Bugünlerde Antalya'da kapalı kapılar ardında Türkiye'ye yeni elbiseler biçiliyor. Davos toplantılarından esinlenen bir dizi uluslararası politikacı, diplomat, stratejist, gazeteci, işadamı Türkiye'nin önüne çıkarılacak senaryoları tartışıyor.
Daha doğrusu Davos'ta, Washington'da, Brüksel'de, Tel Aviv'de Türkiye ile ilgili yazılan senaryolar, Türkiye'ye yön veren "elit"lere ezberletilmeye çalışılıyor.
Katılımcıların kravatsız olarak alındığı ve basına kapalı gizli toplantılarda neler konuşulduğunu ancak katılımcı gazetecilerin yine senaryo gereği sızdırdığı kontrollü bilgilerin şifrelerini çözerek öğrenebiliyoruz.
Bu katılımcı gazetecilerden biri olan Murat Yetkin, yine ilginç katılımcılardan biri olan İsrail Dışişleri eski Müsteşarı Alon Liel'i konuşturmuş. Veya Liel Yetkin'e sordurmuş, o cevap vermiş.
İsrail Dışişleri eski Müsteşarı'nın açıklamaları bomba gibi.
İktidarı, siyaseti hatta Türk devletini sarsacak açıklamalarda bulunuyor.
Hadi daha fazla heyecanlandırmadan cümlesini yerine koyalım: "Türkiye kendini (bağımsız) Kürt devletine hazırlamalı."
Sözleri söyleyen kişi önemli. Şu anda resmi görevi yokmuş gibi gözüken Liel, yirmi seneye yakın Türkiye ile ilgili çalışmış, doksanlı yıllarda Türkiye'de görev yapmış bir isim.
Türkiye'de çalışırken görevinin ne olduğunu da kendisinden aktaralım: "Tayyip Erdoğan'ı 94 yılından beri takip etmek."
İsrail Dışişleri eski Müsteşarı Liel, Başbakan Erdoğan'daki cevheri ta o zamanlardan keşfetmiş.
Erdoğan "radikal İslamcı" gözüktüğü yıllarda dahi İsrail için desteklenmesi gereken bir lider adayı olarak görülmüş. Geçtiğimiz yıl Erdoğan'ın misyonu üstüne de bir kitap yazmış, adı "Demo-İslam". Yani İslam'ın demokratize edilmesi.
İsrailli diplomat Erdoğan'ı Türkiye'nin ikinci Atatürk'ü olarak görüyor ve İslam'ın reforme edilmesinde Erdoğan'ın misyonunun büyük olacağına dikkat çekiyor.
Gerçekten de en radikal gözüktüğü doksanlı yıllarda "iktidar için gerekirse papaz elbisesi giyerim" diyen Erdoğan'daki bu pragmatik cevheri keşfetmeleri sürpriz değil.
Nitekim Erdoğan son ABD gezisinde haçlı cüppe de giyecek, Teodor Herzl'in kurucusu olduğu Yahudi örgütünden cesaret ödülünü de alacaktı.
Erdoğan'ı dönüştürerek iktidar yolunu açan Yahudi lobilerinin Türkiye'deki gözü-kulağı olan Alon Liel, on yıldır yatırım yaptıkları bir kadronun iktidarda olmasını fırsat bilerek bundan sonraki senaryoların ipucunu veriyor, son açıklaması ile.
İsrail Dışişleri eski Müsteşarı İsrail'in Kürt politikasını açıkça ilan ediyor: "Türkiye istemediği için şu anda Kürtlere destek vermiyoruz".
Şifreleri iyi çözmemiz gerekiyor.
Türkiye istemediği için, ama sadece şu anda desteklemiyoruz diyor.
Buradan "gelecekte destekleyebiliriz" mesajı çıktığı açık.
Ancak fazla beklememize de gerek yok çünkü Liel bir adım daha atıyor: "Umuyorum ki İsrail de Türkiye'den habersiz bu işe kalkışan kimse yoktur."
Gazeteci biraz daha açmasını isteyince şunları ekliyor, "İsrail Kürtlerle bu iş için resmen iş birliği halindeyse bu çılgınlık olur. Ancak MOSSAD gizlice bu işin içinde olabilir."
Bu bahse devam edeceğiz. Şimdilik şu beklentimizi ifade edelim:
Sabiha Gökçen'in Ermeni olup olmadığı tartışmasına taraf olan Genelkurmay, İsrail'in bu meydan okumasına ne diyecek?
Ve Erdoğan'ın, "ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nde Diyarbakır bir yıldız olacak" açıklamasının ne anlama geldiğini soracak mı?
Çünkü bu ikisi birbiriyle çok bağlantılı.