Tasavvuf

İnsanoğlunun yeryüzündeki serüveni devam ediyor. İnsanoğluna en gerekli ilimlerden birinin din, diğerininse tıp ilmi olduğu söyleniyor. Her insanın kendine gereken miktarda din ilmi tahsil etmesi gerekiyor.İnsan, dini ilimleri öğrendikçe daha çok öğrenesi geliyor. Bu onun hem hakkı, hem de sorumluluğu. İnsan dini ilimleri tahsil ettikçe hayata dair bilgisi de artıyor. Nereden gelip nereye gittiğini merak eden herkesin yolu dini ilimler ve tasavvuftan geçiyor. Yaşamanın gerçek manasını, insanlara iyilikle davranmanın gerekliliğini keşfetmek isteyen insanların da yolu tasavvuftan geçiyor.Bu satırlarda zaman zaman tasavvuftan bahsediyoruz. Tasavvufun birçok tanımı var fakat yaşadıklarımızdan öğrendiğimize göre en can alıcı tarafı bizleri huzur-u Rasulüllah'a davet etmesidir. Huzurdaki insan her türlü duygulanımların aşırısından kaçınmayı öğreniyor. Tasavvuf insana "denge"yi bulabilmeyi öğretiyor. İnsanları affetmeyi, onların eziyetlerine sabretmeyi ve kin tutmamayı da Tasavvuf yolunda yürürken öğreniyoruz.Tasavvuf yolunda ilerleyen insanlar arifane tutum ve davranışları ile diğerlerinden ayrılıyorlar. Tasavvuf insana susmayı fakat yeri geldiğinde mutlaka konuşmayı, haksızlık karşısında sessiz kalmamayı öğretiyor. Her zaman dilimi içinde o zamana en uygun işle meşgul olmak da tasavvufun bir tanımını teşkil ediyor.Arifler, bu yolun büyükleri tasavvufun "bal" gibi oluşundan bahsederler, "tatmayan bilmez" derler. Bunun nedeni insanın kendi derununa yaptığı yolculuklardır. Ayrıca tasavvufun özünü teşkil eden zikrullah onu bal yapan nedendir. Zikrullah kalbi, gönlü diriltir. Allah'ı anan kalp huzur bulur, gerçek sahibini bulur. Aşıklar derler ki: "Ölelim zikrullah ile, görüşelim Allah ile" . Allah ile mecazi anlamda görüşmek isteyen herkesin yolu tasavvuftan ve zikrullahtan geçecektir.Gerçek mutasavvıf kalbi Allah'ın zikri ile itminana ermiş olandır. Gerçek huzuru onlar tadarlar. Allah (cc) bize de huzurda olmayı, hakikilerden olmayı nasib etsin.Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.