler kullanmaya devam ediyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın Türkiye'yi hedef alan açıklamalarına Dışişleri Bakanlığı'ndan, "Üçüncü taraflardan medet umarak ve Türkiye karşıtı suni ittifaklar yaratarak gerginliği tercih ettiğinin yeni bir kanıtıdır" karşılığı geldi
05.01.2022 16:49:00
Söz düellosuyla eylemler düzeltilemez
Söz düellosuyla eylemler düzeltilemez
MURAT ÇABAS / ANALİZ HABER

Yunanistan, Ege Denizi'nde, Batı Trakya'da ve Doğu Akdeniz'de uluslararası hukuka ters düşen adımlar atmaya devam ediyor. Batı Trakya'da Lozan Antlaşması'na aykırı olarak sınırımıza 40 kilometre mesafede bulunan Dedeağaç'ı ABD'ye askeri üs olarak açan Yunanistan, yine Lozan'a aykırı olarak Ege'de 19 adamızı ve 1 kayalığımızı işgal etmiş ve de Türkiye'ye karşı bu adalara askerlerini yerleştirerek silahlandırmıştı. Doğu Akdeniz'de de Kıbrıs Rum kesimiyle birlikte hareket ederek Türkiye'nin haklarını gasp etme adımları atmıştı. Bütün bu gelişmeler yaşanırken Türkiye siyasetinin gerekli adımları atmaması elbette ki Yunanistan'ı daha da cesaretlendirdi ve daha fazlasını talep etmesine neden oldu. Bugün hükümet, Yunan yetkililerle söz düellosuna giriyor ama bu sözlü tepkiler, Batı Trakya'da, Ege'de ve Doğu Akdeniz'de 2000'li yıllardan beri kaybettiklerimizi geri getirmeye yetmeyecek.

Yunan Bakan kışkırtıcı konuştu

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Al Suud, önceki gün Atina'da bir araya geldiler. Bölge meselelerinin görüşüldüğü toplantıdan sonra yapılan ortak basın açıklamasında Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, her zaman olduğu gibi Türkiye'ye yönelik kışkırtıcı söylemler kullandı. Yunanistan'a yönelik söylemin görülmedik bir seviyeye ulaştığını iddia ederek, Türkiye'ye atıfla, "Komşu ülkenin gerçeği ve Deniz Hukuku da dahil olmak üzere Uluslararası Hukuk anlayışını saptırma niyetinde" olduğunu öne süren Dendias şunları söyledi: "Uluslararası Deniz Hukuku'nda açıkça öngörüldüğü gibi, karasularımızı genişletmek gibi vazgeçilmez hakkımızı uygularsak Yunanistan'ı savaşla tehdit eder. Türkiye bizden adalarımızı silahsızlandırmamızı isterken, Akdeniz'deki en büyük çıkarma kuvveti ve en büyük filosu ile adalarımız boyunca dizildi. Bir başka deyişle, BM Antlaşması'nda öngörülen meşru müdafaa hakkımızdan vazgeçmemizi istiyor." Dendias açıklamasında, "Türkiye iyi niyetini göstermek istiyorsa Libya ile yapılan deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik anlaşmayı iptal etmesi gerekir" ifadesini kullanarak Türkiye'nin bölgede saldırgan bir politika izlediğini öne sürdü. Bu açıklamalardan açıkça görülüyor ki, Yunanistan, AB, ABD, İsrail, Suudi Arabistan, BAE gibi müttefiklerinden aldığı cesaretle, kendisi uluslar arası antlaşmaları çiğnerken, hakkı gasp edilen Türkiye'yi suçlu gösterme çabası içinde.

