Trabzonspor İstanbul Olimpiyat Stadı'nda oynadığı karşılaşmada hata yapmadı ve 3 puanı aldı.
Özellikle tribünlerdeki atmosfer şampiyonluğa yakışır bir görüntü verdi. Tribünleri dolduran taraftar son ana kadar takımlarına destek oldular.
Fakat aynı motivasyonu Trabzonsporlu futbolcularda görmek pek mümkün değildi.
Haliyle hafta içinde Kayserispor karşısında ortaya koydukları çok kötü performans ve de erken gelen şampiyonluğun rehaveti Trabzonsporluları olumsuz etkilemiş görünüyor.
Bundan dolayı eleştiri yapmak çok doğru olmaz. Zaten Trabzonspor bence baştan sona hakim oynadı.
Altay'ın bir varlık göstermediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Trabzonspor özellikle ilk yarı temponun ritmi ve organizasyon dengesini çok iyi kurdu.
Lüzumsuz telaş olması için neden olmadığı için Trabzonspor sakin ataklar ile rakibinin üstüne gitti.
Öyle ki Trabzonspor'un hemen hemen tüm hücumları pas oyununa dayanıyordu. Takımın liderliğini Hamsik yapıyordu.
Hemen hemen tüm atakları olması gerektiği gibi Hamsik başlattı. Savunma sorunsuz bir şekilde topu her fırsatta Hamsik'e iletti.
Hamsik de topu doğru şekilde Visca ve Nwakaeme ile buluşturdu. Nwakaeme her zamanki gibi topu alıp kalabalığın içine daldı ve oyunu zorladı.
Visca da iyi bir performans gösterdi. Ömür de sıklıkla topu ileri taşıdı.
Bakasetas bu stressiz maç dahi pek parlamadı. Bakasetas'ın geçmiş senelerdeki başarılı performansına ne zaman döneceği benim için büyük merak konusu.
Ayrıca şunu düşünmeden edemiyorum. Bu maçta stres yok. Dolayısıyla telaş olmadan oynanabiliyor ve akıcı bir oyun ortaya çıkıyor.
Bu oyun anlayışını diğer maçlarda da sergileyebilmek çok mu zor? İkinci yarıda da Trabzonspor'un başarılı futbolu devam etti.
72'de Hamsik'in oyundan alınıp Djaniny'nin forvet arkasına geçmesi de Trabzonspor'un oyun dengesini bozmadı.
Djaniny daha önceki maçlarda sol kanatta başarılı bir performans gösteriyordu. Forvet arkası yani 10 numarada o kadar kendini gösteremedi.
Altay'da göze batan oyuncu benim her zaman beğendiğim Rodriguez'di. Attığı gol de çok şıktı.
82'de Trabzonspor lehine verilen penaltı bence tartışmalıdır. Penaltının tekrarlanması doğru ama tekrarlanan penaltı atışında da ceza alanına giren oyuncular var.
Bu durumda bu atışın da tekrarlanması gerekirdi. Fakat bu durumlar için uygulama birliği yok. Her hakem ayrı yorumluyor.
Avcı hafta içi yaptığı açıklamalarda bu sezon çoğu kez sonuç odaklı düşünmek ve oyun içinde skoru göz önünde bulundurarak strateji oluşturmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Gelecek sezon daha akıcı bir futbol için planlama yapacağını da sözlerine ekledi.
İşin açıkçası Avcı da şampiyonluk gelmiş olsa da oynanan oyundan pek de tatmin olmuş değil.
Belli ki yeni sezonda daha tempolu oyun arzu ediyor. Bölüm bölüm hücum bölüm bölüm savunamaya çekilerek oynanan oyundan o da memnun değil.
Hücumdan savunmaya savunmadan hücuma daha seri ve tempolu geçebilmek istiyor. Bunda da çok haklı.
Dunkü maçın ilk yarısı böyle bir oyun için iyi bir şablon ve örnek oluşturuyor. Bu tarz oyun özellikle Avrupa arenasında çok önemli.
Zira Avrupa'da futbol hem tempolu hem de organize oynanıyor. Avcı bu sezon için de planlama yaptıklarını söylüyor.
