Hükümet yetkilileri, bazı istatistikleri mukayese ederek, tarımda ilerleme kaydedildiği hükmüne varıyor. Bu hükmün doğru olabilmesi için, mukayesenin doğru yapılması gerekir. Söz konusu mukayesenin doğru olmadığını şu sonuç ortaya koymaktadır: Türkiye, geçmişte tarım ürünleriyle nüfusunu besleyen yedi ülkeden biri idi. Şimdi ise tarım ithalatçısı ülke konumundadır. Hangi istatistikler kullanılırsa kullanılsın, hangi mukayeseler yapılırsa yapılsın, bu durum, sonucu açık olarak gözler önüne sermektedir. Görülen o ki, Türkiye, hükümet yetkililerinin iddia ettiği gibi tarımda ilerlememiş, tam aksine gerilemiştir.Tarımda yeni teknik ve aletlerin kullanılması, ilerlemenin ölçüsü kabul edilemez. Evet, geçmişe nazaran tarımda böyle gelişmeler olmuş, ama bu sonucu değiştirmemiş, yani Türkiye'yi eskisi gibi kendi kendine yeten ülke yapmamıştır. Tarım, ekonomimizin en önemli güvencesi ve istihdam kaynağıdır. TÜİK verilerine göre, istihdam artışının yüzde 60'ı tarım sektöründe gerçekleşmiştir. Genç nüfusun tarımı sevmemesine rağmen, tarımın istihdam oranını böyle yükseltmesi dikkat çekicidir. Demek ki, teşvik ve destek sağlanırsa, tarımda istihdam daha da yükselebilir.Aslında tarımı çok geniş kapsamlı, daha doğrusu kırsal kalkınma programı çerçevesinde ele almak gerekir. Ülkemizde ise tarımın diğer sektörlerle ilişkisi göz ardı edilmektedir. Öyle ki, tarımın alt birimi olan hayvancılık dahi tarımdan ayrı bir sektör gibi algılanmaktadır. Hâlbuki tarım ve hayvancılık ayrılmaz bir bütündür.Birçok ülkede tarımın büyük bölümü hayvan yemi için yapılmaktadır. Tarım ve hayvancılık, ancak üretim oranları itibariyle ayrılabilir. Bu açıdan bakınca, Türkiye'nin diğer ülkelerinden farklılığı gözlemlenmektedir. Meselâ Türkiye'de bitkisel üretim yüzde 70, hayvancılık yüzde 30'dur. Bazı ülkelerde ise tarımsal üretimde hayvancılığın payı yüzde 50'lerin üzerindedir ve bazılarında da bu oran yüzde 75'i geçmektedir.Hükümet yetkilileri bu oranlara bakıp örnek alacağı ve hayvancılığı teşvik edeceği yerde, hayvan ithalatına başvuruyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "Hayvan ithalatı var mı?" sorusuna şöyle cevap vermiştir: "Şu anda ihtiyaç yok, ihtiyaç olursa yaparız. Herkes bilsin." Esasen hayvan ithalatı en son düşünülmesi gereken bir iştir. Maalesef hükümetimiz ilkönce onu düşünüyor ve daha da acısı ithalatı yerli üreticileri hizaya getirmek için bir araç olarak kullanıyor.Tarım diğer sektörler gibi serbest piyasaya bırakılamaz. Devlet, mutlaka bölgesel ve yöresel üretim plânı yapmalıdır. Ülkenin ihtiyacı, ihracat talebi çıkarılmalı ve ona göre gerekli teşvik ve destek sağlanmalıdır.Türkiye her çeşit tarıma elverişli topraklara sahip bir ülkedir. Böyle olduğu halde kaliteli üretim yapamıyor ve dolayısıyla dış pazarlarda rekabet edemiyoruz. Bu, Türk tarımın en büyük sorunlarından biridir. Başka bir sorunumuz da, ürünlerimizin birçoğunu işlemeden ihraç etmemiz ve kârını yabancılara yedirmemizdir. Bu konuda fındık, en bariz örnektir. Dünya fındığının yüzde 70'ini Türkiye üretiyor, ama ne yazık ki, onu yabancılar işliyor ve kat kat yüksek fiyata pazarlıyorlar. Sonuç olarak deriz ki, Hükümet, gerçekten tarımın gerileyişi ilerlemeye tebdil etmek istiyorsa, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamak zorundadır. Öyle istatistikleri yanlış mukayese etmekle ve yorumlamakla bir yere varılmaz. Gerçekler ise hiç ama hiç gizlenmez.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018