Anadolu irfanının dillendirmesi ile; "Bugün başka yarın başka/Zıkkım olsun böyle aşka" tarzındaki bir gidişat elbette ki gidişat değildir.
Sözünde durmayanın duracağı yeri kestirmek oldukça zordur.
Sözünde durmayan bir insana dayanarak, güvenerek ve de bel bağlayarak siz asla bir iş tutamazsınız, bir proje geliştiremezsiniz.
Dik bir yamaçtan aşağı inerken freni patlayan bir aracın nereye nasıl çarpacağı, nerede nasıl duracağı belli olmadığı gibi sözünde durmayan bir insanın da nerede ve nasıl karar kılacağı asla kestirilemez.
Bu hastalık, aile fertleri arasında yaygınlaştığında aileler, mahallede yaygınlaştığında mahalleler, esnaflar arasında yaygınlaştığında da esnaflar bozulup fesada uğramaktadır.
Sözünde durmama hastalığı yöneticiler arasında, siyasetçiler arasında moda haline geldiğinde de zaten o toplumun fesada uğraması, fertler arasındaki güvenin sıfırlanması kaçınılmaz bir sonuç olmaktadır.
Sözünde durmama hastalığı bir toplumda yaygınlaştığı zaman, zincirleme olarak bütün kesimleri, bütün meslek kollarını etkilemekte, bu konuda hassas olanlar bile istemeye istemeye yalancı durumuna düşmektedirler.
Kapitalist sistemin doğası gereği serveti belli ellerde topladığı için, kaynaklar belli eller arasında gidip-gelen güç haline dönüştüğü için, toplumun büyük bir kesimi ekonomik çarkını çevirmekte ciddi zorluklar yaşamakta ve sıkıştığı yerde ahlaktan, erdemden ve dürüstlükten tavizler vermektedir.
Yine Anadolu tabiri ile; "yorgun öküze ıslık bahane" olduğu için, sözünde durmamayı huy haline getirenlere de bu bozuk ortam fırsat verdiği için günden güne "sözü senettir" denilebilecek örnek insanların nesli tükenmektedir.
Sözünde durmayan insanların nerde duracakları belli olmadığı gibi, çoğunluğu oluşturdukları bir toplumu da ne tarafa götürecekleri ve hangi felaketlerle karşı karşıya bırakacakları asla belli olmaz.
Sandık yola çıktı geliyor, geleceğin yöneticileri hakkında fikrimizi, eski ifade ile reyimizi soracaklar, sakın ola ki sözünde durmayanların arkasında asla durmayın, sabah söylediğini akşam yalanlayanların isminin altına kesinlikle "evet" mührünü vurmayın.
Zira tecrübeler de gösteriyor ki, sözünde durmayanların duracakları yeri kestirmek oldukça zor oluyor.
Sözünde durmayanın duracağı yeri kestirmek oldukça zordur.
Sözünde durmayan bir insana dayanarak, güvenerek ve de bel bağlayarak siz asla bir iş tutamazsınız, bir proje geliştiremezsiniz.
Dik bir yamaçtan aşağı inerken freni patlayan bir aracın nereye nasıl çarpacağı, nerede nasıl duracağı belli olmadığı gibi sözünde durmayan bir insanın da nerede ve nasıl karar kılacağı asla kestirilemez.
Bu hastalık, aile fertleri arasında yaygınlaştığında aileler, mahallede yaygınlaştığında mahalleler, esnaflar arasında yaygınlaştığında da esnaflar bozulup fesada uğramaktadır.
Sözünde durmama hastalığı yöneticiler arasında, siyasetçiler arasında moda haline geldiğinde de zaten o toplumun fesada uğraması, fertler arasındaki güvenin sıfırlanması kaçınılmaz bir sonuç olmaktadır.
Sözünde durmama hastalığı bir toplumda yaygınlaştığı zaman, zincirleme olarak bütün kesimleri, bütün meslek kollarını etkilemekte, bu konuda hassas olanlar bile istemeye istemeye yalancı durumuna düşmektedirler.
Kapitalist sistemin doğası gereği serveti belli ellerde topladığı için, kaynaklar belli eller arasında gidip-gelen güç haline dönüştüğü için, toplumun büyük bir kesimi ekonomik çarkını çevirmekte ciddi zorluklar yaşamakta ve sıkıştığı yerde ahlaktan, erdemden ve dürüstlükten tavizler vermektedir.
Yine Anadolu tabiri ile; "yorgun öküze ıslık bahane" olduğu için, sözünde durmamayı huy haline getirenlere de bu bozuk ortam fırsat verdiği için günden güne "sözü senettir" denilebilecek örnek insanların nesli tükenmektedir.
Sözünde durmayan insanların nerde duracakları belli olmadığı gibi, çoğunluğu oluşturdukları bir toplumu da ne tarafa götürecekleri ve hangi felaketlerle karşı karşıya bırakacakları asla belli olmaz.
Sandık yola çıktı geliyor, geleceğin yöneticileri hakkında fikrimizi, eski ifade ile reyimizi soracaklar, sakın ola ki sözünde durmayanların arkasında asla durmayın, sabah söylediğini akşam yalanlayanların isminin altına kesinlikle "evet" mührünü vurmayın.
Zira tecrübeler de gösteriyor ki, sözünde durmayanların duracakları yeri kestirmek oldukça zor oluyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024