Ligin son haftasındaki mücadelede istediğini alan taraf Başakşehir oldu.
Bu karşılaşma futbolda motivasyonun ne kadar önemli bir faktör olduğunu bir kez daha gösterdi.
Başakşehir Avrupa Konferans Ligi'ne katılabilmek için özellikle ilk yarı varını yoğunu ortaya koydu.
Trabzonspor ise ikinci yarı hariç sahada yok gibiydi. Şampiyonluk sonrası motive olmaması doğal karşılanmalı yine de bu derece silik görüntü pek de iyi olmadı.
Daha öncede yazdığım gibi bu maçları kaybederseniz TFF'den alınan galibiyet primi yanıyor.
Hayır şunun için ısrar ediyorum. Deniyor ki para yok maddi sıkıntılar yaşanıyor. Peki maçını kazan o zaman ve primi de al.
Galibiyet için 180 bin avro veriyor TFF. Yazık değil mi giden paraya.
Neyse maça gelirsek. Söylediğim gibi ilk yarı Trabzonspor sahada yoktu. Hani neredeyse fiziksel olarak sahada yok gibiydiler.
Maç ikinci yarının 65. dakikasına kadar da tempo kazanmadı. Tabii ondan sonra da yüksek tempo değil ama en azından yürüyüş hızından bir nebze olsun yükseldi diyebiliriz.
İlk yarı boyunca Başakşehir'de etkili olan isimler sağda Serdar ve arkasında Caiçara ayrıca solda Trezeguete'ydi.
Serdar ikinci golde serbest vuruşu kullanan oyuncu idi.
Üçüncü gol de ise golü atan Serdar'dı. Yalnız üçüncü gol öyle bir aksiyonla gerçekleşti ki üst üste 2 dakika arayla Trezeguet aynı hücumu gerçekleştirdi.
Yani 39'da 60-70 metrelik bir koşu yapan Trezeguet 2 dakika sonra golden önce 39'daki koşusunun bir benzerini daha yaptı.
Binlerce aksiyon içinde 2 dakika ara ile bir koşunun aynısının tekrarlanması hem Trabzonspor'un hanesine eksi yazar hem de futbol için önemli bir tesadüftür.
İşin açıkçası ilk yarı Trabzonspor maça asılmayıp Başakşehir de istediği sonucu alınca iki tarafından mücadele etmesi için çok bir neden kalmadı.
İkinci yarının hikayesi ise biraz daha farklıydı. Belli ki Abdullah Avcı futbolcularından farklı düşünüp maçı çevirmeleri gerektiğine inanmıştı.
İlk yarı o kadar kötüydü ki bir ara televizyona yansıyan görüntüde Avcı'nın tiklerinin tuttuğunu izledik.
Not almaya çalışırken sinirden çenesi titredi resmen.
İkinci yarının ilk kısmında Visca'nın çabası varken ikinci kısımda ise Nwakaeme oyunu zorlamaya çalıştı.
Visca 59'daki golde ortayı yaptı ve de Nwakeme kafayla golü kaydetti.
Cornelius kendine gelen hiçbir topu doğru düzgün kontrol edemedi. Neredeyse her topu harcadı. 90 dakika oyunda kaldı.
Fakat her şeye rağmen maçın ikinci yarısında da bir Başakşehirli futbolcu vardı ki maçın kahramanı oldu. O da kaleci Volkan'dı.
Muazzam kurtarışlar yaparak Trabzonspor'un oyuna ortak olmasını engelledi.
Başakşehir'in merkezinde oynayan Tolga Ciğerci varlık gösteremeyince yerine giren Berkay biraz olsun topun Başakşehir'de kalmasını sağladı.
Ayrıca Avcı'nın 71'de Visca'yı oyundan almasını hatalı buluyorum. Maçı zorlayan Visca oyunda kalmalıydı.
Bu yarıda akıllarda kalan bir pozisyonda da Dorukhan'ı tebrik etmek lazım. 80'de ters kademeye girerek Okaka ve Trezeguet'ten önce topa dokunan Dorukhan resmen dördüncü golü önledi.
Şimdi sezon bitti. Daha önce de yazdığım gibi Avcı'nın hedefi daha akıcı bir futbol oynatmak.
Bunun için planlamaları önceden yaptıklarını da söylüyor. Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmak çok önemli.
Hazırlığı buna göre yapmak lazım. Hep birlikte planlamanın doğru bir şekilde yapıldığını ummaktan başka bir seçenek yok. İzleyip göreceğiz.
