Emperyalizm güzel ülkemizi 3 koldan işgal etmiştir!
1- Kültür
2- Ekonomi
3- Siyaset.
Düşmanı iyi tanımak, analiz etmek onunla mücadele etmekten belki de daha önemlidir!
Peki, bu işgal nasıl oldu?
Emperyalizm bu üç koldan ama eş zamanlı bir operasyon ile ülkemizi işgal etti. Ne biri önce geldi ne diğeri sonra!
Her biri bir diğerinin bazan sebebi bazan da sonucu olarak ama kesinlikle birbirini tamamlar nitelikte ülkemizi ve insanımızı işgal etti.
1- Kültür ile geldiler!
Bakın bugün yurdum insanının yaşamına... Herkes yaşam felsefesinin bize uymadığını haykırıyor lakin bu şartlardan da kurtulmanın bir yolunu bulamıyor!
Peki sorun nerede?
"Sizden Müslümanlar'ı Hıristiyan yapmanızı istemiyoruz. Sizin asıl göreviniz Müslümanlar'ı İslam dininden uzaklaştırmaktır. Doğumlarından ölümlerine kadar haç takmasınlar, kiliseye gitmesinler, vaftiz olmasınlar ama Hristiyan gibi yaşasınlar. Bunu çağdaşlık adı altında yapın. Allah'ı ve Peygamber'i tanımayan bir nesil büyük işlerle, idarelerle uğraşmaz; idealsiz, dinsiz, mefkûresiz yaşarlar. Rahatı, tembelliği, parayı ve nefislerini sever; arzu ve şehvetlerini tatmin için uğraşırlar. Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, Hristiyan adetlerini, Hristiyan bayramlarını, Hristiyan kültürünü, Hristiyan ahlakını aşılayalım. Bir Müslümanın doğumundan ölümüne kadar kimliginde Müslüman yazabilir, fakat bir Hristiyan gibi yaşayarak cami önündeki teneşire yatmalıdır. Kiliseye gelmesine gerek yok varsin camiye gitsin. Ama bir Müslüman'ı hayatı boyunca Hristiyan gibi yaşatmalıyız." (Rahip Samuel Zwemer, Misyonerlik Konferansı, Kudüs, 1935).
O halde bizler öz kültürümüze dönmeliyiz!
Öz kültürümüzü yaşamalıyız!
Bu nasıl olacak?
2- Ekonomi ile geldiler!
Yukarıda beyan ettikleri veya hedefledikleri inkültürasyon faaliyetlerinin temel sacayağı olarak ekonomiyi kullandılar.
Kapitalizm!
Şüphesiz helal lokma tutar insanı helal lokma zapteder!
Bu millete önce haram yedirmek lazımdı!
Zararlı fikir ve düşünceleri aktaracakları beyinleri nakıs kılmak, o beyni besleyen vücudu işgal etmek aslolandı!
O halde sofraya domuz eti servis etmenin şartı ekonomiye faizi koymaktı!
Başardılar!
Peki, çözüm ne?
3- Siyaset ile geldiler!
Emperyalizmi kültüründe yaşayan, midesinde hazmeden bu milletin başına da yine emperyalizmi kendine ideal ve hedef alan siyaset kurumu da kendiliğinden zaten oluştu!
Bakın bugün Türkiye'de siyaset arenasında bu ülkeyi yöneten veya yönetmeye talip olan siyasi partilerin hangisi bu üç kulvarda milleti için milli bir siyaset, ekonomi ve sosyo-kültürel bir plan ve program ortaya koyabildi?
AB üyeliği adeta hepsinin amentüsü!
Peki bu zararlı tez ve analizleri bu millet fark edebildi mi?
Edemedi ise neden edemedi?
Bu manada Milli Siyaset Kurumu'na ciddi görevler düşüyor!
Bu manada 13 yüzyıl dönemi iyi irdelenmeli, anlaşılmalı. 13. yüzyılın birbiri ile dost, birbiri ile sırdaş ve kardeş iki piri vardır!
Birincisi Hünkar Hacı Bektaş Veli diğeri Ahi Evran'dır.
Hz. Mevlana'yı tenzih ederim ama bugün Hz. Mevlan'a ile bu iki kutup setredilmekte, milli kurtuluş yolları milletin gözünden kaçırılmaktadır.
Hz. Mevlana bir Hak dostudur. Allah şefaatinden ayırmasın ama bugün onu ananlar, onu bir takım niyetler ile anmakta ki bu niyetler çok da milli değildir!
Peki, Hünkar ve Ahi Evran neden gizleniyor?
Bu sorunun cevabı Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli'nde gizlidir!
13 yüzyılın iki dâhisi iki manevisi olan bu iki kutlu şahsiyet, derim ki 20. yüzyıl da tek bir bedende cem olmuştur!
Hünkârın Ehl-i Beyt ahlakı, Ahi Baba'nın ticaret ahkamı Haydar Hoca'nın ahlakından ve ilminden bu yüzyılda bir tez ve analiz mantığında ortaya öyle bir konmuştur ki, adeta emperyalizmin dizlerini titretmiş belini kırmıştır!
Çıkış yolu vardır!
Milli kültür,
Milli ekonomi,
Milli siyaset.
Öz kültürümüz zaten bu milletin her ferdinin hissiyatında, yaşanan bu günlerin memnuniyetsizliği olarak adeta bir tohum gibi durmaktadır.
O halde problemin çözümü için Milli Ekonomi Modeli bir tez mantığında bu millete anlatılmalı, anlatılmalı, anlatılmalıdır...
İşverene, işçiye, çiftçiye, hayvancıya, eğitimciye, anneye ve evlada ayrı ayrı anlatılmalıdır.
Bu manada Milli Siyaset Kurumu, hedef kitlesine uygun eğitimli, planlı ve etkin hareket edebilen ayrı ayrı komisyonlar, kollar oluşturmalı, dili, mezhebi, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesi bir kabul ederek muhatap almalı, muhatap olmalıdır!
Hünkâr Hacı Bektaş Veli'nin kültürel inkılabının, Ahi Evran'ın ise ekonomik inkişafın mümkünü böylece ortaya konmalı, milleti ve devleti meydana getiren her bir birey ve kurum yakalandığı ümitsizlik hastalığından kurtarılmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli bu mümkünün reçetesidir.
Bu ağır vebal ve sorumluluk (kültürleme, eğitme, öğretme) BTP kadrolarının omzundadır.
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021
- Türk olun! / 12.06.2021
- İnsanı kazanmak! / 21.03.2021