Türkiye Kuzey Irak'a girmelidir

Türkiye'nin 15 yılına, yüz milyarlarca dolarına ve hepsinden önemlisi 30 bin vatandaşının canına malolan terör belası maalesef yeniden hortlatılıyor. Son birkaç aydır neredeyse her gün bir terör eylemi gerçekleşiyor ve fidan gibi askerlerimiz şehadet şerbetini içiyor. Son birkaç aylık bilanço işgalci ABD'nin Irak'taki kayıp sayısına yaklaştı. Türkiye hergün yeni bir bombalama, pusu, yola döşenen mayınların patlatılması, yol kesilmesi, kurşunlama olaylarıyla karşı karşıya kalıyor. 1984'te başlayan PKK terörü 1999 yılında bölücübaşı Öcalan'ın paketlenip bize teslim edilmesiyle 4-5 yıllık bir pasifizasyon süreci içerisinde toparlanma evresine girmişti. Bölücübaşını Türkiye'ye paket halinde veren ABD olduğu için, PKK'nın ipleri de onun elindeydi. ABD 1999 yılında soğutmaya aldığı PKK'yı Irak işgalinin ardından yeniden harekete geçirdi. PKK bu süre içinde devamlı suretle Türkiye'ye karşı kullanılan bir koz konumundaydı. ABD'nin Türkiye ile yürüttüğü PKK diplomasisi kocaman bir yalan üzerine kurulu. Kağıt üzerinde ve diplomatik temaslarda PKK her zaman terörist ama eylem ve mücadele safhasında ise etnik milisler ve köktendinci küresel terör kavramları arasında oluşturulan tanım ve algılama farkları. Yani laf salatası, uydurma kavramlar ve aldatmaca?ABD, 11 Eylül  ve sonrasındaki saldırıların faili olarak gördüğü El-Kaide'yi küresel köktendinci terör sınıfında değerlendirirken, Türkiye'nin 15 yıl canını acıtan, bugün de yeniden acıtmaya devam eden, 30 bin can alan PKK'yı ise etnik mücadelede bulunun milisler olarak değerlendiriyor. ABD'li askeri yetkililer bu bakış açılarını hiçbir zaman gizleme ihtiyacı hissetmediler. Hemen her ortamda Türkiye'nin PKK'ya karşı askeri güç kullanmaması gerektiğini ifade edip, Kuzey Irak'ta semirttikleri örgüte sınır ötesi operasyona engel oldular. Bugün PKK'nın kullandığı silahların ve uzaktan kumandalı mayınların tamamı ABD'nin işgal ettiği Irak'a ait. ABD'ye karşı kullanacak diye işgal öncesinde Irak televizyonlarında bangır bangır gösterilen ve en azından onurlu bir direnişe katkısı olur diye umutla beklenilen fakat ne hikmetse hiçbirinin kullanılmadığı Saddam'ın tankları, topları, tüfekleri, mayınları bugün PKK'nın elinde ve Türkiye'ye karşı kullanılıyor. PKK'nın elindeki uzaktan kumandalı mayın sayısı yüzbinlerle ifade ediliyor ve bu mayınlar her gün canımızdan bir parça almaya devam ediyor. ABD, Türkiye'ye "PKK'ya sınır ötesi operasyon yapamazsın" derken, bir taraftan da PKK'yı Irak topraklarında beslemeye, eğitmeye teçhiz etmeye devam ediyor. Türkmeneli Televizyonu'nun önceki gün yayınladığı görüntüler ABD'nin Türkiye'ye karşı nasıl bir hesap içinde olduğunu gözler önüne sermeye yeterli. Sözde ABD'nin kontrolünde olan Türkmen şehri Kerkük'te büro açan PKK, örgüt bayrakları ve bölücübaşı Öcalan posterleriyle donattığı bürosunda Türkiye'ye karşı yapacakları kanlı eylemlerinin planlarını yapıyor.İran bile kendi topraklarında hesabı olan PKK'ya karşı sınır ötesi operasyonlar yaparak Kuzey Irak'ı bombalarken, Türkiye beklemeye, ABD'nin iki dudağı arasına bakmaya devam ediyor. ABD'nin iki dudağı arasından hiçbir zaman Türkiye lehine bir söz çıkmayacağı net olarak bilinmeli. Türkiye daha fazla beklemeden kendi menfaatlerini korumak ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için Kuzey Irak'a girmelidir.