Bu karşılaşma futbolda motivasyonun ne kadar önemli bir faktör olduğunu bir kez daha gösterdi.
Başakşehir Avrupa Konferans Ligi'ne katılabilmek için özellikle ilk yarı varını yoğunu ortaya koydu.
Trabzonspor ise ikinci yarı hariç sahada yok gibiydi. Şampiyonluk sonrası motive olmaması doğal karşılanmalı yine de bu derece silik görüntü pek de iyi olmadı.
Daha öncede yazdığım gibi bu maçları kaybederseniz TFF'den alınan galibiyet primi yanıyor.
Hayır şunun için ısrar ediyorum. Deniyor ki para yok maddi sıkıntılar yaşanıyor. Peki maçını kazan o zaman ve primi de al.
Galibiyet için 180 bin avro veriyor TFF. Yazık değil mi giden paraya.
Neyse maça gelirsek. Söylediğim gibi ilk yarı Trabzonspor sahada yoktu. Hani neredeyse fiziksel olarak sahada yok gibiydiler.
Maç ikinci yarının 65. dakikasına kadar da tempo kazanmadı. Tabii ondan sonra da yüksek tempo değil ama en azından yürüyüş hızından bir nebze olsun yükseldi diyebiliriz.
İlk yarı boyunca Başakşehir'de etkili olan isimler sağda Serdar ve arkasında Caiçara ayrıca solda Trezeguete'ydi.
Serdar ikinci golde serbest vuruşu kullanan oyuncu idi.
Üçüncü gol de ise golü atan Serdar'dı. Yalnız üçüncü gol öyle bir aksiyonla gerçekleşti ki üst üste 2 dakika arayla Trezeguet aynı hücumu gerçekleştirdi.
Yani 39'da 60-70 metrelik bir koşu yapan Trezeguet 2 dakika sonra golden önce 39'daki koşusunun bir benzerini daha yaptı.
Binlerce aksiyon içinde 2 dakika ara ile bir koşunun aynısının tekrarlanması hem Trabzonspor'un hanesine eksi yazar hem de futbol için önemli bir tesadüftür.
İşin açıkçası ilk yarı Trabzonspor maça asılmayıp Başakşehir de istediği sonucu alınca iki tarafından mücadele etmesi için çok bir neden kalmadı.
İkinci yarının hikayesi ise biraz daha farklıydı. Belli ki Abdullah Avcı futbolcularından farklı düşünüp maçı çevirmeleri gerektiğine inanmıştı.
İlk yarı o kadar kötüydü ki bir ara televizyona yansıyan görüntüde Avcı'nın tiklerinin tuttuğunu izledik.
Not almaya çalışırken sinirden çenesi titredi resmen.
İkinci yarının ilk kısmında Visca'nın çabası varken ikinci kısımda ise Nwakaeme oyunu zorlamaya çalıştı.
Visca 59'daki golde ortayı yaptı ve de Nwakeme kafayla golü kaydetti.
Cornelius kendine gelen hiçbir topu doğru düzgün kontrol edemedi. Neredeyse her topu harcadı. 90 dakika oyunda kaldı.
Fakat her şeye rağmen maçın ikinci yarısında da bir Başakşehirli futbolcu vardı ki maçın kahramanı oldu. O da kaleci Volkan'dı.
Muazzam kurtarışlar yaparak Trabzonspor'un oyuna ortak olmasını engelledi.
Başakşehir'in merkezinde oynayan Tolga Ciğerci varlık gösteremeyince yerine giren Berkay biraz olsun topun Başakşehir'de kalmasını sağladı.
Ayrıca Avcı'nın 71'de Visca'yı oyundan almasını hatalı buluyorum. Maçı zorlayan Visca oyunda kalmalıydı.
Bu yarıda akıllarda kalan bir pozisyonda da Dorukhan'ı tebrik etmek lazım. 80'de ters kademeye girerek Okaka ve Trezeguet'ten önce topa dokunan Dorukhan resmen dördüncü golü önledi.
Şimdi sezon bitti. Daha önce de yazdığım gibi Avcı'nın hedefi daha akıcı bir futbol oynatmak.
Bunun için planlamaları önceden yaptıklarını da söylüyor. Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalmak çok önemli.
Hazırlığı buna göre yapmak lazım. Hep birlikte planlamanın doğru bir şekilde yapıldığını ummaktan başka bir seçenek yok. İzleyip göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025