Ordumuz Sakarya Savaşı'ndan sonra Büyük Taarruz için hazırlanırken birçok çileye imkansızlıklar içerisinde bulunmasına rağmen göğüs germek zorunda kaldı.
Büyük Taarruz'a hazırlanırken en büyük sorun Sakarya Savaşı'nda şehit olan binlerce subayın yerini doldurmak olmuştur.
Malumunuz olduğu üzere kaybedilen bir subay kısa sürede yetişmiyor.
Şehit olan binlerce binbaşı, yüzbaşı, üsteğmen hatta albay ve yarbay rütbelerindeki askerlerimiz boşlukları doldurulamayacak kadar fazlaydı.
Buna rağmen bu sıkıntılar da aşılarak hazırlıklar yapıldı.
Antep, Maraş ve Urfa bölgelerinden çekilmek zorunda kalan Fransızların silahları satın alındı.
Sovyetler Birliği'nden önemli ölçüde savaş malzemesi tedarik edildi.
Hazırlıklar o kadar uzadı ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kemal Paşa'ya muhalif gruplar seslerini yükseltmeye ve artık taarruzun bir an önce başlaması gerektiğini seslendirmeye başlamışlardı.
Gazi Mustafa Kemal Paşa bu gruplarla ustaca mücadele etmiş ve elimizdeki sınırlı imkanların bir anda harcanmaması gerektiğini ve taarruz harekatının mükemmel olması gerektiği konusunda vekilleri de ikna etmeyi başarmıştı.
1683 ikinci Viyana kuşatmasından sonra hep savunma savaşları veren ordumuz bu 238 yıllık sürede adeta taarruzu unuttuğu için taarruz planı konusunda ihtilaflar ve tartışmalar günler boyu sürmüştü.
Harbiye'de Mustafa Kemal Paşa'nın hocası olan Yakup Şevki Paşa Büyük Taarruz'un tartışıldığı son toplantıda ordumuzun bir noktadan 'Kurt Kapanı' stratejisiyle düşmana saldırıp bir seferde düşmanı Ege'ye kadar süpürmeyi amaçlayan planı eleştirerek reddetmişti.
Gerekçe olarak da büyük fedakarlıklar sonucu oluşturulan ordunun tehlikeye atılmaması konusunu gündeme getirmişti.
Fakat 3 Mustafa yani Mustafa Kemal, Mustafa İsmet ve Mustafa Fevzi paşalar bu planın uygulanması konusunda ısrar edince Yakup Şevki Paşa da sesini çıkarmadı.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, "Hocam endişelenmeyin. Bu plan başarısız olursa bunun sorumlusu benim. Beni asarsanız" diyerek plana ona güvenini ortaya koyarak son konuşmasını yapmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, tarihi referansları seven ve kullanan bir lider olarak Anadolu kapılarını bize sonuna kadar açan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Savaşı'nın başladığı gün olan 26 Ağustos 1922 yılında taarruzu başlattı.
Bu tarih özellikle Mustafa Kemal Paşa tarafından seçilmiştir.
Kurt Kapanı kusursuz işlemiş Türk topçusunun üstün atışları sayesinde İngilizlerin 'Türkler bu mevzileri 6 yılda geçemez' dediği Afyon mevzileri 6 saatte darmaduman edilmiştir.
Nihayetinde 30 Ağustos 1922 günü Yunan ordusu imha edilerek İzmir'e kadar kovalanmıştır.
Bu olağanüstü plan, büyük bir özveri ve başarıyla Mustafa Kemal Paşa'nın kurmay zekasının bir ürünü olarak dünya harp tarihindeki mümtaz yerini almıştır.
Büyük Taarruz'dan sonra Atatürk'ün Harbiye'deki hocası Yakup Şevki Paşa Atatürk'e hitaben "Biz yüz yıllarca savunma savaşları yaptık. Harbiye'de de daha çok bu konuda uzmanlaştık. Taarruz savaşı yapmaya yapmaya bu savaşların nasıl olacağını adeta unuttuk. Sen gerçekten büyük bir asker ve komutansın. Seninle gurur duyuyorum" demiştir.
Savaşın sonucunda Yunan başkomutanı Trikopis esir alındı.
Atatürk'ü görünce başkomutan olduğuna inanamamış ve bu 41 yaşındaki genç general karşısında saygı ile eğilerek:
"Ben şimdi bu savaşı neden kaybettiğimizi anladım. Siz cephede en ön saflarda mücadele ederken bizim komutanımız Hacıanesti İzmir Körfezi'ndeki yatından talimatlarla savaşı yönetmeye çalıştı" demekten kendini alamamıştır.
Atatürk de bunun üzerine "Siz vazifenizi yaptınız. Savaşta kazanmak da var kaybetmek de var" diyerek teselli bile etmiştir.
Atatürk, Trikopis'in Sakarya Savaşı'ndan önce Ankara'yı alıp Kayseri'ye kadar yürümeyi kasteden sözlerine binaen, "Ben kahvemi Kayseri'de içeceğim" sözünü de kendisine hatırlatarak, "General, isteğinizi yerine getireceğim. Sizi Kayseri'ye göndereceğim. Orada kahvenizi içebilirsiniz" sözlerine Trikopis acı acı tebessüm etmişti.
Atatürk, savaşın en nazik anlarında dahi espri yapmayı ihmal etmeyecek kadar zeki ve ince bir insandı. Trikopis gerçekten Kayseri'nin Talas ilçesinde esir tutulduktan sonra Atina'ya iade edilmiştir.
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- Trikopis'in kahvesi / 03.09.2024
- Milli Mücadele'de fetva savaşları / 01.09.2024
- İran ve ABD kontrollü gerilim politikası güdüyor -2- / 19.08.2024
- İran ve ABD kontrollü gerilim politikası güdüyor -1- / 18.08.2024
- Nihai hedef Türkiye'dir -2- / 05.08.2024
- Nihai hedef Türkiye'dir -1- / 03.08.2024