Hakemin uzatma dakikalarında yani beş dakika uzattığı bölümde maçı bir 5 dakika daha uzatması herhalde kupa maçının heyecanını artırmak için başvurduğu bir yöntem oldu.
Böyle önemli bir turnuvada gollerin dışında ne seyrettik diye sorarsanız içi boş koskoca bir balon.
Beşiktaş'ın yediği ilk golü anımsıyorum takım hücuma kalmış orta sahada top çeviriyor o da ne Onuachu bu bölgenin kendi sahasında kaptığı topu 60 metre sürüklüyor, Svenson yerinde yok, Necip çalımı yemiş, savunmanın diğer elemanları henüz ortada yok ve Beşiktaş golü yiyiyor kupa finalinde.
Böyle gol mü yenir diye üzülüyorum.
İlk yarının son saniyelerinde yine böyle bir kupa finalinde Trabzonsporlu futbolcunun elleri kolları açık erimekte olan Beşiktaş atağında penaltıya neden olması da düşündürücü idi futbol adına.
Yine bir Beşiktaş atağında ağır çekim gibi gelen hücumda Salih'in kafa vuruşuyla attığı gol de finale yakışmadı.
Beşiktaş kalecisinin tutamadığı veya iyi bir yumrukla uzaklaştırmadığı topun Beşiktaş ağlarında gol olması maça heyecan kazandırmaktan öteye geçemedi.
Beraberliği getiren bu golden kısa bir süre sonra Al-Mustari'nin attığı golde sanki Beşiktaş'a görünmeyen güçlerin armağanı gibi geldi bana.
Aslına bakarsanız Fenerbahçe-Galatasaray lig mücadelesinin gölgesinde kalan kupa finali Futbol Federasyonu'nun maçı iyi organize edememesi nedeniyle sanki geçiştirilmiş bir olay görüntüsündeydi.
Tabii futbol sadece kazanmaktan geçiyor. Finale böyle bakınca Beşiktaş'ı kutluyorum.
Sonuçta Beşiktaş'ın zayıf bir kadroyla ligde şampiyonluğa oynayan rakiplerinden 50 puan geride olmasına rağmen kupayı müzesine götürmesi herhalde İstanbul'un üç büyükleri vasıtasıyla İstanbul hegomonyasının sürdürülmesi anlamına geliyor.
Aslında bu sezon Trabzonspor içinde durum Beşiktaş'tan çok farklı değildi. Geçen sezon mücadele verdiği güçlü kadrosundan eser yoktu bu sene.
Bunları neden yazıyorum biliyor musunuz?
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın en önde sürüklediği futbolda diğer takımların koparak çok gerilerde kalması işin tadını kaçırıyorda ondan.
Her şeye rağmen Beşiktaş'ı bu başarısından dolayı tekrar kutluyorum. Final tatsız tuzsuz geçse de.
Böyle önemli bir turnuvada gollerin dışında ne seyrettik diye sorarsanız içi boş koskoca bir balon.
Beşiktaş'ın yediği ilk golü anımsıyorum takım hücuma kalmış orta sahada top çeviriyor o da ne Onuachu bu bölgenin kendi sahasında kaptığı topu 60 metre sürüklüyor, Svenson yerinde yok, Necip çalımı yemiş, savunmanın diğer elemanları henüz ortada yok ve Beşiktaş golü yiyiyor kupa finalinde.
Böyle gol mü yenir diye üzülüyorum.
İlk yarının son saniyelerinde yine böyle bir kupa finalinde Trabzonsporlu futbolcunun elleri kolları açık erimekte olan Beşiktaş atağında penaltıya neden olması da düşündürücü idi futbol adına.
Yine bir Beşiktaş atağında ağır çekim gibi gelen hücumda Salih'in kafa vuruşuyla attığı gol de finale yakışmadı.
Beşiktaş kalecisinin tutamadığı veya iyi bir yumrukla uzaklaştırmadığı topun Beşiktaş ağlarında gol olması maça heyecan kazandırmaktan öteye geçemedi.
Beraberliği getiren bu golden kısa bir süre sonra Al-Mustari'nin attığı golde sanki Beşiktaş'a görünmeyen güçlerin armağanı gibi geldi bana.
Aslına bakarsanız Fenerbahçe-Galatasaray lig mücadelesinin gölgesinde kalan kupa finali Futbol Federasyonu'nun maçı iyi organize edememesi nedeniyle sanki geçiştirilmiş bir olay görüntüsündeydi.
Tabii futbol sadece kazanmaktan geçiyor. Finale böyle bakınca Beşiktaş'ı kutluyorum.
Sonuçta Beşiktaş'ın zayıf bir kadroyla ligde şampiyonluğa oynayan rakiplerinden 50 puan geride olmasına rağmen kupayı müzesine götürmesi herhalde İstanbul'un üç büyükleri vasıtasıyla İstanbul hegomonyasının sürdürülmesi anlamına geliyor.
Aslında bu sezon Trabzonspor içinde durum Beşiktaş'tan çok farklı değildi. Geçen sezon mücadele verdiği güçlü kadrosundan eser yoktu bu sene.
Bunları neden yazıyorum biliyor musunuz?
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın en önde sürüklediği futbolda diğer takımların koparak çok gerilerde kalması işin tadını kaçırıyorda ondan.
Her şeye rağmen Beşiktaş'ı bu başarısından dolayı tekrar kutluyorum. Final tatsız tuzsuz geçse de.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Çok yazık oldu / 14.03.2025
- Galibiyet Torreira ile geldi / 10.03.2025
- Talihsiz gece / 07.03.2025
- Futbol keşmekeşi / 03.03.2025
- Dünya derbisi / 25.02.2025
- Üzgünüz / 21.02.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Çok yazık oldu / 14.03.2025
- Galibiyet Torreira ile geldi / 10.03.2025
- Talihsiz gece / 07.03.2025
- Futbol keşmekeşi / 03.03.2025
- Dünya derbisi / 25.02.2025
- Üzgünüz / 21.02.2025