Türk Dışişleri'nin tepkisi yetersiz! 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın bu "kışkırtıcı" söylemlerine Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç'ten yanıt geldi. Bilgiç yazılı olarak verdiği yanıtta, "Yunanistan'ın ülkemizin hak ve çıkarlarını savunma iradesini tehdit olarak nitelendirmesini, bu yönde gerçek dışı bir algı yaratmaya çalışmasını reddediyoruz. Bölgede bir tehdit var ise bu tehdit, Yunanistan'ın gerginliği artırıcı tek taraflı eylemlerinden kaynaklanmaktadır" ifadelerini kullandı. Sözcü Bilgiç devamında şunları belirtti: "Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın neredeyse her gün yaptığı Türkiye karşıtı beyanlar, barış ve istikrara hizmet etmeyen, gerçeklikten kopuk ve popülist iddialardır. Bu kışkırtıcı söylem, ne iyi komşuluk ilişkileriyle ne de Yunanistan ile yeniden başlattığımız istişari görüşmelerin ruhuyla bağdaşmaktadır. Dendias'ın bu hezeyanları, Yunanistan'ın ülkemiz ile dürüst ve anlamlı bir diyalog ile ikili meselelerini çözmek ve ilişkilerini geliştirmek yerine, üçüncü taraflardan medet umarak ve Türkiye karşıtı suni ittifaklar yaratarak gerginliği tercih ettiğinin yeni bir kanıtıdır. Kendine güveni olan ülkeler, bu tür davranışlar sergilemez. Yunanistan Türkiye'ye yönelik iddialar ileri sürerken bir yandan da Ege ve Akdeniz'de uluslararası hukuka aykırı maksimalist iddiaları doğrultusunda gerginliği artırıcı eylemlerde bulunuyor. Yunanistan'ı bir kez daha popülist saiklerle kışkırtıcı söylem ve faaliyetler yürütmek yerine, sağduyu ve aklıselime dönmeye ve uluslararası hukuka, uluslararası antlaşmalara saygı göstermeye davet ediyoruz."

Söz düellosuyla eylemler düzeltilemez

Yunanistan, Lozan'a göre silahlandırılmaması gereken Dedeağaç'ı ABD'ye üs olarak açtıktan sonra, ABD buraya ciddi bir askeri yığınak yaptı, askerlerini, savaş helikopterlerini, tanklarını ve zırhlı araçlarını buraya yerleştiren ABD, Yunanistan ile yaptığı savunma anlaşmasına göre de buradan çekilmeyi hiç düşünmüyor. Lozan'a göre Türkiye'ye ait olan 19 adamızı işgal eden Yunanistan buralara ordusunu ve ağır silahlarını yerleştirdi. Yunan Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı bu adalara resmi ziyaret düzenleyerek Türkiye'ye tehditler savurdular. Hava ve deniz sahasında yaptığı tacizlerle Türkiye'nin Ege'deki haklarını gasp etmek için elinden geleni yaptı, yapmaya da devam ediyor. Türkiye Doğu Akdeniz'de en fazla kara sınırına sahip olması sebebiyle daha fazla hak sahibi iken, buranın ekonomik alanlarını Rumlarla işbirliği yaparak parsellediler. Türkiye Libya ile bir yetki alanında anlaştığında ise Türkiye'yi işgalcilikle suçladılar. AB ve ABD ile müzakereler yürüterek, Yunanistan ile istişari görüşmeler yaparak, dostluk ve barıştan bahsederek, aklıselime davete ederek bugüne kadar bu sorunların çözülmediği görülüyor. Türkiye acilen tam bağımsız bir devlet olarak mütekabiliyet esaslarına dayalı bir dış politika anlayışı geliştirmeli ve düşmanına korku, dostuna da güven verecek caydırıcı güçlerini devreye koymalıdır. Lozan Antlaşması'nın kazanımlarını da sonuna kadar korumalıdır. Başta Suriye ve Mısır olmak üzere bölge ülkeleri ile yeniden iyi ilişkiler geliştirerek, değersiz yalnızlıktan kurtulmalıdır.
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek

DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım

DHA muhabiri Rojda Altıntaş, sosyal medyada yaptığı açıklamada olayı doğruladı ve "Yayın kuruluşunun patronajı tarafından baskıya maruz kaldım" dedi.
06.05.2024 17:12:00 / Güncelleme: 06.05.2024 20:37:08
Haber Merkezi
DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım
DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım
Yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu Timur C.'nin karıştığı ve Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine neden olduğu kazanın haber olmaması için Demirören Ailesi'nin devreye girdiği ortaya çıktı. Sosyal medyaya sızan bir telefon görüşmesinde, Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli kişi, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Rojda Altıntaş'ı arıyor ve Timur C.'nin Yıldırım Demirören'in en küçük oğlu ile çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyerek kazanın haber olmamasını istiyor. DHA muhabiri Altıntaş, sosyal medyada yaptığı açıklamada olayı doğruladı ve "Yayın kuruluşunun patronajı tarafından baskıya maruz kaldım" dedi.

