(dünden devam?)
"De ki: Ben, Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim." (A'raf: 188)
"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, aşiretiniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler sizin için Allah'tan, Peygamber'inden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimliyse Allah buyruğunu bildirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola erdirmez." (Tevbe: 24)
"De ki: 'Allah'ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O, bizim sıkı dostumuzdur.' İnananlar sadece Allah'a güvensinler." (Tevbe: 51)
"Münafıklara şöyle de: Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi, bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz." (Tevbe: 52)
"De ki: İsteyerek veya istemeyerek infak edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz." (Tevbe: 53)
"De ki: Yapacağınızı yapınız! Amelinizi Allah da, Peygamberi de, mü'minler de görecektir. Sonra, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." (Tevbe: 105)
"De ki: 'Size gökten ve yerden kim rızık veriyor, ya da gözleri ve kulakları yaratan, koruyan kim? Kim çıkarıyor ölüden diriyi ve kim çıkarıyor diriden ölüyü? İşi kim idare ediyor?' Hemen 'Allah' diyecekler. De ki: Hâlâ sakınmıyor musunuz?" (Yunus: 31)
"De ki: Allah'a ortak koştuklarınız arasında, yoktan yaratacak, arkasından onu yeniden hayata döndürecek biri var mı? De ki: Allah yoktan yaratıp onu yeniden hayata döndürür. O halde nasıl saptırılıyorsunuz?" (Yunus: 34)
"De ki: Ortak koştuklarınızdan, hakka iletecek olan var mı? De ki: Allah hakka iletir. Öyle ise hakka götüren mi uyulmaya lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?" (Yunus: 35)
"De ki: Ben Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir zarar veya yarar dokunduramam. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir saat öne alınırlar, ne de bir saat geriye bırakılırlar." (Yunus: 49)
"De ki: Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüz vaktinde gelirse ne yaparsınız? Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar?" (Yunus: 50)
"De ki: Ey insanlar! Eğer benim dinimden şüphede iseniz, iyi bilin ki, ben sizin Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere asla ibadet etmem; lâkin sadece ve sadece, sizin ruhunuzu teslim alacak olan Allah'a ibadet ederim. Bana mü'minlerden olmam emredildi ve 'Yüzünü, özünü Allah'ı bir tanıyarak dine ver ve sakın müşriklerden olma. Sakın Allah'tan başka, sana ne fayda ne zarar vermeyecek olan putlara yalvarma, şayet böyle yaparsan, o takdirde kesinlikle zalimlerden olursun' diye talimat verildi." (Yunus: 104-106)
"De ki: İşte benim yolum budur. Ben bilgiye dayanarak ve hakikati gören bir gözle Allah'a çağırıyorum. Ben böyle yaptığım gibi, bana uyanlar da böyle yapıyor. Allah her türlü eksiklik ve ortaktan yücedir; ben de O'na şirk koşanlardan değilim." (Yusuf: 108)
"İnanan kullarıma söyle! Namazı kılsınlar; kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun olmadığı gün gelmeden önce gizli ve âşikâr infak etsinler." (İbrahim: 31)
"Kullarıma şunu da söyle ki, sözün en güzelini söylesinler. Yoksa Şeytan aralarına fesat sokar. Çünkü Şeytan insana apaçık bir düşmandır." (İsra: 53)
"De ki: Ey Rabbim! Gireceğim her işe doğruluk ve içtenlik üzere girmemi, bitireceğim her işten de doğruluk ve içtenlik göstererek çıkmamı sağla! Bana katından yardımcı bir güç ver!" (İsra: 80)
"De ki: Hak geldi, bâtıl gitti; zaten bâtıl yok olup gitmeye mahkûmdur." (İsra: 81)
"De ki: Eğer yeryüzünde sakin sakin yürüyen melekler olsaydı elbette onlara peygamber olarak gökten bir melek gönderirdik." (isra: 95)
"De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından haberdar olan, onları görendir." (İsra: 96)
"De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Aslında insan pek cimridir." (İsra: 100)
"De ki: Ona ister inanın, ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur'an'ın hak kitap olduğunu değiştirmez). Şu bir gerçektir ki daha önce kendilerine ilim verilen (Ehl-i Kitap mü'minleri)ne Kur'an okununca derhal yüzüstü secdeye kapanırlar. Ve derler ki: 'Rabbimizin şanı yücedir, O'nun verdiği söz kesinlikle yerine gelecektir.' Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar; bu, onların gönüllerindeki saygıyı artırır. De ki: İster Allah deyiniz, ister Rahmân deyiniz! Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler, O'na aittir. Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut! De ki: 'Hamd, çocuk edinmeyen, hakimiyetinde ortağı olmayan, düşkün olmayıp, bir yardımcıya da ihtiyacı bulunmayan Allah'a mahsustur.' Öyleyse O'nun büyüklüğünü Allahuekber diyerek dile getir." (İsra: 107-111).
