İmam Ali Efendimiz, hilafetinin gasp edilmesi hususunda İslam âleminin düştüğü zillet ve çaresizliği şu ibret dolu sözlerle özetler: "Öyle bir karanlık ve körlük ki bu, büyüğü tamamıyla yıpratır, küçüğü tümüyle ihtiyarlatır, mü'min kimse de Rabbine ulaşıncaya dek bu karanlık körlükte zahmetten zahmete düşer. Allah'ın bekasına (varlığına) and olsun ki insanlar ihtilafa düştü, huysuzlaştı, renkten renge büründü ve birbirini suçladı."
Ta o günlerden bu günlere yaşanan durum, bu zilletten ibaret değil midir sevgili okurlar. O günden bu yana Müslümanların yüzü gülmüş müdür? Mutlu ve huzurlu bir hayat sürmüş müdür inananlar? İslam toplumunun iki yakası bir araya gelmiş midir? Yıllar boyu İslam toplumu Şii, Sünni, Alevi diye birbirini kırıp katletmedi mi? Ezilen, itilen, kakılan, çaresiz aç ve sefillik yaşadığımız coğrafyanın kaderidir.
Acaba neden, hiç düşünüp kafa yorduk mu sevgili okurlar?
Allah'a, Kur'an'a, Ehl-i Beyt'e ters düşer, tanımaz, isyan edersen olacağı elbette budur.
İmam Ali Efendimizin deyişiyle; "Bu karanlık, körlük ve inkâr; büyüğü yıpratmış, küçüğü ihtiyarlatmış, zahmetten zahmete düşürmüştür." İnsanlar ihtilafa düşmüş, huysuzlaşmış, renkten renge bürünmüş ve birbirini suçlamıştır."
İmam Ali Efendimizin deyişiyle; "Allah'ın malını, devenin ilkbaharda otları, çayır çimeni yiyip hazmettiği gibi yiyip bitirenler", çaresiz bir duruma düşüp, sürüne sürüne İmam Ali Efendimizin kapısına geldiklerinde ise manzara şöyledir: "Derken halk sırtlanın boynundaki kıllar gibi (yoğun bir şekilde) her taraftan etrafıma üşüştüler; neredeyse izdihamdan Hasan ve Hüseyin ayaklar altında kalacaktı. İki tarafımda çizikler, yaralar oluştu. Koyunların ağıla üşüşmesi gibi çevreme toplandılar."
Ta o günlerden bu günlere gelirsek yaşanan maddi ve manevi açlık, fakirlik ve zillet ortadadır.
Emanet ehline verilip teslim edilmediği için millet mutsuz ve umutsuz bir yığıntı halinde sığınacağı limanı aramaktadır. İyilik, güzellik ve nasihat ile uslanmayan ve akıllanmayan milletin; sığınağı ve korunağı limanına sürüne sürüne geleceği günler yakındır.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023