Bakalım bu planlama Avcı'nın istediği daha akıcı oyunu üretebilecek mi?
Özellikle tribünlerdeki atmosfer şampiyonluğa yakışır bir görüntü verdi. Tribünleri dolduran taraftar son ana kadar takımlarına destek oldular.
Fakat aynı motivasyonu Trabzonsporlu futbolcularda görmek pek mümkün değildi.
Haliyle hafta içinde Kayserispor karşısında ortaya koydukları çok kötü performans ve de erken gelen şampiyonluğun rehaveti Trabzonsporluları olumsuz etkilemiş görünüyor.
Bundan dolayı eleştiri yapmak çok doğru olmaz. Zaten Trabzonspor bence baştan sona hakim oynadı.
Altay'ın bir varlık göstermediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Trabzonspor özellikle ilk yarı temponun ritmi ve organizasyon dengesini çok iyi kurdu.
Lüzumsuz telaş olması için neden olmadığı için Trabzonspor sakin ataklar ile rakibinin üstüne gitti.
Öyle ki Trabzonspor'un hemen hemen tüm hücumları pas oyununa dayanıyordu. Takımın liderliğini Hamsik yapıyordu.
Hemen hemen tüm atakları olması gerektiği gibi Hamsik başlattı. Savunma sorunsuz bir şekilde topu her fırsatta Hamsik'e iletti.
Hamsik de topu doğru şekilde Visca ve Nwakaeme ile buluşturdu. Nwakaeme her zamanki gibi topu alıp kalabalığın içine daldı ve oyunu zorladı.
Visca da iyi bir performans gösterdi. Ömür de sıklıkla topu ileri taşıdı.
Bakasetas bu stressiz maç dahi pek parlamadı. Bakasetas'ın geçmiş senelerdeki başarılı performansına ne zaman döneceği benim için büyük merak konusu.
Ayrıca şunu düşünmeden edemiyorum. Bu maçta stres yok. Dolayısıyla telaş olmadan oynanabiliyor ve akıcı bir oyun ortaya çıkıyor.
Bu oyun anlayışını diğer maçlarda da sergileyebilmek çok mu zor? İkinci yarıda da Trabzonspor'un başarılı futbolu devam etti.
72'de Hamsik'in oyundan alınıp Djaniny'nin forvet arkasına geçmesi de Trabzonspor'un oyun dengesini bozmadı.
Djaniny daha önceki maçlarda sol kanatta başarılı bir performans gösteriyordu. Forvet arkası yani 10 numarada o kadar kendini gösteremedi.
Altay'da göze batan oyuncu benim her zaman beğendiğim Rodriguez'di. Attığı gol de çok şıktı.
82'de Trabzonspor lehine verilen penaltı bence tartışmalıdır. Penaltının tekrarlanması doğru ama tekrarlanan penaltı atışında da ceza alanına giren oyuncular var.
Bu durumda bu atışın da tekrarlanması gerekirdi. Fakat bu durumlar için uygulama birliği yok. Her hakem ayrı yorumluyor.
Avcı hafta içi yaptığı açıklamalarda bu sezon çoğu kez sonuç odaklı düşünmek ve oyun içinde skoru göz önünde bulundurarak strateji oluşturmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Gelecek sezon daha akıcı bir futbol için planlama yapacağını da sözlerine ekledi.
İşin açıkçası Avcı da şampiyonluk gelmiş olsa da oynanan oyundan pek de tatmin olmuş değil.
Belli ki yeni sezonda daha tempolu oyun arzu ediyor. Bölüm bölüm hücum bölüm bölüm savunamaya çekilerek oynanan oyundan o da memnun değil.
Hücumdan savunmaya savunmadan hücuma daha seri ve tempolu geçebilmek istiyor. Bunda da çok haklı.
Dunkü maçın ilk yarısı böyle bir oyun için iyi bir şablon ve örnek oluşturuyor. Bu tarz oyun özellikle Avrupa arenasında çok önemli.
Zira Avrupa'da futbol hem tempolu hem de organize oynanıyor. Avcı bu sezon için de planlama yaptıklarını söylüyor.
Bakalım bu planlama Avcı'nın istediği daha akıcı oyunu üretebilecek mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025