Tatlı yalanların peşine takılmış nice kitlelerimiz var.
Uydurulmuş tatlı yalanları okuyarak, dinleyerek ve etrafına yayarak mutlu olan, gününü gün eden hayli kalabalıklarımız var.
Tatlı yalanların sırtından geçinen nice meslek guruplarımız ve meslek erbabımız var.
Tatlı yalanların çok mahir pazarlamacıları olmuş ciddi sayıda siyasetçilerimiz var.
Tatlı yalan üreten, ürettiği yalanları pazarlayan ve bu yolla sektör haline gelmiş, hatta holdingleşmiş kuruluşlar var.
Tatlı yalan üreterek, pazarlayarak ve kitlelere yayarak ciddi kazançlar elde eden şirketler ve çok sayıda çalışanları olduğuna göre, demek ki bu toplumda tatlı yalanların alıcısı kitleler oluşmuş durumda.
Vaktiyle, bir siyasi partinin önde gelenlerinden birisi; "Genel başkanımız dünya ile ay arasında dört şeritli yol yaptık dese, buna inanacak seçmen kitlelerimiz var" diyerek bu gerçeğe işaret etmişti.
Yirmi yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten mevcut iktidar partisinin sözcüleri, hayatı yaşanmaz hale getiren fahiş zamlarla ilgili olarak muhalefet partilerini suçlarken, sosyal medyadaki takipçileri de ısrarla bu gülünç iddiayı savunuyorlar.
Yine iktidar sözcüleri, kilometrelerce uzayan ucuz ekmek kuyruklarını 'kurgu' olarak dillendirirlerken, bir çoğu bu kuyruklar arasında yer aldıkları halde sosyal medya hesaplarından bu komik iddiayı da savunmaya devam ediyorlar.
Tatlı yalanlara sarılmak, onları savunmak demek ki acı gerçeklerle yüzleşmekten daha kolay geliyor bazılarına.
Tatlı da olsalar, sonuç itibariyle yalan olduklarına göre, peşlerine takılanları mutlu etme süreleri sınırlı ve boş çıkma, boşa çıkmaları ihtimal değil, mutlak kesinliktir.
Hal böyleyken insanlık tarihi şahittir ve ilk çeyreğini bitirmek üzere olduğumuz 21.yüzyıldaki gelişmeler de şahittir ki, her devirde çoğunluk hep tatlı yalanların peşine takılmakta ve gerçeklerden sürekli kaçmaktadır.
Her çağda ve özellikle bu çağda tatlı yalanların müşterisi çok ve fakat acı gerçeklerin takipçisi daima az olmuştur.
Dünya sefalet endeksinde, hak-hukuk ihlallerinde, yolsuzlukta ve haliyle yoksullukta, emeğin ve alın terinin kadru kıymetini bilmemekte, ülkeler arasında hep başı çektiğimiz gibi, korkulur ki, tatlı yalanların peşine takılma ve acı gerçeklerle yüzleşmekten ısrarla kaçınma hususunda da en başlardayız.
Tatlı yalanların ömrü gün doğana kadar, yerlerini acı gerçeklere bırakmaktan başka çareleri yoktur.
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025