Bugün Türkiye kimse farkında değil ya da ustaca kamufle edilse de bilmeliyiz ki en avantajlı olduğumuz ve ciddi bir 'know-how'a sahip olduğumuz tekstil de dahi pazarlarını kaybetmiştir. Dikkat edilirse içinden tekstil geçen cümleleri epeydir kullanmıyoruz. Ya da şöyle söyleyelim; tekstil yapıp ta en az bir kez iflas etmeyen bir firma bu ülkede kalmış mıdır acaba?
Türkiye'nin 1 numaralı sanayisi resmen çökmüştür!
Türkiye ucuz emek ve işgücü avantajını dahi kullanarak dünya ile rekabet edememektedir ve bunun sonucu olarak da orta gelir tuzağına tutulmuştur.
Dahası da var?
Sanayileşme süreci yeni teknolojik gelişmelerin uygulanması ile hız kazandıkça sanayileşmiş ülkeler ile sanayileşme trenini kaçıranlar arasındaki makas ulaşılmaz noktalara gelmiştir.
Bu makas hiç bu kadar açılmamıştı. Uzun tarihsel dönemler boyunca en zengin devlet ile en fakir devlet arasındaki kişi başına düşen gelir farkı sadece altı kat kadardır. Günümüzde ise sanayi devrimleri ve teknolojik dönüşümün kaçınılmaz sonucu olarak gelir dağılımı eşitsizliği, GSYH bakımından en zengin ile en fakir ülke arasındaki farkı 450 kata ulaştırmıştır. (Sanayiyi yeniden düşünmek)
Bundan da büyük bir tehlike ile karşı
karşıyayız.
Küresel ekonomide sanayi ve teknoloji alanlarında paradigmatik bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bunun sebebi;
1) Avrupa ekonomisi sanayisizleşme denilen son 40 yıl içinde önemli sanayi kuruluşlarından üçte birini kaybetti.
2) Özellikle Doğu Asya'da yaşanan üretim patlaması.
Batı sanayisizleşme döneminden çıkmak ve Doğu Asya ile ciddi bir rekabete girmek istiyor.
Bunun için yani rekabet avantajını yeniden lehine çevirmek için yeni bir dönem başlattı: 4. Sanayi Devrimi.
Batı şimdi ve bir kez daha küresel ekonomideki yerlerini korumak adına sanayi sektörünü canlandırmak peşinde!
Dahası sanayi olmadan krizlere dayanamayacaklarını da 2008 krizinde Batı test etti ve gördü ki sanayi olmadan ayakta kalmak mümkün değil!
Son 2008 ekonomik krizinden en çok hizmet sektörü ile ayakta duran İtalya, İspanya ve hatta İngiltere gibi finans hizmeti veren ülkeler olumsuz anlamda etkilenirken, Almanya bu krizden güçlenerek çıkmayı başardı. Niye? Çünkü Alman ekonomisi net bir şekilde zenginliğini sanayiden almaktadır.
Uluslararası bir rekabet stratejisi olarak 2011 yılında Almanya'da gündeme gelen ve kavramsallaştırılan sanayiyi teknoloji ile yeniden keşfetmek Batı'yı yeniden rekabette en üst seviyeye taşıyacaktır. Bu doğrultuda Batı'da pek çok ülkede sanayinin yeni evresine dönüş stratejileri oluşturmuştur. Almanlar buna endüstri 4.0, ABD SMLC, Japonya society 5, Güney Kore Smart factory ve smart City gibi isimler vermiştir. AB ülkelerinde de sanayideki teknolojik yenilikleri ve geleceği yakalamaya dönük uygulamalar hızla hayata geçirilmektedir.
Bu köklü değişim için yeni sanayi devrimi, bilgi devrimi, ikinci makine çağı, akıllı yenidünya, akıllı fabrika, akıllı üretim, dijital sanayi çağı, endüstriyel internet, gibi simlerde verilmektedir.
Almanya Başbakanı Merkel 2014 yılında Endüstri 4.0'ın ülkesinin dünya dijital liderliği için bir şans olduğunu açıkladı. Davos'ta endüstri 4.0'ı birbirine bağlı dünyaya ve endüstriyel üretime hızla uyum sağlamak yolunda kullanacakları konsept olarak tanıttı. Sanayideki bu yeni ve büyük dönüşümün adresi olarak da Berlin'i başkent ilan etti. 2011 yılında Endüstri 4.0 hamlesini 50 beyin ile başlatan Almanya daha şimdiden toplam üretim maliyetlerinde % 8 düşüş sağladı. Bu Almanya'ya 150 milyar avro gelir demek. Türkiye'nin yıllık imalat ederinin sadece 120 milyar dolar olduğunu altını çizelim. Yani Almanya daha şimdiden Türkiye'nin toplam imalat değerinden daha fazlasını endüstri 4.0 ile sağlamış oldu. Önümüzdeki 10 yılda hedefleri 250 milyar avro! Diğer taraftan talepte yaşanacak canlanma ile 300 milyar avro ek gelir elde edilmesi ve istihdam da % 6 oranında artış sağlanması öngörülmektedir.
