logo
20 NİSAN 2024

Tehlikenin en büyüğü

06.09.2018 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş, "Rahmeten Li'l-Alemin Hz. Muhammed" isimli eserinde münafıkların özelliklerini şöyle anlatıyor:
"İslamiyet'in Mekke döneminde, inananlar ve inanmayanlar olmak üzere iki grup insan vardı. Mü'minler büyük işkencelere tâbi tutuluyor, baskı görüyorlardı. Mekke döneminde, Müslümanlar arasında, münafık sınıfı yoktu. Çünkü, Mekke devri, bir çile ve meşakkat devriydi. Ancak Medine devri farklıydı. Çünkü, bu devirde, İslam bir yurt bulmuş, Allah'ın hükmü ve şeriatı hâkimiyet kazanmıştı. Münafık grubunun ortaya çıkışı da işte bu devreye rastlar.
Düzelen şartlar, Mekke devrine kıyasla artan imkânlar; İslam'ın güç kazanmasından ürken bu bencil, korkak ve zayıf karakterli insanların, Müslüman kisvesi altında, mü'minler arasına nifak sokmaya başlamalarına sebep olmuştur. Aslında; kâfirlerle münafıklar arasında, düşmanlık ve küfürde bir fark yoktur. Şu var ki, münafıklar yalancıdırlar ve Müslümanların arasına nifak sokarlar. Bu sebeple Müslümanlar, İslam'a açıktan düşmanlık gösteren kâfirlerden daha ziyade bu münafık grubundan zarar görürler. Nitekim, Cenâb-ı Hak, Münafıkûn Sûresi 4. ayetinde buyuruyor: "Onları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa, sözlerini dinlersin. Onlar, sanki elbise giydirilmiş kütüklerdir. Her gürültüyü aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Sakının onlardan. Allah, onları kahretsin! Nasıl olup da, döndürülüyorlar!"
Münafıkların, inananları bölmek ve aralarına düşmanlık sokmak için giriştikleri faaliyetlerin bazılarını nakletmek, karakterlerini çözmemize yardımcı olacaktır. Hicret'in 9. yılında çıkılan Tebük Seferi'ndeki ağır şartlar, münafıkların nifak ve ikiyüzlülüklerini ortaya koymaları için yeterli bir sebep olmuştur. Seferin yapılacağı yer Müslümanların bulundukları noktadan çok uzak mevkideydi. Mevsim itibariyle aşırı sıcaktı, hasat zamanıydı. Yürüyüş son derece çetindi. (İbn-i Hişâm, c.2, s.316; İbn-i Kayyım, Zâdu'l-Mead, c.2, s.2). Bütün bu şartlar, Resûlullah'ı, sefere çıkılacağını ashabına duyurmaya ve seferberlik ilan etmeye sevk etti. Bunu duyan ve şartların zorluğunu gören münafıklar İslam ordusuna katılmadıkları gibi, Müslümanların da gayretlerini kırarak onların kararlarını köreltme çabasına giriştiler.
Tevbe Sûresi'nin 81-82. âyetlerinde bu hususta şöyle buyurulmuştur: "Cihaddan geri kalanlar, Allah'ın Resûlü'ne muhalefet ederek oturup, kalmalarına sevindiler. Allah yolunda can ve mallarıyla cihad etmeyi hoş görmediler. 'Bu sıcakta savaşa çıkmayın' dediler. De ki; 'Cehennem ateşi daha sıcaktır.' Keşke bilseydiler! Yaptıklarının cezası olarak artık az gülsünler, çok ağlasınlar. Eğer Allah, bu cihaddan sonra tekrar cihada çıkmak için izin isterlerse, onlara şöyle de: Benimle beraber bir daha çıkmayacaksınız. Çünkü, daha önce savaşa çıkmayıp oturmayı istediniz. O halde, geriye kalanlarla beraber oturun."
80 kişi Tebük Seferi'ne çıkmadı. Bunlardan üçü samimi Müslümandılar ve mazeretsiz olarak savaştan geri kaldıklarını itiraf ettiler. Resûlullah'ın emriyle, 50 gün, Müslümanlar onlardan yüz çevirdiler. Kimse onlarla konuşmadı. Nihayet, Allah, onları affettiğini bildirdi. Münafıklara gelince, Resûlullah onların zâhirî mazeretlerini kabul edip, işlerini Allah'a havale etti. Nihayet, Tevbe Sûresi'nin ayetleri indi.