Sosyal medya platformu X'te paylaşılan bir ses kaydı, yazar Eylem Tok ile Bülent Cihantimur'un oğlu Timur C.'nin karıştığı kazanın haberleşme sürecinde Demirören Ailesi'nin yaptığı müdahaleyi gün yüzüne çıkardı.


Yazar Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur'un 17 yaşındaki oğlu Timur C., geçen Mart ayında kullandığı lüks araçla İstanbul Eyüpsultan'da bir kazaya neden olmuş, kazada 29 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Oğuz Murat Aci ölmüş, 4 kişi de yaralanmıştı. Timur C., kazayı sağlık görevlilerine haber vermeden olay yerinden başka bir araçla uzaklaşmıştı. Kazanın ardından Eylem Tok, yargılanmaması için oğlunu yurtdışına kaçırmıştı. Eylem Tok ve oğlu Timur C., halen yurt dışında bulunuyor.

X'te "Kevîn" isimli hesap tarafından yayınlanan ve 12 saatte yaklaşık 4 milyon kez görüntülenen paylaşım, bir telefon konuşmasını konu alıyor. Buna göre, Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs, DHA muhabirini arayarak, kazanın haber olarak servis edilmemesini istiyor.

'REVNA HANIM YA DA YILDIRIM BEY SİZE DÖNER'

DHA muhabirine bu telefon, Timur C.'nin babası Bülent Cihantimur'a ulaşma çabası sonrasında geliyor.

DHA muhabiri Rojda Altıntaş, Bülent Cihantimur'u arıyor ve Dursun isimli danışmanı ile görüşüyor. Muhabir, o gün bilgisayar mühendisi Oğuz Murat Aci'nin cenazesine katıldığını, ailesinin, Bülent Cihantimur'un oğlunun Aci'ye vurup kaçtığını söylediğini aktarıyor. Dursun isimli danışman ise "Böyle bir şey yaşanmış ama nasıl yaşandığını bilmiyorum" ifadelerini kullanıyor.

Bu konuşmanın ardından DHA muhabirine, Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs ulaşıyor. İlker, DHA muhabiri Altıntaş'a, Demirörenlerin en küçük oğlunun, Eylem Tok'un oğlu Timur C. ile çocukluk arkadaşı olduğunu aktarıyor:

"Merhaba, İlker ben. Demirören'den, Revna Hanım'ın şoförü. Bu Timur'un haberi vardı, 'Basıcam' demişsiniz. Onunla Yıldırım Bey'in en küçük oğlu Cemal, çocukluk arkadaşı. Onu yayınlamasanız. Ben bir konuşacağım, Murat Bey ya da Sinan Bey ile… Bilginiz olsun. Bugün yayınlamayın, yarın Revna Hanım ya da Yıldırım Bey size döner."

İKİNCİ KONUŞMA: KAÇMIŞLAR ZATEN...

İkinci telefon görüşmesinde ise muhabir, bu kez İlker'i arıyor ve kendisinin Revna Demirören'in şoförü olup olmadığından nasıl emin olacağını soruyor.

İlker ise 30 senedir Demirörenlerle çalıştığını söyleyerek, "Sen onu yapma da [haberi], ben yarın Revna Hanım'la beraberim zaten, olmadı sizi konuşturacağım. Kaçmışlar zaten, konuyu öbür taraftan öğrendim. Ben sizi arattıracağım zaten, ya beni telefonla konuştururlar. Funda Hanım var asistanı, Murat Bey var, Sinan Bey var, Erdoğan Demirören var… Yabancı değilim ben, Mehmet Üstündağ da benim çocukluk arkadaşım zaten. Siz lütfen Revna Hanım'dan ya da Yıldırım Bey'den haber bekleyin" diyor.

DHA HABERİNDE FAİL YOKTU

DHA bu haberi, 3 Mart tarihinde normal bir kaza haberi olarak yayınlıyor.

"Eyüpsultan'da lüks cip emniyet şeridinde bekleyenlere çarptı: 1 ölü, 4 yaralı" başlıklı haberde, "Cip sürücüsü ise kendi aracını bırakarak, arkadan gelen ve içerisinde arkadaşlarının olduğu başka bir araca binerek olay yerinden kaçtı. Kaza sonrası ise çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla kaydedildi" ifadeleri yer alıyor ancak cipi kimin sürdüğünden söz edilmiyor.