(devam edeceğiz.)
Türkiye'nin 1 numaralı sanayisi resmen çökmüştür!
Türkiye ucuz emek ve işgücü avantajını dahi kullanarak dünya ile rekabet edememektedir ve bunun sonucu olarak da orta gelir tuzağına tutulmuştur.
Dahası da var?
Sanayileşme süreci yeni teknolojik gelişmelerin uygulanması ile hız kazandıkça sanayileşmiş ülkeler ile sanayileşme trenini kaçıranlar arasındaki makas ulaşılmaz noktalara gelmiştir.
Bu makas hiç bu kadar açılmamıştı. Uzun tarihsel dönemler boyunca en zengin devlet ile en fakir devlet arasındaki kişi başına düşen gelir farkı sadece altı kat kadardır. Günümüzde ise sanayi devrimleri ve teknolojik dönüşümün kaçınılmaz sonucu olarak gelir dağılımı eşitsizliği, GSYH bakımından en zengin ile en fakir ülke arasındaki farkı 450 kata ulaştırmıştır. (Sanayiyi yeniden düşünmek)
Bundan da büyük bir tehlike ile karşı
karşıyayız.
Küresel ekonomide sanayi ve teknoloji alanlarında paradigmatik bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bunun sebebi;
1) Avrupa ekonomisi sanayisizleşme denilen son 40 yıl içinde önemli sanayi kuruluşlarından üçte birini kaybetti.
2) Özellikle Doğu Asya'da yaşanan üretim patlaması.
Batı sanayisizleşme döneminden çıkmak ve Doğu Asya ile ciddi bir rekabete girmek istiyor.
Bunun için yani rekabet avantajını yeniden lehine çevirmek için yeni bir dönem başlattı: 4. Sanayi Devrimi.
Batı şimdi ve bir kez daha küresel ekonomideki yerlerini korumak adına sanayi sektörünü canlandırmak peşinde!
Dahası sanayi olmadan krizlere dayanamayacaklarını da 2008 krizinde Batı test etti ve gördü ki sanayi olmadan ayakta kalmak mümkün değil!
Son 2008 ekonomik krizinden en çok hizmet sektörü ile ayakta duran İtalya, İspanya ve hatta İngiltere gibi finans hizmeti veren ülkeler olumsuz anlamda etkilenirken, Almanya bu krizden güçlenerek çıkmayı başardı. Niye? Çünkü Alman ekonomisi net bir şekilde zenginliğini sanayiden almaktadır.
Uluslararası bir rekabet stratejisi olarak 2011 yılında Almanya'da gündeme gelen ve kavramsallaştırılan sanayiyi teknoloji ile yeniden keşfetmek Batı'yı yeniden rekabette en üst seviyeye taşıyacaktır. Bu doğrultuda Batı'da pek çok ülkede sanayinin yeni evresine dönüş stratejileri oluşturmuştur. Almanlar buna endüstri 4.0, ABD SMLC, Japonya society 5, Güney Kore Smart factory ve smart City gibi isimler vermiştir. AB ülkelerinde de sanayideki teknolojik yenilikleri ve geleceği yakalamaya dönük uygulamalar hızla hayata geçirilmektedir.
Bu köklü değişim için yeni sanayi devrimi, bilgi devrimi, ikinci makine çağı, akıllı yenidünya, akıllı fabrika, akıllı üretim, dijital sanayi çağı, endüstriyel internet, gibi simlerde verilmektedir.
Almanya Başbakanı Merkel 2014 yılında Endüstri 4.0'ın ülkesinin dünya dijital liderliği için bir şans olduğunu açıkladı. Davos'ta endüstri 4.0'ı birbirine bağlı dünyaya ve endüstriyel üretime hızla uyum sağlamak yolunda kullanacakları konsept olarak tanıttı. Sanayideki bu yeni ve büyük dönüşümün adresi olarak da Berlin'i başkent ilan etti. 2011 yılında Endüstri 4.0 hamlesini 50 beyin ile başlatan Almanya daha şimdiden toplam üretim maliyetlerinde % 8 düşüş sağladı. Bu Almanya'ya 150 milyar avro gelir demek. Türkiye'nin yıllık imalat ederinin sadece 120 milyar dolar olduğunu altını çizelim. Yani Almanya daha şimdiden Türkiye'nin toplam imalat değerinden daha fazlasını endüstri 4.0 ile sağlamış oldu. Önümüzdeki 10 yılda hedefleri 250 milyar avro! Diğer taraftan talepte yaşanacak canlanma ile 300 milyar avro ek gelir elde edilmesi ve istihdam da % 6 oranında artış sağlanması öngörülmektedir.
(devam edeceğiz.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021