Prof. Dr. Haydar Baş tertemiz bir hayat yaşadı. Gencecik bir öğretmenken insanların hayatlarına dokundu. Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk demedi. İnsan gönüldür gönül dedi. Bir ve beraber olmak zorundayız dedi. Hayatının tamamında "sisteme uygun insanı değil insana uygun sistem" i savundu. Bunu milli iktisadi bir model olarak da ortaya koydu. "MİLLİ EKONOMİ MODELİ".
Bu milletin ve bütün İslam âleminin karnını doyurmak, sırtını giydirmek, sıkıntılarını gidermek ve olması gerektiği gibi yaşatmak istedi ve mücadelesi ile örnek oldu. Ortadoğu'da demokrasi naraları atılırken, halkın kanı ve gözyaşı akarken birileri milyar dolarları cebe atmayı konuşuyorken, O asla ve asla oyuna gelmedi. Bölünmez bütünlüğü savundu. Suriye'nin toprak bütünlüğü masaya konduğunda Şii-Sünni çatışması ile Müslüman Müslümana kırdırılırken O buna "dur" dedi. Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumlarını organize etti. Şii ve Sünni ulemayı bir araya getirdi. Siz kardeşsiniz dedi. "TEVHİDİN MERKEZİ EHL-İ BEYT".
2017 yılında şuana kadar kaleme alınmamış şekliyle Atatürk'ün hayatını kaleme aldı. Kaleme aldığı Atatürk eserinde onun insani ve vicdani yönünü tanıdık. İnançlı bir Müslüman olduğunu öğrendik. Müslüman bir millet ile liderinin arasına mesafe koymak için hazırlanan planların tamamını yıkıp attı bu eserle. Birkaç sözü kesip biçilerek Atatürk'e dinsiz iftirasını atanların çenelerini kapatıp Müslüman halkı Müslüman Atası ile buluşturdu. Anıtkabir ziyaretlerinin nasıl arttığını, Ata'nın kabrine el açıp dua edenleri gördük O'nun sayesinde. O büyük bir devrim adamıydı. Milletin aleyhine bina edilen tabuları yıkan ve milletini bir, beraber kılabilen bir tevhid insanıydı. "HOŞ GELDİN ATATÜRK"
2001 yılında "Önce Birlik" adını verdiği bir makalesinde "Tarih boyunca Haçlı akınları başta olmak üzere dış tehditlere karşı Türk milleti, birliğini muhafaza etmek ve kurumlarını ayakta tutmak suretiyle karşı koymuştur.
Haçlı seferlerine karşı bir siper vazifesi gören Selçuklular, Hıristiyan Avrupa'nın birleşik ordularına sayısız defalar karşı koyan Osmanlı ve Türk milletinin İtilaf Devletleri adıyla maruf Haçlı birliğine karşı verdiği Kurtuluş Savaşı hepimizin malumudur" diyordu.
Yani Türk milleti bir ve beraber olmak zorundadır. Aksi takdirde milliyetini, aidiyetini, dinini kaybeder. Birliğimiz ve beraberliğimiz bizim en önemli unsurumuzdur. Nitekim biz birbirimizden koptukça işin nerelere gelebildiğini de gördük.
1979-1980 yıllarında "Milli Birlik ve Beraberliğin Temel Unsurları" konferanslarını organize edip birlik ve beraberliğin vatanımız, milletimiz ve inancımız için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Türkiye'yi karış karış gezdi.
Başta ifade ettiğimiz gibi Sağ-Sol'un en coşkulu dönemlerinde sağı ve solu bir araya getirebilen tek insan oldu. Kadrosuna baktığınızda bunu çok net görebilmekteyiz. Eski solcular ve eski sağcılar bugün Haydar Hoca merkezinde vatanperver olarak Bağımsız Türkiye için mücadele ediyorlar. Siz Türkiye Cumhuriyeti'nde bu kadar birlik ve beraberliği aşılayan bunun için mücadele eden ve hayatıyla birlik beraberliği örnek olarak yaşayan başka bir siyasi gördünüz mü?
1990-2000 yılları arasında körüklenen Türk-Kürt ayrımına "Bir kolumu kesseniz Türk diğerini kesseniz Kürt kanı akar" diyerek ayrıştırmanın önüne geçen tek siyasidir.
2001 yılında kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin parti programına bakalım.
"Bu program, isabetli teşhis ve tespitlere bağlı, kalıcı çözüm yollarını ortaya koyan, teori ile pratiği birleştiren bir icraat programıdır.
Siyasi görüşü ne olursa olsun yediden yetmişe milletimizin tek vücut olması, kederde ve kıvançta bir ve beraber olarak ülkeye hizmette bütünleşmesi gerektiğine inanıyoruz.
Kalbi, vatan ve millet sevgisi ile dolu, ülkemizi ve milletimizi yüceltmeyi gaye edinen, devletimizin ilelebet yaşatılmasında kararlı kadrolarla; inanç, fikir ve azimle insanımıza hizmet etmeyi gaye ediniyoruz.
Partimiz; Atatürk ilke ve inkılaplarına, hürriyetçi parlamenter demokratik sisteme, Anayasa'ya ve kanunlara bağlıdır. Ülkeye ve millete hizmette siyaseti bir vasıta kabul eder. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, toplumsal barış ve uzlaşmayı her şeyin üstünde tutar.
İnsanı merkeze koyan bir tez mantığıyla milletimizin emrinde olacağımızı taahhüt ederiz.
Bu programın ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını dileriz."
Siyasi görüşü ne olursa olsun yediden yetmişe milletimizin tek vücut olması, bir ve beraber olarak ülkeye hizmette bütünleşilmesi, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, toplumsal barış ve uzlaşmanın her şeyin üzerinde tutulması…
Haydar Hoca bize geldi. "Ben sizden oy istemeye değil, sizi kurtarmaya geldim" dedi. Bizi bir ve beraber yaptı. Yek vücut olarak nasıl vatana hizmet edilir gösterdi. Çözüm yollarını sundu. Birlik ve beraberlik için geleceğimiz için hayatını ortaya koydu. Bugün birlik ve beraberlik için sığınılacak tek bir liman vardır. Prof. Dr. Haydar Baş limanı. Bir ve beraber olmadan sorunlarımızı çözme imkân ve ihtimalimizin olmadığını açık ve net bir şekilde görebildiğimiz günleri yaşıyoruz. Bir ve Beraber olmak zorundayız. Bir ve Beraber olmak için de gideceğimiz yer, birliğimizin merkezi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı anma haftasında bir kez daha O'nu saygı, sevgi, hürmet, minnet ve hasretle anıyorum.
- Kadir gecesi / 30.04.2022
- Haydar Hoca büyük nimet / 19.04.2022
- Ramazan ayı / 13.04.2022
- Tarım / 28.03.2022
- Yarının Türkiye’si, Türkiye’nin yarınları / 27.03.2022
- At bi format / 26.03.2022
- Türkiye’nin sağlam bir ekonomik temele ihtiyacı var / 28.02.2022
- Barış ne büyük nimet / 27.02.2022
- Milli Devlet nedir? / 26.02.2022