Münafıkların zor şartlar altında ne gibi tavırlar takındıklarının bâriz bir örneğini de Hendek Savaşı'nda görüyoruz. Hendek kazılırken Selmân-ı Farisî, sert bir kayalıkla karşılaşmıştı. Durumu haber alan Resûlullah, bizzat Kendisi kayayı kırmaya başladı ve kayadan çıkan kıvılcımlar her yani aydınlattı. Ve Allah Resûlü, ashabına Yemen ve İran ülkelerini, Kisra saraylarını, Şam'ın anahtarlarını müjdeledi. Bunları duyan münafıklar, "Biz bu hendeğin içinde sıkıştık kaldık, O bize neler söylüyor" demek sûretiyle nifaklarını yine açığa vurdular ve çalışma yerinden izinsiz olarak sıvışmaya başladılar. 
Nitekim, aynı savaşta, Kurayza Yahudilerinin ihanet haberini alan Allah Elçisi, "Sabredin, birleşik ordular yakında üzerinize gelecekler. Biraz sıkıntı çekeceksiniz, fakat zafer sizin olacaktır" diyerek Müslümanları sabra davet ettiğinde, münafıklar âyette buyurulduğu üzere, "Allah ve Elçisi bize boş bir aldatmacadan başka bir şey vaad etmemiş" (Ahzab, 12) diyerek, samimiyetsizliklerini ortaya koydular. Halbuki aynı gün birleşik orduları gören Müslümanların, ancak teslimiyeti, imanı ve sabrı artmıştı. "Mü'minler birleşik orduları görünce, 'Bu, Allah ve Elçisi'nin bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resûlü doğru söyledi' dediler. Bu, onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı." (Ahzab, 18).
Câbir b. Abdullah'dan gelen bir rivayette ise; beraber çıkılan bir gazada Muhacirler'den biri, Ensar'dan birinin kaba etine vuruverdi. Bunun üzerine Ensârî; "Ey Ensar!" diye seslendi. Muhacirler'den olan ise, "Ey Muhacirler!" diye bağırarak Muhacirler'i çağırdı. Bunun üzerine Resûlullah, "Bu cahiliye davası da nedir?" buyurdu. Daha sonra haberi duyan münafık lideri Abdullah ibn-i Selül, "Onlar öyle bir işi yaptılar ha!.. Allah'a yemin ederim ki, Medine'ye dönecek olursak en şerefli ve kuvvetli olan (kendisini kastediyor) oradan (Medine'den) en hakir olanı (Resûlullah'ı kastediyor) çıkaracaktır." Bunun üzerine Sahabe, Selül'ün boynunu vurmak için izin istedi. Ancak Resûlullah, "Bırak onu! İnsanlar; Muhammed, ashabını öldürüyor, demesinler" buyurdu. (Buharî, Tefsir, Sûre: 63-5; Müslim, Birr, 63-64).
Bu hadise üzerine nâzil olan Münafıkûn Sûresi 7. ve 8. âyetlerde Cenâb-ı Hak, "Onlar; 'And olsun, eğer Medine'ye dönerse; en üstün olan, en alçak olanı oradan muhakkak çıkaracaktır' diyorlardı. Hâlbuki üstünlük ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler" buyurmak sûretiyle, münafıkların halini ifade ediyor.
Bu olaylar cereyan ederken, Abdullah ibn-i Selül'ün, samimi olarak iman etmiş olan oğlu Abdullah'ın, Resûlullah'ın, babasını öldürteceği yolunda haberler duyunca Hz. Peygamber'e gelmesi ve, "İzin ver ki, kâfir olan babamı kendi ellerime öldüreyim" diyerek Resûlullah'tan izin istemesi son derece ibret verici, düşündürücü bir hadisedir. Nifak ve küfür sebebiyle kararmış bir kalp ile, imanın kök saldığı bir kalbin arasındaki farkı göstermesi bakımından bu hadise de ibretle doludur. Resûlullah'ın, Abdullah'a cevabı ise, "Biz ona iyi davranacağız. Ona güzel muamelede bulunacağız. Yanımızdaki sohbeti sebebiyle, kendisine herhangi bir şey yapılmayacaktır" şeklinde olmuştur. (İbn-i Hişâm, Sîret, c.2, s.292; İbn-i Kesîr, Tefsir, c.8, s.159). 
Münafıkların, Müslümanları bölmek ve aralarına düşmanlık sokmak için giriştikleri faaliyetlere daha pek çok örnek gösterilebilir. Bu örnekler bize, münafıkların belli başlı özelliklerini göstermektedir. Bunlar her devirde aynıdır ve her devirde Müslümanlar, münafık tipinin karakter özelliklerini iyi tespit ederek, ona göre tedbirli davranmalıdırlar." 
 
Gökhan Demir / diğer yazıları
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.