Suriye'ye karşı yürütülen işgal hareketi yeni karar verilmiş bir uygulama değildir. Hazırlıklar yıllar öncesine dayanmaktadır.
4-5 yıl öncesinden yapılan çalışmalara göz atalım:
Bir ilimizdeki il komisyon toplantısında Suriye için gelecek batılıların nerede ağırlanacağı bile tespit edilmiştir.
Gaziantep havalimanı ile Kilis Öncüpınar sınır kapısı arasına, Suriye ile olan ticari ve turistik ilişkimizle paralel olmayan geniş ve çok kaliteli asfalt yollar yapılmıştır.
Son dönemde asfalt yollara yapılan ek iyileştirmeler ile bu yollar uçakların çok rahat inip kalkabilecekleri uçak pistleri kalitesine getirilmiştir.
Kilis Devlet Hastanesi, Suriye sınırına 10 dakika mesafede olacak mevkie taşınmıştır. Konumu hiç de uygun bulunmayan devlet hastanesinin yapım sürecinde tartışmalar yaşanmıştır.
Bütün bu yapılanlar şimdi daha iyi anlaşılmıştır.
Uluslararası kurallara göre mülteci kampları ilgili ülkeden en az 50 km içerde yapılması gerekirken Kilis’te sınıra tam sıfır noktasına yapılmıştır.
Bunun gibi maddeleri arttırmak mümkündür.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la bu süreçte dost olması, ülke sınırlarının geçişinde vizenin kaldırılmasını bu süreçte nasıl değerlendireceğiz? Bu süreçte karşılıklı sorunsuz gidiş gelişler gerçekleşmiştir. Esasında bunun bir kamuflaj olduğu anlaşılıyor. Bu esnada muhalefet palazlanmış ve organizasyonlar gerçekleştirilmiştir. Müslüman Türk’te vefa denen bir derin duygu ve kültür vardır. Hükümetin Suriye yetkilileri ile ailece tatile gidecek kadar samimi iken bir anda sırtlarını dönmelerin izahını şimdi daha iyi yapabiliyoruz.
İki konuyu hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Birincisi;
Gazeteci Sedat Sertoğlu dönemin Başbakanı Abdullah Gül'le arasında geçen söyleşiyi, 13 Temmuz 2003 Pazar günkü köşe yazısında şu şekilde yazmıştı.
"Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla iki sayfalık, dokuz maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben bunların hepsini açıklayamam ki."
İkincisi;
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın BOP’un eş başkanı olması. Bu yaşananlar ile bu iki maddenin ilgisini araştırmak da okuyucularımıza ait olsun.
4-5 yıl öncesinden yapılan çalışmalara göz atalım:
Bir ilimizdeki il komisyon toplantısında Suriye için gelecek batılıların nerede ağırlanacağı bile tespit edilmiştir.
Gaziantep havalimanı ile Kilis Öncüpınar sınır kapısı arasına, Suriye ile olan ticari ve turistik ilişkimizle paralel olmayan geniş ve çok kaliteli asfalt yollar yapılmıştır.
Son dönemde asfalt yollara yapılan ek iyileştirmeler ile bu yollar uçakların çok rahat inip kalkabilecekleri uçak pistleri kalitesine getirilmiştir.
Kilis Devlet Hastanesi, Suriye sınırına 10 dakika mesafede olacak mevkie taşınmıştır. Konumu hiç de uygun bulunmayan devlet hastanesinin yapım sürecinde tartışmalar yaşanmıştır.
Bütün bu yapılanlar şimdi daha iyi anlaşılmıştır.
Uluslararası kurallara göre mülteci kampları ilgili ülkeden en az 50 km içerde yapılması gerekirken Kilis’te sınıra tam sıfır noktasına yapılmıştır.
Bunun gibi maddeleri arttırmak mümkündür.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la bu süreçte dost olması, ülke sınırlarının geçişinde vizenin kaldırılmasını bu süreçte nasıl değerlendireceğiz? Bu süreçte karşılıklı sorunsuz gidiş gelişler gerçekleşmiştir. Esasında bunun bir kamuflaj olduğu anlaşılıyor. Bu esnada muhalefet palazlanmış ve organizasyonlar gerçekleştirilmiştir. Müslüman Türk’te vefa denen bir derin duygu ve kültür vardır. Hükümetin Suriye yetkilileri ile ailece tatile gidecek kadar samimi iken bir anda sırtlarını dönmelerin izahını şimdi daha iyi yapabiliyoruz.
İki konuyu hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Birincisi;
Gazeteci Sedat Sertoğlu dönemin Başbakanı Abdullah Gül'le arasında geçen söyleşiyi, 13 Temmuz 2003 Pazar günkü köşe yazısında şu şekilde yazmıştı.
"Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla iki sayfalık, dokuz maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben bunların hepsini açıklayamam ki."
İkincisi;
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın BOP’un eş başkanı olması. Bu yaşananlar ile bu iki maddenin ilgisini araştırmak da okuyucularımıza ait olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Kentsel dönüşüm mü, kaotik tekerrür mü? / 28.07.2025
- Lozan’ı hedef alanlar, Sevr’e göz kırpıyor / 27.07.2025
- İsrail-Türkiye savaşına doğru mu? / 20.07.2025
- Ahrazlık töreye sığar mı? / 19.07.2025
- Milletin adı belli: Türk milleti / 17.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş: Milletin adamı, insanlığın kazanımı / 16.07.2025
- Barış mı, pazarlık mı? / 14.07.2025
- Cumhurbaşkanına hakaret, anayasanın temel niteliklerine saldırı ve terörsüz Türkiye / 13.07.2025
- Abdullah Öcalan’ın videolu açıklaması: Barış mı, pazarlık mı? / 12.07.2025
- Emekliler baş tacıdır, hakkı teslim edilmeli! / 06.07.2025
- Lozan’ı hedef alanlar, Sevr’e göz kırpıyor / 27.07.2025
- İsrail-Türkiye savaşına doğru mu? / 20.07.2025
- Ahrazlık töreye sığar mı? / 19.07.2025
- Milletin adı belli: Türk milleti / 17.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş: Milletin adamı, insanlığın kazanımı / 16.07.2025
- Barış mı, pazarlık mı? / 14.07.2025
- Cumhurbaşkanına hakaret, anayasanın temel niteliklerine saldırı ve terörsüz Türkiye / 13.07.2025
- Abdullah Öcalan’ın videolu açıklaması: Barış mı, pazarlık mı? / 12.07.2025
- Emekliler baş tacıdır, hakkı teslim edilmeli! / 06.07.2025