Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden Hz. Mevlana
Mevlâna, güzel ahlâkın ancak nefsin temizlenmesiyle olacağını vurgular:
"Ey gönül, kinden, kerahatten temizlen, ondan sonra 'Elhamdülillah' oku ve tembellik etme, çevik ol."
Mevlâna her fırsatta medh ü sena güzel ahlâkı etmiştir. Zaten kendisi de güzel ahlâkın müşahhas bir örneği idi:
"Ben, bu talep ve taharri aleminde, güzel ahlâktan daha iyi bir ehliyet göremedim."
"Her kimin huyu iyi ise, o kimse kurtulmuş; şişe yürekli, yani yüzden ahlâklı olan ise, kırılıp gitmiştir."
"Bilmiş ol ki; kötü ahlâklı güzel yüz, bir para etmez."
"Eğer yüz, hakir ve çirkin olur da, ahlâkı iyi bulunursa, onun ayağı dibinde ol, hadimi ve bendesi bulun."
Takva sahibinin hâli, Allah'tan korkma hâlidir. Gözleri yaşlıdır. Her an nefsini muhasebe eder. Bazan korkusundan, bazan hayâsından, bazan Allah'ın, kalbine olan heybet tecellisinden, bazan yaptığı hatâ yüzünden, bazan da aşkından ağlar. Kısaca ağlar, hep ağlar... Bazan gözü ile, bazan kalbi ile, bazan sırrı ile ağlar... Hülâsa-i kelam; o hangi sebeple ve hangi âlemde ağlarsa ağlasın, gözyaşları Allah içindir. Onun için; Allah, onun ağlamasını sevmiştir. Kur'ân-ı Kerim'de: "Onlar ağlar ve çeneleri üzerine kapanırlar..." buyurularak onların hâli anlatılır.
"Heva ve hevesten bıkıp usanıp da Firavun nefsin yolunda, Mûsâ (as) gibi bulunan, müttakîdir."
"Müttakî olan kimse yalnız kendinin değil, (Hakk'ın izniyle) belki, mağrip ve maşrıkta olanların halini de görür, bilir."
"İş görecek ve işe yarayacak olan 'takva'dır, 'din'dir, 'salah'dır. Her iki âlemde, dünya ve ahirette, felah ve necat bunlardır." İnsan için üstünlük vesilesi güzel ahlâktır, takvadır. Yoksa sûret olarak insan olmak bir anlam ifade etmez. Bu mânâyı Mevlâna, Mesnevî'sinde şöyle anlatır:
"Eğer sûrette adem, insan olsaydı; Cenab-ı Ahmed'le (sav) Ebu Cehil'in bir olması icabederdi. Halbuki O nerede, öbürü nerede?" Akıl sahibi odur ki, kendi halini düşündükçe gözlerinden yaşlar akıtır. Esasen; Hakk'a dönenler gözleriyle, kendilerini Hakk'a verenler kalpleriyle, Hak sevgisini ruhlarına sindirenler de sırları ile ağlarlar.
Mevlâna, güzel ahlâkın ancak nefsin temizlenmesiyle olacağını vurgular:
"Ey gönül, kinden, kerahatten temizlen, ondan sonra 'Elhamdülillah' oku ve tembellik etme, çevik ol."
Mevlâna her fırsatta medh ü sena güzel ahlâkı etmiştir. Zaten kendisi de güzel ahlâkın müşahhas bir örneği idi:
"Ben, bu talep ve taharri aleminde, güzel ahlâktan daha iyi bir ehliyet göremedim."
"Her kimin huyu iyi ise, o kimse kurtulmuş; şişe yürekli, yani yüzden ahlâklı olan ise, kırılıp gitmiştir."
"Bilmiş ol ki; kötü ahlâklı güzel yüz, bir para etmez."
"Eğer yüz, hakir ve çirkin olur da, ahlâkı iyi bulunursa, onun ayağı dibinde ol, hadimi ve bendesi bulun."
Takva sahibinin hâli, Allah'tan korkma hâlidir. Gözleri yaşlıdır. Her an nefsini muhasebe eder. Bazan korkusundan, bazan hayâsından, bazan Allah'ın, kalbine olan heybet tecellisinden, bazan yaptığı hatâ yüzünden, bazan da aşkından ağlar. Kısaca ağlar, hep ağlar... Bazan gözü ile, bazan kalbi ile, bazan sırrı ile ağlar... Hülâsa-i kelam; o hangi sebeple ve hangi âlemde ağlarsa ağlasın, gözyaşları Allah içindir. Onun için; Allah, onun ağlamasını sevmiştir. Kur'ân-ı Kerim'de: "Onlar ağlar ve çeneleri üzerine kapanırlar..." buyurularak onların hâli anlatılır.
"Heva ve hevesten bıkıp usanıp da Firavun nefsin yolunda, Mûsâ (as) gibi bulunan, müttakîdir."
"Müttakî olan kimse yalnız kendinin değil, (Hakk'ın izniyle) belki, mağrip ve maşrıkta olanların halini de görür, bilir."
"İş görecek ve işe yarayacak olan 'takva'dır, 'din'dir, 'salah'dır. Her iki âlemde, dünya ve ahirette, felah ve necat bunlardır." İnsan için üstünlük vesilesi güzel ahlâktır, takvadır. Yoksa sûret olarak insan olmak bir anlam ifade etmez. Bu mânâyı Mevlâna, Mesnevî'sinde şöyle anlatır:
"Eğer sûrette adem, insan olsaydı; Cenab-ı Ahmed'le (sav) Ebu Cehil'in bir olması icabederdi. Halbuki O nerede, öbürü nerede?" Akıl sahibi odur ki, kendi halini düşündükçe gözlerinden yaşlar akıtır. Esasen; Hakk'a dönenler gözleriyle, kendilerini Hakk'a verenler kalpleriyle, Hak sevgisini ruhlarına sindirenler de sırları ile ağlarlar.