logo
05 ARALIK 2025


Terk edilen mi hep acı çeker' / Orhan Yaralı

02.12.2009 00:00:00
Gitmek, ardına bakmadan gibi görünerek. Yaşanılan onca şeyi bir çırpıda siler gibi görünürken bir yandan, öte yandan tüm hüzünleri içine gömüp bir ömür boyu yüzünü aynalardan sakınmayı, yaşamadan yaşıyormuş gibi gözükmeyi göze alabilmek. Bütün matemleri süzerek hayattan, kendi elleriyle uçsuz bir uçurumdan atmak tüm benliğini. Düşlerde sevmeyi ummak, bir liman dinginliğine çevirmek için yalnızlığını hayalperest olmak. Olası mümkün olmayan ne kadar hayal varsa süzüp süzüp onlarla yaşamayı göze almak ondan habersiz. Kapıları açık bırakmak hiçbir zaman gelmeyeceğini bildiği birisine. Ve hep güzel şeyler umut etmek, bir ömrü azaba büründürerek. Aşk bürününce çaresizliğe, nedense hiç birimiz uğruna ölünebilecek kutsadığımız varlığımızla yaşamayı göze alamayız. Bir an önce yol vermek için didinip dururuz. Günlerce mücadele edip dururuz kendimizle. Öylesine gelgitleri sığdırırız ki kısacık bir zamana, farkına vardığımızda kurtulmaya çalıştığımız şeyin asıl yaşamaya mecbur yanımız olduğunu, tutarsızlığa yenik bir kararsızlıkla ortada kala kalırız. Öylesine bir yalnızlaşma ki, uzun bir hayata sığdıramayacak kadar acı ve keder bir anda kümelenir yüreğimizde. Kümelenen bu azap yumağı kavurur durur içten içe. Yandıkça yüreğimiz acı çekmeye takatimizin kalmadığını fark ederiz. Bu fark edişle birlikte, yaşama umudumuzu, ardından bakmaya cesaret edemediğimiz birinin avuçlarına bırakmış bir teslimiyetle yaşamaya dair neyimiz varsa silip atarız. Artık mutluluk bir hayal olmadan öteye geçmeyecektir. Hep merek edilir, acaba bırakıp giden mi, yoksa arkada kalan mı daha çok acı çeker? Ne fark eder ki, araya ayrılık girdikten sonra. Bir bedende bütünleşen, bir ruh olup uçuveren iki insan, iki parça can tüm aykırılıklara meydan okurcasına bir olurken, bu bir olmada akla aykırı ne kadar şey varsa makul, yaşanılası kat-i zorunluluklara çevirirken, klişeleşmiş ne kadar dogmatik, anenik yaşam alışkanlıkları varsa hepsinin üzerinden bir silindir gibi geçip gider. Hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan, özelimize ait ne varsa masum bir gülüşe, sıradan gibi görünen bir dokunuşa karşılık sevdiğimizin ayakları altına sermek. Belki dünyaları verseler asla değiştirmeyeceğimiz gururumuzu, gitmemesi için yalvaran bakışlarla, çaresiz gözyaşlarıyla bir pınara çevirip son bir kez yüreğine akıtırız. Bu akıtmayla birlikte eriyip giden benliğimizin, toprak olan onurumuzun hiçbir değeri kalmamıştır artık nazarımızda. Garip, insanın bu teslim olma hali aslında içinde öyle büyük volkanları barındırır ki, patlasa zarar görmeyecek, etkilenmeyecek kimse kalmaz. Ama o çaresizlik anı, hiçbir şey yapamama, kararsız ve duyarsız kalma hali sonradan ince bir sızı olup saplanır kalbimize. İçten içe günden güne kuruyup gideriz sızlayan bu küçücük yarayla. Ölümün en sessiz hali bu olsa gerek. Hani çekip vursa biri bizi anında ölür kurtuluruz, üzerimize devrilen bu enkaz kadar asla acıtmaz.Bazılarımız terk edilmeye asla tahammül edemez, eğer bitecekse ben bitiririm diyerek erkekliğinin ardına sığınır. Aslında bu sığıntılığımızın ardında, bizleri yutmaya hazır korkaklığımızdan oluşan bir uçurum bekler her defasında. Ve biz bile bile bu uçurumdan atarız kendimizi bir koyun edasıyla. Çünkü kendimizden önce o uçurumdan attığımız kişinin ardından içgüdüsel bir hareketle gideriz. Gideriz çünkü o gidince kaybedecek hiçbir şeyimizin kalmadığını fark ederiz ve zorunlu bir teslimiyetin kollarına bırakırız kendimizi. Bu teslimiyetin hazin bir sonucu olarak ta ardından gideriz.  