DHA MUHABİRİ ALTINTAŞ'TAN AÇIKLAMA

Olayın merkezindeki DHA muhabiri Rojda Altıntaş, bugün saat 15.49'da X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada iddiaları doğruladı.

Altıntaş, "Kamuoyunu yakınen ilgilendiren 'Eylem Tok' olayıyla ilgili yeni bilgilere ulaşmam ve yayınlamam girişimleri kapsamında bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım" dedi. Ailesine yönelik endişelerinden dolayı 8 hafta boyunca sessiz kaldığının altını çizen Altıntaş, "Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim. Genç bir kadın gazeteci olarak korkmadığımı ve gazetecilik faaliyetlerini alternatif yollarla muhakkak devam ettireceğimin altını çiziyorum" ifadelerini kullandı.

BABA ACİ: DAVAYA MÜDAHALE EDİLDİ

Ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından Oğuz Murat Acı'nin babası Özer Aci, MedyaRadar'a yaptığı açıklamada "Başından beri bu davaya müdahale edildiğini söylüyordum. Bu bazılarına abartılı gelebilir ama biz görüyorduk" dedi.

Özer Aci, DHA muhabiri ve kameramanının cenazeye geldiğini, kendileriyle röportaj yaptığını ancak bu haberin Demirören Medya'da kullanılmadığını söyledi. Aci "Bütün medya işin üzerine düşünce Demirören Grubu da bu rüzgara kapıldı. Mecburen bu işin üzerine düştüler. CNN Türk'e yayınlara çıktım. Kanal D evimize geldi. Onlara ne söylediysek yayınladılar. Dediğim gibi bu kazayı görmezden gelemediler" ifadesini kullandı.

Özer Aci şunları söyledi:

"Yıldırım Demirören'in oğlunun da arabada olduğu söylendi. Demirören ailesi yalanladı. Çocuklarının yurtdışında olduğunu söyledi. Ancak bu kayıtlardan sonra her şeyin mümkün olabileceğini gördük. Dosyaya bilinçli mi koyulmadı ismi? Aklımıza artık her şey geliyor. Bu davaya başından beri müdahale var. Gizli el veya eller hep bu dosyanın üzerinde tepiniyor. Bir arpa boyu yol alamıyoruz. Daha kimler tarafından ne telefonlar açıldı bilemiyoruz."

DEMİRÖRENLERİN OĞLU ARAÇTA MIYDI?

İddiaya göre Demirören ailesinin bu olayla ilgilenmesinin sebebi, küçük oğulları Emre Cemal'in de Timur C. ile birlikte lüks aracın içinde bulunması.

Geçen aylarda Demirören ailesinden üst düzey bir isim Halk TV'ye iddialarla ilgili açıklamalar yapıp şunları söylemişti:

"Cemal Demirören, yurt dışında okuyor 2-3 aydır Türkiye'ye gelmiş değil. Kazayı yapı firar eden gençle ilgili tek ortak yanları, ortaokulda aynı okulda okumuş olmaları. Hiçbir bağları yok. HTS kayıtları her şeyi ortaya koyacak."

DHA GENEL MÜDÜRÜ KORKUT'TAN AÇIKLAMA

DHA Genel Müdürü Celal Korkut da konuya dair bir açıklama yaptı.

Rojda Altıntaş'ın halen DHA muhabiri olduğunu ve işine son verilmediğini kaydeden Korkut, olayı ilk günden itibaren Demirören Medya Grubu'nun tüm medya organlarında takip ettiklerini ve gelişmeleri aktardıklarını savundu.

Açıklama şöyle:

""Kemerburgaz'da Oğuz Murat Aci'nin vefatıyla sonuçlanan ve hepimizi derinden üzen kazayla ilgili DHA muhabiri Rojda Altıntaş'ın iddiaları gündeme gelmiştir.

Öncelikle şunu belirteyim muhabirimiz Rojda Altıntaş'ın açıklamaları nedeniyle büyük bir şaşkınlık yaşamaktayım. Kendisi dünden beri telefonlara çıkmamaktadır. Altıntaş, halen bir DHA çalışanıdır ve kendisiyle ilgili herhangi hiçbir işlem yapılmamıştır, yapılmayacaktır.