"De ki: Ben, Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim." (A'raf: 188)
"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, aşiretiniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler sizin için Allah'tan, Peygamber'inden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimliyse Allah buyruğunu bildirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola erdirmez." (Tevbe: 24)
"De ki: 'Allah'ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O, bizim sıkı dostumuzdur.' İnananlar sadece Allah'a güvensinler." (Tevbe: 51)
"Münafıklara şöyle de: Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi, bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz." (Tevbe: 52)
"De ki: İsteyerek veya istemeyerek infak edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz." (Tevbe: 53)
"De ki: Yapacağınızı yapınız! Amelinizi Allah da, Peygamberi de, mü'minler de görecektir. Sonra, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." (Tevbe: 105)
"De ki: 'Size gökten ve yerden kim rızık veriyor, ya da gözleri ve kulakları yaratan, koruyan kim? Kim çıkarıyor ölüden diriyi ve kim çıkarıyor diriden ölüyü? İşi kim idare ediyor?' Hemen 'Allah' diyecekler. De ki: Hâlâ sakınmıyor musunuz?" (Yunus: 31)
"De ki: Allah'a ortak koştuklarınız arasında, yoktan yaratacak, arkasından onu yeniden hayata döndürecek biri var mı? De ki: Allah yoktan yaratıp onu yeniden hayata döndürür. O halde nasıl saptırılıyorsunuz?" (Yunus: 34)
"De ki: Ortak koştuklarınızdan, hakka iletecek olan var mı? De ki: Allah hakka iletir. Öyle ise hakka götüren mi uyulmaya lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?" (Yunus: 35)
"De ki: Ben Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir zarar veya yarar dokunduramam. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir saat öne alınırlar, ne de bir saat geriye bırakılırlar." (Yunus: 49)
"De ki: Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüz vaktinde gelirse ne yaparsınız? Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar?" (Yunus: 50)
"De ki: Ey insanlar! Eğer benim dinimden şüphede iseniz, iyi bilin ki, ben sizin Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere asla ibadet etmem; lâkin sadece ve sadece, sizin ruhunuzu teslim alacak olan Allah'a ibadet ederim. Bana mü'minlerden olmam emredildi ve 'Yüzünü, özünü Allah'ı bir tanıyarak dine ver ve sakın müşriklerden olma. Sakın Allah'tan başka, sana ne fayda ne zarar vermeyecek olan putlara yalvarma, şayet böyle yaparsan, o takdirde kesinlikle zalimlerden olursun' diye talimat verildi." (Yunus: 104-106)
"De ki: İşte benim yolum budur. Ben bilgiye dayanarak ve hakikati gören bir gözle Allah'a çağırıyorum. Ben böyle yaptığım gibi, bana uyanlar da böyle yapıyor. Allah her türlü eksiklik ve ortaktan yücedir; ben de O'na şirk koşanlardan değilim." (Yusuf: 108)
"İnanan kullarıma söyle! Namazı kılsınlar; kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun olmadığı gün gelmeden önce gizli ve âşikâr infak etsinler." (İbrahim: 31)
"Kullarıma şunu da söyle ki, sözün en güzelini söylesinler. Yoksa Şeytan aralarına fesat sokar. Çünkü Şeytan insana apaçık bir düşmandır." (İsra: 53)
"De ki: Ey Rabbim! Gireceğim her işe doğruluk ve içtenlik üzere girmemi, bitireceğim her işten de doğruluk ve içtenlik göstererek çıkmamı sağla! Bana katından yardımcı bir güç ver!" (İsra: 80)
"De ki: Hak geldi, bâtıl gitti; zaten bâtıl yok olup gitmeye mahkûmdur." (İsra: 81)
"De ki: Eğer yeryüzünde sakin sakin yürüyen melekler olsaydı elbette onlara peygamber olarak gökten bir melek gönderirdik." (isra: 95)
"De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O kullarından haberdar olan, onları görendir." (İsra: 96)
"De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Aslında insan pek cimridir." (İsra: 100)
"De ki: Ona ister inanın, ister inanmayın (bu tutumunuz, Kur'an'ın hak kitap olduğunu değiştirmez). Şu bir gerçektir ki daha önce kendilerine ilim verilen (Ehl-i Kitap mü'minleri)ne Kur'an okununca derhal yüzüstü secdeye kapanırlar. Ve derler ki: 'Rabbimizin şanı yücedir, O'nun verdiği söz kesinlikle yerine gelecektir.' Ağlayarak yüz üstü yere kapanırlar; bu, onların gönüllerindeki saygıyı artırır. De ki: İster Allah deyiniz, ister Rahmân deyiniz! Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler, O'na aittir. Namazında yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kısma; ikisinin arası bir yol tut! De ki: 'Hamd, çocuk edinmeyen, hakimiyetinde ortağı olmayan, düşkün olmayıp, bir yardımcıya da ihtiyacı bulunmayan Allah'a mahsustur.' Öyleyse O'nun büyüklüğünü Allahuekber diyerek dile getir." (İsra: 107-111).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025