Her zaman terk edilen yalnız başına acı çekmez aslında, ondan daha fazla acı çekmek zorunda kalır bırakıp giden. Çünkü bırakıp giden hem bıraktığının çektiği acıyı hem de kendi adına acı çeker, üstelik gizli saklı ve kimseye sezdirmeden. İçinde bir volkan kaynarken bir taraftan öte yandan dingin bir su gibi görünmeye çalışır. Artık hayatında oturaklaşan bir tek şey kalmıştır bir gün ansızın bir yerde onunla karşılaşmak, içinde bu hayali büyüterek yaşamaya mahkum eder kendini. Çünkü vazgeçilmez olan her şey nedense hep gizli saklı ve özlemlere yenik yaşanır hale geliyor. Hep terk edilen acı çekmez aslında, bırakıp gidende acılardan payını ziyadesiyle alır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
Pembe tablo çizdi
'Enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek'
Büyük kongre Pazar günü
'İstikbal Biziz, Biz Geleceğiz'
Bürokratlara zam kararına tepki
'Dar gelirli sürünüyor böyle olmaz'
Bahis ve şike soruşturması
Futbolcular, hakemler, başkanlar, yorumcular..!
Futbolda bahis skandalında yeni dalga operasyon
Ahmet Çakar, çok sayıda profesyonel futbolcu ve yönetici gözaltında
Mersin'de maaşlarını alamayan işçiler, adliye önünde toplandı
Bazı çalışanları müstehcen fotoğraflarla tehdit etmişler
11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi
Kovid 19 düzenlemesi onaylandı
İsrail hükümetinin Gazze'de kirli planları
Suç örgütü lideri Ebu Şebab'ı desteklemiş
BM'den 'Ukrayna savaşı' açıklaması
"Ateşkese yakın olduğumuzu hissetmiyoruz"
Suriye ile SDG çatıştı
Entegrasyon olacaksa çatışma niye?
Yeni vergi düzenlemeleri TBMM'de kabul edildi
Tapuda eksik harç ödeyen yandı!
Adliyedeki skandal soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Emanetteki altınları market arabasıyla götürmüş
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Emanete riayet
Teröristbaşıyla ne konuştular?
Tutanak özeti komisyonda okundu
Samsun'da akaryakıt istasyonu faciası davası başladı
Baba ve 2 kızı hayatını kaybetmişti
Pembe tablo çizdi
'Enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek'
Büyük kongre Pazar günü
'İstikbal Biziz, Biz Geleceğiz'
Bürokratlara zam kararına tepki
'Dar gelirli sürünüyor böyle olmaz'
Bahis ve şike soruşturması
Futbolcular, hakemler, başkanlar, yorumcular..!
Futbolda bahis skandalında yeni dalga operasyon
Ahmet Çakar, çok sayıda profesyonel futbolcu ve yönetici gözaltında
Mersin'de maaşlarını alamayan işçiler, adliye önünde toplandı
Bazı çalışanları müstehcen fotoğraflarla tehdit etmişler
11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi
Kovid 19 düzenlemesi onaylandı
İsrail hükümetinin Gazze'de kirli planları
Suç örgütü lideri Ebu Şebab'ı desteklemiş
BM'den 'Ukrayna savaşı' açıklaması
"Ateşkese yakın olduğumuzu hissetmiyoruz"
Suriye ile SDG çatıştı
Entegrasyon olacaksa çatışma niye?
Yeni vergi düzenlemeleri TBMM'de kabul edildi
Tapuda eksik harç ödeyen yandı!
Adliyedeki skandal soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Emanetteki altınları market arabasıyla götürmüş
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Emanete riayet
Teröristbaşıyla ne konuştular?
Tutanak özeti komisyonda okundu
Samsun'da akaryakıt istasyonu faciası davası başladı
Baba ve 2 kızı hayatını kaybetmişti
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.