DHA olarak Kemerburgaz'daki kazayı ilk andan itibaren takip ettik ve haber yaptık. Söz konusu olay CNN TÜRK, Kanal D, Hürriyet, Milliyet ve Posta'da da sürekli gündemde tutuldu. Kanal D, anne Eylem Tok'un kafedeki özel görüntülerine ulaşarak ilk yayınlayan medya kurumu oldu. CNN TÜRK ise defalarca baba Özer Aci'yi yayına aldı. Yıllarca benim de mensubu olduğum Hürriyet konuyu günlerce manşetten verdi. Hatta Kanal D'nin Taş Kağıt Makas dizisinin bir bölümünde söz konusu olay işlendi. Olayın bu denli kamuoyunda etki oluşturmasının en önemli sebeplerinden biri Demirören Medya'nın konunun üzerine kararlılıkla gitmesi ve fikri takip yapmasıdır.

Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim. Kendisine üzüleceği veya baskı altında hissedeceği bir durum olmadığını, bilakis haberi tüm yönleriyle takip edip yayınlamaya devam edeceğimizi söylerdim. Bir meslek büyüğü olarak kendisine ulaşamadığım için buradan sesleniyorum. Bir an önce iş başı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini bekliyorum.
Rojda Altıntaş'a ve kamuoyuna duyurulur."


Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı

TRT Kıbrıs Temsilcisi Sefa Karahasan sahte diploma ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandı. MHP Milletvekili Levent Uysal'ın eşine ait Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki skandal her geçen gün büyüyor.
06.05.2024 15:20:00 / Güncelleme: 06.05.2024 15:23:53
BirGün
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kuzey Kıbrıs'ta "Son yılların en büyük skandalı" olarak nitelendirilen Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki (KTSÜ) soruşturma TRT Kıbrıs Temsilcisi'ne kadar uzandı. TRT Temsilcisi Sefa Karahasan'ın tutuklandığı açıklandı.

Son iki aydır ada gündeminden düşmeyen, sahte diploma ve yolsuzluk operasyonu yapılan Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi, MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal'ın eşi Ece Uysal'a ait. Kıbrıs basınında yer alan bilgilere göre, üniversitenin küçük ortağı ve Genel Sekreteri olan, tutuklanarak olarak cezaevine gönderilen Serdal Gündüz'ün, sahte not girişleri yapılarak 600'ü aşkın kişiye sahte diploma verdiğini itiraf etti.

Gazimağusa Polis Müdürü Mahmut Barış Sel, başkent Lefkoşa'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Sel'in 18 Ocak 2023 tarihinde KSTÜ'nün öğrenci kayıt sistemine girişi olmasına rağmen 11 Eylül 2021'de kaydolmuş gibi gösterildiği, 1 Şubat 2023 tarihinde 9 ders notunun gelişigüzel sisteme girildiği, tez sunmadığı halde sunmuş gibi gösterilip, 19 Haziran 2023'de işletme yüksek lisanstan mezun edildiği belirtildi. Skandal dair Kuzey Kıbrıs Meclisi'nde araştırma komitesi de kuruldu.

HERKES İŞİN İÇİNDE

BirGün gazetesinin haberine göre ayrıca soruşturmaya ismi karışanlar şöyle:

* Milletvekili Emrah Yeşilırmak
* Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi'nde görevli polis mensubu
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakanlık Müdürü Meray Dürüst
* Eski Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst
* Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) mensubu Yarbay Özgür Alp,
* YÖK'ün Kuzey Kıbrıs muadili Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı ve eski yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler
* YÖDAK Genel Sekreteri Derviş Refiker

DİPLOMA TÜRKİYE'DE DE GEÇERLİ

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi 2016 yılında kuruldu. Diş Hekimliği, Tıp, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sağlık Bilimleri, Eczacılık ve Veteriner Fakültesi'yle eğitim veren üniversite bünyesinde iki ayrı yüksekokul bulunuyor. 2017 yılında da üniversite Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından akredite edilerek denklik aldı. Yani bu üniversitede mezun olanların diplomaları Türkiye'de de kabul görüyor, hekimlik yapabiliyorlar.

YÖK HEYETİ ADA'YA GİTTİ

Birçok bürokratın, polisin ve siyasetçinin adının karıştığı skandala dair konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) destek talep ettik. YÖK'ün Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) ile çalışmasıyla sıkıntılar giderilecek. Gereği neyse yapılacak" demişti.

