Türk ekonomisi tam bir çöküş yaşıyor. Sürdürülebilir borç dönemi de kapandı.
Son 15-20 yılda ecnebilerden 1 trilyon dolar faizli borç para aldık, kullandık, devlet-millet borca-faize battık.
Elin eşeğine binip ıslık çaldık, şimdi indiriyorlar.
Bu arada Cumhuriyet mirası en verimli işletmelerimiz, şeker fabrikalarımız başta olmak üzere, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız, maden rezervlerimiz bedavaya elimizden çıktı.
Satacak artık bir şey kalmadı.
Yap-İşlet-Soy-Devret yöntemiyle işler yürüten yabancı sermayedarlar köprü, otoban, HES ve faturalar üzerinden vatandaşa dolara endeksli haraç kesiyor... Köprüden geçenden de para alıyorlar, geçmeyenden de.
İktisadî çöküş ve batak ekonomi tablosu, topyekûn devlet kurumlarını ve Türk milletini tehdit eden bir ulusal güvenlik meselesi haline dönüşmüştür.
Eskiler, bıçak kemiğe dayanmış derlerdi, o safha çoktan geçmiş. Bıçak, artık kemiği kesmeye başlamıştır.
Türk ordusunun elindeki stratejik işletmeler satılma noktasına gelinmiştir. Ordumuzun Sakarya'daki ilk ve tek Tank Fabrikası satışa konmuştur.
Tarihin bu kırılma noktasında, tankını 100 dolara satan 1990'ların Rusya örneği önümüze çıkmaktadır.
Kurtuluş için yapmamız gereken iş, ordumuzun elindeki son fabrikaları ve mühimmatı üretim tesislerini satmak değil, Rusya'dan ders almaktır.
1990'ların Rusya'sı küresel kapitalist ve liberal sermayeye teslim olmuştu. Kapitalizmin kurum ve elemanları Rusya'da 'gölge Rus Hükümeti' olarak anılıyordu. Rus İgar Gaydar hükümeti ilk olarak 1 milyar dolarlık kredi almak durumunda kalmıştı. Derken IMF, Rusya'ya toplam 9 ayrı kredi verdi. Paris sermaye lobisi de devreye girdi tabi…
Amerikan kapitalizmi, IMF, Dünya Bankası ve sermaye lobileriyle karşılıksız banknotunu kredi olarak Rusya'ya veriyor, Rusya'nın doğalgaz ve petrolü başta olmak üzere kaynaklarını hortumluyordu.
Rusya, eşek gibi çalıştığı halde borcunu ve faizi ödemekte zorlanıyordu. Rusya yönetimi, borcunu ödeyemez hale gelmiş, temerrüde düşmüştü ve devalüasyon yaşıyordu.
Öyle ki Karadeniz'i nataşalar vurmuş; 1 şişe rakıya 1 kalaşnikof, kıymetli Selim Kotil'in tabiriyle 100 dolara da 1 tank satılır hale gelmişti.
2005 yılında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, İstanbul'daki I. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresi ile Milli Ekonomi Modelini ve Milli Para sistemini dünyaya ilan edince; Rusya, modele ve Milli Para sistemine can simidi gibi sarıldı.
Ve yıl 2005: Rusya Maliye Bakanı Aleksey Kudrin, ülke tarihinin bir dönemine nokta koyulduğunu ve Rusya'nın 1990'larda zorlukla aldığı kredilere artık ihtiyacı kalmadığını belirtti.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Para sistemi, Amerika'nın kâğıttan imparatorluğunu yıktı, küresel banknot sömürüsünü bitirdi.
Millet ve devletin GSMH'sı, kaynakları ve emeği karşılığında piyasaya sürdüğü parası olan Milli Para'nın devreye konduğu ülkede, küresel sömürgecilerin kredisine, faizli Dolar ve banknotlarına ihtiyaç yoktur.
Haydar hocayı dinleyen Rusya, borçlarını vadesinden önce ödedi, 204 milyar dolar faizden de kurtuldu; tankını da kurtardı, insanını da, ekonomisini de.
Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Milli Para sistemi, Rusya'dan Asya'ya, Çin'e,Brezilya'ya, Hindistan'a, Güney Afrika'ya yayıldı. BRICS oluşumunu ortaya çıkardı. Bugün dünyanın 4 milyar nüfusluk kesimi Prof. Dr. Baş'ın modeli ve para sistemi ile kurtuldu, onurlu insan gibi yaşamaya başladı, huzura kavuştu.
Prof. Dr. Baş'a kulak vermeyip elin faizli borç parasıyla güya ıslık çalıp ağalık yapan Türkiye, sadece huzurunu ve milli birliğini değil, her şeyini kaybetmeye başladı.
90'lı yıllarda tankını 100 dolara satan Rusya gibi, şimdi Türkiye, ordusunun elindeki Sakarya Tank Fabrikasını satar hale geldi.
Bu fabrika, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne zırhlı muharebe araçları, tank motoru, tank paleti, gece görüş dürbünü ve Fırtına obüsü üreten ilk ve tek fabrikamız…
Elimizde son bakiye olarak kalan bu ilk ve tek Tank Fabrikamızı satmayın; Rusya gibi, Haydar Hoca'dan ders alın, ders… Türkiye kurtulsun, siz de kurtulun.
31 Mart seçimleri, Haydar Hoca'ya kulak vermek ve BTP kadrolarına işbaşına getirmek suretiyle Türkiye'nin kurtuluş günü olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019