Türkiye’de özel okulların tarihi
Türkiye’de özel okulların tarihi, Osmanlı Devleti’nin batılılaşma hareketlerine dayanıyor
20.05.2025 00:10:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Türkiye'de özel okulların tarihi, Osmanlı Devleti'nin Batılılaşma hareketlerine dayanıyor. 1856 Islahat Fermanı ile azınlıkların cemaat olarak okul açmasına izin verilmesi, özel okulların ilk adımlarını oluşturdu.
Prof. Dr. Yahya Akyüz'e göre, bu dönemde Türklerin özel okul açma girişimleri sınırlıydı çünkü eğitim, ticari bir araç olarak görülmüyordu.
Osman Ergin'in "Türkiye Maarif Tarihi" adlı eserinde, Türk-İslam toplumunun eğitimi devlete bırakma eğiliminde olduğu belirtiliyor.
Türkler tarafından açılan ilk özel Türk Okulu ise 1868'de kurulan Galatasaray Sultanisi olarak kabul ediliyor, ancak bu okul devlet desteğiyle faaliyet gösterdi. Özel girişimciler tarafından açılan ilk özel Türk Okulu ise 1884'te İstanbul'da kurulan Şemsülmaarif Mektebi'dir.
Tanzimat Dönemi'nde özel okullar, genellikle misyonerler tarafından açılan Katolik ve Protestan okulları şeklinde yaygınlaştı.
1900'lü yılların başında Fransız okullarının sayısı 300'e yaklaşırken, toplam 392 yabancı okul bulunuyordu.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu, eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlayarak özel okulların faaliyetlerini düzenledi. Bu dönemde yabancı okulların sayısı azalırken, Türk özel okullarının çeşitliliği arttı. Türk Eğitim Derneği (TED) gibi kurumlar, 1928'den itibaren özel okulların gelişimine öncülük etti.
Özel Okullar Ticarethane mi?
Günümüzde özel okullar, eğitim sisteminin yaklaşık %5'ini oluşturuyor, ancak öğrenci sayısı hızla artıyor. 2012'de 470 bin olan özel okul öğrenci sayısı, 2022'de 1 milyon 145 bine ulaştı. Bugün bu sayı 1 buçuk milyonu aşmış vaziyette.
Bu artış, orta sınıf ailelerin devlet okullarındaki müfredat ve kalite endişeleri nedeniyle özel okullara yönelmesiyle açıklanıyor.
Ancak, özel okulların yüksek ücretleri ve zam oranları, "ticarethane" algısını güçlendiriyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılında, özel okul ücretleri 300 bin TL'den başlarken, yabancı okullarda 1 milyon TL'ye yaklaşıyor.
Üsküdar Amerikan Lisesi'nin hazırlık sınıfı ücreti, bir yılda %100'den fazla artarak 975 bin TL'ye ulaştı.
Sosyal medyada ve uzman görüşlerinde, özel okulların kar odaklı çalıştığı eleştirileri sıkça dile getiriliyor.
Eğitim-Bir-Sen'in 2024 raporunda, özel okulların yıllık 3 milyar TL'lik bir "pasta" oluşturduğu belirtiliyor.
Buna karşın, özel okullar kendilerini daha yüksek akademik standartlar, dil eğitimi ve sanat-spor imkanlarıyla savunuyor. Özel okullarda öğretmen maaşlarının düşük olması ise başka bir tartışma konusu.
Çözüm Önerileri ve Gelecek