25 Mart itibariyle Kuzey Kıbrıs'ın talebiyle Ada'ya gelen YÖK heyetinin çalışmalarına başladığını söyleyen Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ise şunları söylemişti: "Yaşananlar üzerine KKTC Başbakanı Türkiye'ye, Cumhurbaşkanımıza yazı yazdı ve YÖK'ün burada sistem kurmasını istedi. YÖK heyeti de görüşmek üzere buraya geldi."

Ana muhalefet partilerinden Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ise konuya ilişkin şunları kaydetmişti: "Sadece bu diplomayı verenler açısından değil, yozlaşma toplumun her düzeyine sirayet etmiş durumda. Yani müdür, müsteşar, milletvekili, eski bakan, üniversitelerden sorumlu kurum başkanı, bu bir kategori. İkinci kategori öğretmen, polis, asker aldığı diplomayı da devlete verip kademe derece ilerlemesi, makam-mevki maaş artışı. Şimdi bütün bunları biz gördük şu ana kadar. Toplumdan bağımsız bir şey değil bu. Çürüme, sadece siyasal bir çürüme değil. Toplumun bazı kesimleri de buna ortak olmuş durumda."

Tahliye talep eden Dilan Polat, Adli Tıp'a sevk edilecek

Dilan Polat'ın cezaevinde kesici aletle kendini yaraladığı iddiasının ardından avukatı tahliyesini talep etti. Dilan Polat'ın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar verildi. Savcılık, Polat'ın tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının sağlık durumu açısından tehlike arz edip etmediği konusunda rapor alınmasını istedi.
06.05.2024 12:32:00
İhlas Haber Ajansı
Tahliye talep eden Dilan Polat,  Adli Tıp'a sevk edilecek
Tahliye talep eden Dilan Polat,  Adli Tıp'a sevk edilecek
Yaklaşık 6 aydır "Suç örgütü kurma ve üye olma", "mal varlığı değerlerini aklama" ve "yasadışı bahis" suçlarından tutuklu bulunan Dilan Polat'ın kendini kesici aletle yaraladığı iddiasının ardından Polat'ın avukatı talepte bulundu.

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olan Polat'ın avukatı, şüpheli Dilan Polat'ın sağlık sorunları yaşadığını ve kendisini kesici aletle yaraladığını, sağlık sorunlarının tehlike arz ettiğini belirterek, tutuklu olarak cezaevinde kalmasının elverişli olmaması gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu avukatın öne sürdüğü gerekçelerin uzmanlarca değerlendirilmesini istedi.

Savcılık, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na yazı yazarak Dilan Polat'ın en yakın Adli Tıp Kurumu birimine sevk edilmesine karar verdi.

Savcılık ayrıca, Polat'ın tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının sağlık durumu açısından tehlike arz edip etmediği, tıbbi açıdan cezaevi şartları altında bulunmasında sakınca olup olmadığı konusunda rapor alınmasını istedi. Bu kararın ardından Dilan Polat'ın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilip hakkında istenilen konularda uzmanlarca rapor alınması ve talebin karara bağlanması bekleniyor.

Van'da 94 kilo kaçak altın ele geçirildi

Van'da polis ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucunda 94 kilogram gümrük kaçağı altın ele geçirildi
06.05.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Van'da 94 kilo kaçak altın ele geçirildi
Van'da 94 kilo kaçak altın ele geçirildi
Van'da polis ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucunda 94 kilogram gümrük kaçağı altın ele geçirildi.

Van Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, il genelinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi.

Açıklamada, 'Yapılan çalışmalar neticesinde; 94 kilogram gümrük kaçağı altın (94 adet külçe altın), 2 bin 190 adet gümrük kaçağı sigara, 72 adet gümrük kaçağı elektronik sigara, 26 adet gümrük kaçağı elektronik sigara likidi, 85 adet şarj aleti, 21 adet kulaklık ele geçirilmiştir. Nitelikli dolandırıcılık suçundan da 4 adet cep telefonu, 4 adet sim kart, 1 adet hafıza kartı ele geçirilmiştir.

Resmi Belgede Sahtecilik suçundan ise 2 adet sahte pasaport ele geçirilmiştir. Ele geçirilen suç unsurları ve toplam 5 olay kapsamında 34 şahıs hakkında gerekli yasal işlemler yapılmıştır' denildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.