Tahrip olan değerleri fotoğraflıyor
Küçüklüğünden beri pilot olmak isteyen ancak sağlık problemleri nedeniyle merak saldığı havacılığı fotoğrafçılıkla birleştiren Orhan Durgut yarım asırdır deklanşöre basmaya devam ediyor. 2005 yılında ilk kez Hac ziyareti için gittiği Mekke'de Ecyad Kalesi ve Ömer Dağı'nın yıkılmaya yüz tutmasından etkilenen 60 yaşındaki Durgut, "fotoğrafçı kendisini kategorize etmeli" diyerek bu kez İslam şehirleri için kolları sıvadı. Çektiği fotoğraflarla o an'a hem tanıklık eden hem de belgeleyen Durgut, "2005 yılında ilk kez hac için Mekke'ye gittim ve orada gördüm ki Ecyad Kalesi ve Ömer Dağı arkasındaki evler yıkılmaya yüz tutmuş vaziyette. Ve Mekke'nin büyük bir değişikliğe gebe olduğunu anladım. O sırada dua ettim ve 'Ben Mekke'nin hem tanığı olmak istiyorum hem de belgelemek istiyorum. Allah'ım beni görevlendir' diye dua ettim. Daha sonra Mekke Belediye Başkanı ile tanıştım ve kendisine duamı niyetimi belirttim. O da eviniz ve vizeleriniz benden dedi. Bugüne kadar 100 bine yakın Mekke arşivine koyduğumuz fotoğraf çektik" dedi. Her şeyi çeken fotoğrafçılık olmaz. Fotoğrafçı kendisini kategorize etmeli. Bir konuda ilerlerseniz kendinizden sonraki nesillere en azından daha güzel belgeler bırakırsınız. İlk çektiğim fotoğraf Ankara'da bir manzara. Fotoğraf benim için belgedir.
"40 İslam Şehri" projesinde şu anda dünya üzerinde 32 ülke şehrini fotoğrafladıklarını söyleyen Durgut, seçimlerini özellikle peygamberlerin diyarı olmuş ya da sahibelerin tebliğ için gittiği veyahut da evliyaların yetiştiği yerlerden yana yaptığını belirtti. Türkiye'den de 81 vilayeti gezip ördüğünü aktaran Durgut, "Projede Türkiye'den Bursa, İstanbul, Şanlıurfa ve Konya yer alıyor" diye konuştu. İHA