Özel okulların ticarethane algısını azaltmak için, MEB'in denetimlerini artırması ve ücret politikalarına daha sıkı düzenlemeler getirmesi öneriliyor.
Ayrıca, devlet okullarının kalitesinin yükseltilmesi, ailelerin özel okullara yönelme ihtiyacını azaltabilir.
Eğitim, kar amacı gütmeyen bir kamu hizmeti olarak görülmeli; bu, hem Osmanlı'daki geleneksel anlayışa hem de modern eğitim ideallerine uygun bir yaklaşım.
Sonuç olarak, Türkiye'de özel okullar 19. yüzyılda ortaya çıkmış ve Cumhuriyetle birlikte gelişmiştir.
Ancak, yüksek ücretler ve kar odaklı algı, özel okulların "ticarethane" olarak görülmesine yol açıyor. Eğitimde eşitlik ve kalite için hem özel hem de devlet okullarının rolleri yeniden değerlendirilmeli.
Prof. Dr. Yahya Akyüz'e göre, bu dönemde Türklerin özel okul açma girişimleri sınırlıydı çünkü eğitim, ticari bir araç olarak görülmüyordu.
Osman Ergin'in "Türkiye Maarif Tarihi" adlı eserinde, Türk-İslam toplumunun eğitimi devlete bırakma eğiliminde olduğu belirtiliyor.
Türkler tarafından açılan ilk özel Türk Okulu ise 1868'de kurulan Galatasaray Sultanisi olarak kabul ediliyor, ancak bu okul devlet desteğiyle faaliyet gösterdi. Özel girişimciler tarafından açılan ilk özel Türk Okulu ise 1884'te İstanbul'da kurulan Şemsülmaarif Mektebi'dir.
Tanzimat Dönemi'nde özel okullar, genellikle misyonerler tarafından açılan Katolik ve Protestan okulları şeklinde yaygınlaştı.
1900'lü yılların başında Fransız okullarının sayısı 300'e yaklaşırken, toplam 392 yabancı okul bulunuyordu.

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu, eğitimi Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlayarak özel okulların faaliyetlerini düzenledi. Bu dönemde yabancı okulların sayısı azalırken, Türk özel okullarının çeşitliliği arttı. Türk Eğitim Derneği (TED) gibi kurumlar, 1928'den itibaren özel okulların gelişimine öncülük etti.
Özel Okullar Ticarethane mi?
Günümüzde özel okullar, eğitim sisteminin yaklaşık %5'ini oluşturuyor, ancak öğrenci sayısı hızla artıyor. 2012'de 470 bin olan özel okul öğrenci sayısı, 2022'de 1 milyon 145 bine ulaştı. Bugün bu sayı 1 buçuk milyonu aşmış vaziyette.
Bu artış, orta sınıf ailelerin devlet okullarındaki müfredat ve kalite endişeleri nedeniyle özel okullara yönelmesiyle açıklanıyor.
Ancak, özel okulların yüksek ücretleri ve zam oranları, "ticarethane" algısını güçlendiriyor. 2024-2025 eğitim öğretim yılında, özel okul ücretleri 300 bin TL'den başlarken, yabancı okullarda 1 milyon TL'ye yaklaşıyor.
Üsküdar Amerikan Lisesi'nin hazırlık sınıfı ücreti, bir yılda %100'den fazla artarak 975 bin TL'ye ulaştı.
Sosyal medyada ve uzman görüşlerinde, özel okulların kar odaklı çalıştığı eleştirileri sıkça dile getiriliyor.
Eğitim-Bir-Sen'in 2024 raporunda, özel okulların yıllık 3 milyar TL'lik bir "pasta" oluşturduğu belirtiliyor.
Buna karşın, özel okullar kendilerini daha yüksek akademik standartlar, dil eğitimi ve sanat-spor imkanlarıyla savunuyor. Özel okullarda öğretmen maaşlarının düşük olması ise başka bir tartışma konusu.
Çözüm Önerileri ve Gelecek

Özel okulların ticarethane algısını azaltmak için, MEB'in denetimlerini artırması ve ücret politikalarına daha sıkı düzenlemeler getirmesi öneriliyor.
Ayrıca, devlet okullarının kalitesinin yükseltilmesi, ailelerin özel okullara yönelme ihtiyacını azaltabilir.
Eğitim, kar amacı gütmeyen bir kamu hizmeti olarak görülmeli; bu, hem Osmanlı'daki geleneksel anlayışa hem de modern eğitim ideallerine uygun bir yaklaşım.
Sonuç olarak, Türkiye'de özel okullar 19. yüzyılda ortaya çıkmış ve Cumhuriyetle birlikte gelişmiştir.
Ancak, yüksek ücretler ve kar odaklı algı, özel okulların "ticarethane" olarak görülmesine yol açıyor. Eğitimde eşitlik ve kalite için hem özel hem de devlet okullarının rolleri yeniden değerlendirilmeli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































