İnsanlar toplu olarak yaşadıklarında birbirlerine karşı olan hak ve vazifeleri de gündeme gelmiş oluyor. İnsanın bir kendi nefsine karşı olan vazifesi var. Bunu Cenabı Hak zaten koymuş. Nedir bunlar? Temizlikten başlar. Allah'a ibadet etmek, nefsimizi tezkiye yapmak gibi kendimize karşı vazifelerimiz var.
İki; "Hepimiz çobansınız ve hepimiz güttüğümüzden sorumsununuz" (Tecridi sarih, c.3 s.40) hadisi şerifinden mülhem ailemize karşı vazifelerimiz var. "Emri bi'lma'ruf nehyi ani'lmünker/iyiliği emir, kötülükten sakındırma" görevimiz var.Bu görev, sana da bana da düşüyor. "Yavrum, kuzum bak. Bunu böyle yapalım kazanırız. Bunu böyle yapmayalım, zarar ederiz" diyeceğiz. Ayıktıracağız. Ailemize karşı vazifemiz, sadece onların rızklarını, maişetlerini temin etmek değildir. Onları eğitmek, öğretmek; hem dünyasını, hem ahiretini kazanmayı öğretmek de lazım. Bunu bilmemiz lazım.Çevremize karşı vazifelerimiz var. Biz toplumda ferd-i vahid değiliz. Komşularımız var. Komşuluk münasebetleri, dostluk münasebetleri çok mühimdir. Veren el olacağız. "Veren el alan elden üstündür." İkram edeceğiz. Efendimiz (as) öyle buyuruyor: "Hediyeleşiniz." Bir bardak çay bile ikram etmiyoruz. Olur mu bu? Cömert olacağız. Sonra bizim vatana, millete karşı da vazifemiz var. Milletin birliğine, beraberliğine, millete karşı da terakki etmesine, ileri gitmesine çalışacağız. Bayrağına, sancağına, ordusuna, askerine polisine, çiftçisine, çöpçüsüne, hamalına, işçisine, çiftçisine, hepsine saygılı olacağız. Üzerimize ne vazife düşerse bütün bunları yerine getirmemiz lazım. Malum bunların başında insanlığı karşı da vazifemiz var.Bir de kadın mevzuu var. Kadın, sanki insanlık ailesinde farklı bir varlıkmış gibi, her fırsatta; "hakkını verme, hakkını koruma" gibi iddialarla gündeme getiriliyor. Hakikaten kadın, insanlık ailesinin bir şerefidir. Bazen ana, bazen abla, bazen arkadaş, bazen kardeş... bulunduğu konuma görev vasıflanır ki, olduğu her yerde mümtaz, fevkalade bir varlıktır. Kadın, yeryüzünde Cenabı Hakk'ın merhametinin, şefkatinin ve cemalinin tecelli ettiği mekandır.Ancak, tamamen bunların üzerinde Cenabı Vacibü'l Vücud Hazretlerine karşı vazifemiz var. O zaten işin aslı. Onu yerine getirdik mi, bütün insanlığa, millete, çocuğa, evladına, ailene, komşuna, hepsine karşı vazifeni yaparsın. Ama onu ihmal edersek, hep menfaat girer araya. Herşeyin Allah için olması lazım. Bunları prensip ve gaye edinirsek, hiç korkmayalım, biz toplumda aranılan, ihtiyaç duyulan bir varlık olarak yerimizi alırız. Bu şekilde yaşamayı Allah nasip etsin.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
İki; "Hepimiz çobansınız ve hepimiz güttüğümüzden sorumsununuz" (Tecridi sarih, c.3 s.40) hadisi şerifinden mülhem ailemize karşı vazifelerimiz var. "Emri bi'lma'ruf nehyi ani'lmünker/iyiliği emir, kötülükten sakındırma" görevimiz var.Bu görev, sana da bana da düşüyor. "Yavrum, kuzum bak. Bunu böyle yapalım kazanırız. Bunu böyle yapmayalım, zarar ederiz" diyeceğiz. Ayıktıracağız. Ailemize karşı vazifemiz, sadece onların rızklarını, maişetlerini temin etmek değildir. Onları eğitmek, öğretmek; hem dünyasını, hem ahiretini kazanmayı öğretmek de lazım. Bunu bilmemiz lazım.Çevremize karşı vazifelerimiz var. Biz toplumda ferd-i vahid değiliz. Komşularımız var. Komşuluk münasebetleri, dostluk münasebetleri çok mühimdir. Veren el olacağız. "Veren el alan elden üstündür." İkram edeceğiz. Efendimiz (as) öyle buyuruyor: "Hediyeleşiniz." Bir bardak çay bile ikram etmiyoruz. Olur mu bu? Cömert olacağız. Sonra bizim vatana, millete karşı da vazifemiz var. Milletin birliğine, beraberliğine, millete karşı da terakki etmesine, ileri gitmesine çalışacağız. Bayrağına, sancağına, ordusuna, askerine polisine, çiftçisine, çöpçüsüne, hamalına, işçisine, çiftçisine, hepsine saygılı olacağız. Üzerimize ne vazife düşerse bütün bunları yerine getirmemiz lazım. Malum bunların başında insanlığı karşı da vazifemiz var.Bir de kadın mevzuu var. Kadın, sanki insanlık ailesinde farklı bir varlıkmış gibi, her fırsatta; "hakkını verme, hakkını koruma" gibi iddialarla gündeme getiriliyor. Hakikaten kadın, insanlık ailesinin bir şerefidir. Bazen ana, bazen abla, bazen arkadaş, bazen kardeş... bulunduğu konuma görev vasıflanır ki, olduğu her yerde mümtaz, fevkalade bir varlıktır. Kadın, yeryüzünde Cenabı Hakk'ın merhametinin, şefkatinin ve cemalinin tecelli ettiği mekandır.Ancak, tamamen bunların üzerinde Cenabı Vacibü'l Vücud Hazretlerine karşı vazifemiz var. O zaten işin aslı. Onu yerine getirdik mi, bütün insanlığa, millete, çocuğa, evladına, ailene, komşuna, hepsine karşı vazifeni yaparsın. Ama onu ihmal edersek, hep menfaat girer araya. Herşeyin Allah için olması lazım. Bunları prensip ve gaye edinirsek, hiç korkmayalım, biz toplumda aranılan, ihtiyaç duyulan bir varlık olarak yerimizi alırız. Bu şekilde yaşamayı Allah nasip etsin.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri