Tümgeneralin darbe uyarısı 'es' geçilmiş
Meclis Araştırma Komisyonu'nun bilgisine başvurduğu Bursa eski Jandarma Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, TSK'daki Paralel Devlet Yapılanması'na mensup şahıslara ilişkin 22 Şubat'ta suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, "Ancak ne arayan ne soran oldu" dedi.
18.11.2016 00:00:00
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi, darbe ve gizli oluşumların siyaset üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Bursa eski Jandarma Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık'ın bilgisine başvurdu.
Saldık, "TSK ve Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik büyük tehdit oluşturan paralel devlet yapılanmasına mensup şahısların gerek Silahlı Kuvvetler gerekse devletimize yönelik yıkıcı faaliyetlerinin açığa çıkarılmasını, sorumluların bulunmasını, adli cezaya çarptırılmasını talep ediyorum" şeklinde 22 Şubat'ta suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, "Ancak ne arayan ne soran oldu" dedi.
Darbe gecesi evinde olduğunu, televizyonu açtığında çok tuhaf şeylerle, köprüdeki askerlerin görüntüleriyle karşılaştığını belirten Saldık, "IŞİD belası geldi, Boğaziçi Köprüsü'nü hedef aldı ki askere ihtiyaç duyuldu" diye düşündüğünü söyledi. Saldık, sonraki süreçte yaşanacakların aklına zerre kadar gelmediğini ifade etti.
Seyfullah Saldık, karargahtan sorumlu Kemal Albay'ın kendisini aradığını, "Vahim durum var, harekat merkezi beni aradı, Genelkurmaydan emir gelmiş, sıkıyönetim ilan edilmiş, Bursa'da da İl Jandarma Komutanı olan Albay Yurdakul Akkuş Bursa Sıkıyönetim Komutanı olmuş" ve "Cemaatçi grup muhtemelen darbe yapıyor" dediğini aktardı. Albaya buna asla izin vermeyeceklerini söylediğini, Jandarma Özel Harekat Taburunun (JÖH) nizamiyeye dizip mevzilendirilmesi, içeri girmeye çalışan olursa izin verilmemesi ve zorlayan olursa ateş edilmesi emri verdiğini vurgulayan Saldık, Bursa Valisi'ni aradığını kaydetti.
Nizamiyeden içeriye girdiğinde JÖH timi ile nizamiye yanındaki askerlere, gelen emri tanımadığını, içeriye kimseyi sokmayacaklarını, ihanetin parçası olmayacaklarını ifade ettiğini aktaran Saldık, JÖH taburunun, kendisine verdiği destekle darbenin önlenmesinde kilit rol oynadığını anlattı.
Silahlı askerlere, "Onu derhal tutuklayın" dediğini, sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirilen albayın nizamiyeden birkaç adım içeri girdiğini, derhal dışarı çıkardığını belirten Saldık, makam odasında bir kriz merkezi kurduğuna dikkati çekti. Erken davranmalarıyla, darbecilerin gelip silahlarına ulaşmalarını önlediklerini dile getiren Saldık, darbeci albayın yanındaki görevlinin çantasından, darbe emri ve eklerinin, 81 ilin sıkıyönetim komutanları listesinin çıktığını kaydetti.
Saldık, "Hain gruba bakıp da ordunun tamamının sanki bunlardanmış gibi algı olması bizi çok üzdü. Hava Kuvvetleri içinde bu hainler varsa, ne kadar kahramanların da olduğunu o hainlerin önlenmesinde gösterildi" diye konuştu.
'Beni de yazmışlar'
Saldık, her türlü entrikayı, kumpası yapmakta dünya ölçüsünde mahir olan bu gizli örgütün, bir yıldan bu yana kendisine Twitter üzerinden saldırdığını belirtti.
Saldık, ertesi gün saat 11.30 sıralarında Ankara'dan aldığı telefonla dünyanın başına yıkıldığını anlatarak, İçişleri Bakanlığının 37 kişilik görevden uzaklaştırma listesinin içine, gece fiilen darbeye katılan "adi ve alçakların" arasına kendisinin de yazıldığına işaret etti.
Bunu anlatırken gözleri dolan Saldık, tehdit ve tehlikenin çok büyük olduğunu ifade etti. Saldık, Valinin, İçişleri Bakanı'nı aradığını, "Orada bir yanlışlık oldu, düzelecek, dikkate almayın" dediğini, 15 gün sonra ikinci şoku yaşadığını ve kadrosuzluktan emekli edildiğini vurguladı.
Saldık, gözleri dolarak "Ne arayan ne soran oldu. Ben vatan evladıyım. Büyük Türk milletinin tüm hasletlerine sahibim. İçimizdeki yarayı çok frenleyerek, çok süzgeçten geçirerek ifade ediyorum. Bu vatanda kimse kimseyi kumpaslara getirmesin" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Saldık, MİT içinde, devlet kurumlarında çalışacak personele ilişkin özel teşkilatlanma yapılması gerektiğini ifade etti. Saldık, devletin, eğitim gibi temel bir alanı maalesef bu grubun safına verdiğini bildirdi.
Saldık, "Darbe olacağını zihinlerimizde bile algılayamadık. Darbe olacağını asla tahmin etmedim, edemedim" değerlendirmesinde bulundu. Saldık, emekliliğinin de kendi tercihi olmadığını vurguladı. Saldık, kendisinin evine gelip, yemeğini yiyen, misafir olan bir kişinin, daha sonra bu örgütsel karalamada başrolü oynadığını, istismar etmedikleri hiçbir insani duygu kalmadığını sözlerine ekledi.
Saldık, "TSK ve Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik büyük tehdit oluşturan paralel devlet yapılanmasına mensup şahısların gerek Silahlı Kuvvetler gerekse devletimize yönelik yıkıcı faaliyetlerinin açığa çıkarılmasını, sorumluların bulunmasını, adli cezaya çarptırılmasını talep ediyorum" şeklinde 22 Şubat'ta suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, "Ancak ne arayan ne soran oldu" dedi.
Darbe gecesi evinde olduğunu, televizyonu açtığında çok tuhaf şeylerle, köprüdeki askerlerin görüntüleriyle karşılaştığını belirten Saldık, "IŞİD belası geldi, Boğaziçi Köprüsü'nü hedef aldı ki askere ihtiyaç duyuldu" diye düşündüğünü söyledi. Saldık, sonraki süreçte yaşanacakların aklına zerre kadar gelmediğini ifade etti.
Seyfullah Saldık, karargahtan sorumlu Kemal Albay'ın kendisini aradığını, "Vahim durum var, harekat merkezi beni aradı, Genelkurmaydan emir gelmiş, sıkıyönetim ilan edilmiş, Bursa'da da İl Jandarma Komutanı olan Albay Yurdakul Akkuş Bursa Sıkıyönetim Komutanı olmuş" ve "Cemaatçi grup muhtemelen darbe yapıyor" dediğini aktardı. Albaya buna asla izin vermeyeceklerini söylediğini, Jandarma Özel Harekat Taburunun (JÖH) nizamiyeye dizip mevzilendirilmesi, içeri girmeye çalışan olursa izin verilmemesi ve zorlayan olursa ateş edilmesi emri verdiğini vurgulayan Saldık, Bursa Valisi'ni aradığını kaydetti.
Nizamiyeden içeriye girdiğinde JÖH timi ile nizamiye yanındaki askerlere, gelen emri tanımadığını, içeriye kimseyi sokmayacaklarını, ihanetin parçası olmayacaklarını ifade ettiğini aktaran Saldık, JÖH taburunun, kendisine verdiği destekle darbenin önlenmesinde kilit rol oynadığını anlattı.
Silahlı askerlere, "Onu derhal tutuklayın" dediğini, sıkıyönetim komutanı olarak görevlendirilen albayın nizamiyeden birkaç adım içeri girdiğini, derhal dışarı çıkardığını belirten Saldık, makam odasında bir kriz merkezi kurduğuna dikkati çekti. Erken davranmalarıyla, darbecilerin gelip silahlarına ulaşmalarını önlediklerini dile getiren Saldık, darbeci albayın yanındaki görevlinin çantasından, darbe emri ve eklerinin, 81 ilin sıkıyönetim komutanları listesinin çıktığını kaydetti.
Saldık, "Hain gruba bakıp da ordunun tamamının sanki bunlardanmış gibi algı olması bizi çok üzdü. Hava Kuvvetleri içinde bu hainler varsa, ne kadar kahramanların da olduğunu o hainlerin önlenmesinde gösterildi" diye konuştu.
'Beni de yazmışlar'
Saldık, her türlü entrikayı, kumpası yapmakta dünya ölçüsünde mahir olan bu gizli örgütün, bir yıldan bu yana kendisine Twitter üzerinden saldırdığını belirtti.
Saldık, ertesi gün saat 11.30 sıralarında Ankara'dan aldığı telefonla dünyanın başına yıkıldığını anlatarak, İçişleri Bakanlığının 37 kişilik görevden uzaklaştırma listesinin içine, gece fiilen darbeye katılan "adi ve alçakların" arasına kendisinin de yazıldığına işaret etti.
Bunu anlatırken gözleri dolan Saldık, tehdit ve tehlikenin çok büyük olduğunu ifade etti. Saldık, Valinin, İçişleri Bakanı'nı aradığını, "Orada bir yanlışlık oldu, düzelecek, dikkate almayın" dediğini, 15 gün sonra ikinci şoku yaşadığını ve kadrosuzluktan emekli edildiğini vurguladı.
Saldık, gözleri dolarak "Ne arayan ne soran oldu. Ben vatan evladıyım. Büyük Türk milletinin tüm hasletlerine sahibim. İçimizdeki yarayı çok frenleyerek, çok süzgeçten geçirerek ifade ediyorum. Bu vatanda kimse kimseyi kumpaslara getirmesin" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Saldık, MİT içinde, devlet kurumlarında çalışacak personele ilişkin özel teşkilatlanma yapılması gerektiğini ifade etti. Saldık, devletin, eğitim gibi temel bir alanı maalesef bu grubun safına verdiğini bildirdi.
Saldık, "Darbe olacağını zihinlerimizde bile algılayamadık. Darbe olacağını asla tahmin etmedim, edemedim" değerlendirmesinde bulundu. Saldık, emekliliğinin de kendi tercihi olmadığını vurguladı. Saldık, kendisinin evine gelip, yemeğini yiyen, misafir olan bir kişinin, daha sonra bu örgütsel karalamada başrolü oynadığını, istismar etmedikleri hiçbir insani duygu kalmadığını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.