(dünden devam?)
Peki; İslam'ın kadına verdiği önem açısından sormak isterim. İlk Müslümanlardan olan kimdir? Hz. Hatice Annemiz? Cinsiyetine dair ismi "Nisa" olan bir sure, ilk Müslümanlardan bir kadın ve Allah (c.c) yolunda, bu mücadelede İslâm'ın ilk şehidi bir kadın: Hz. Sümeyye...
Hz. Sümeyye Türk'tür. Biliyor muydunuz?
Türklerin İslamiyet'e olan bağlılığı, sevgisi daha millet olarak İslamiyet'i seçmeden, şehadet mertebesine yükselmiştir.
Peygamberimizin gözbebeği, "bedenimin bir parçası" dediği, nuru, canı Hz. Fatıma...
Resûlullah'ın ashabına Hz. Fâtıma'yı tanıtırken sarf ettiği cümle çok açıktır: "Fâtıma Benden bir parçadır. O'nu öfkelendiren Beni öfkelendirmiş olur." (Yenabiü'l-Mevedde).
Kâinatın Efendisini üzmek, öfkelendirmek kim ister, kimin haddine? İşte bu yüzden Ehl-i Beyt'i severiz biz...
Bir gün Efendimiz (s.a.v) Hz. Fatıma'nın evine girerken Hz. Fatıma'nın, Hasan (a.s) ve Hüseyin'in (a.s) kollarına gümüşten bir künye taktığını ve kapıya bir perde astığını gördü. Sonra hayretler içinde onlara baktı ve her zamankinin aksine Fâtıma'nın (a.s) evinde durmaksızın hemen geri döndü.
Fâtıma (a.s) duruma üzüldü ve düşündükten sonra meseleyi anladı; işte bundan dolayı perdeyi açtı ve Hasan ile Hüseyin'in künyelerini kollarından çıkardı ve Peygamberin huzuruna gönderdi. Peygamber (s.a.v) iki nur-u aynını okşadı ve künyelerini de camide yaşayan fakirler arasında taksim etti. İşte biz bu cömertliği gösteren, ahiliği yaşatan, mürüvvet ehlini; Peygamberin Ehl-i Beyt'ini sevdik.
Çocuk olmasına rağmen İslâm'ı kabul etmişti. Efendimiz (s.a.v) Hz. Ali'yi İslam'a davet ettiğinde Hz. Ali (a.s), "önce babama danışmam lâzım" der. Sabah geriye döndüğünde Hz. Ali, Efendimize müthiş cevabını verir: "Allah beni yaratırken babama sormadı ki, ben de O'na ibadet etmek için gidip ona sorayım." Resûlullah'ın terbiyesinde yetişen bir kişinin olgunluğunu yansıtmıştı, daha o küçük yaşında.
Müşrikler toplanmış, plan kurmuşlar ve Efendimiz'i öldüreceklerdi. Efendimiz, ayet-i kerime ışığında hicret edecek ve müşriklerin planlarını bozacaktı. Yatağında birinin yatıyor olması gerekirdi ve hiç tereddüt etmeden daha ilk teklifte Hz. Ali(a.s) ortaya atılmış "Ben yatarım" demişti.
"İnsanlardan öylesi vardır ki, canını Allah'ın hoşnutluğunu elde etmek için satar, kendini feda eder. Allah, kullarına karşı rauftur, çok merhametlidir" (Bakara, 67) ayeti, Hz. Ali'nin göstermiş olduğu cesaret karşısında bir mükâfat olmuştur.
"Ben ilmin şehriyim. Ali onun kapısıdır" buyurdu Peygamber (s.a.a.). İlim şehrine girmek isteyenler Hz. Ali'yi tanımak, bilmek zorundadır.
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in hastalanması sebebiyle Allah'a duâ ederek şifa bulmalarını diler, Hz. Ali ve Hz. Fatıma. Şifa neticesinde üç gün oruç tutmak için nezrederler. Şifa bulup iyileştikten sonra oruca niyetlenirler. Evlerinde yiyecek olmadığından dolayı bir komşularından üç çömlek arpayı borç alırlar.
Birinci gün: İftar saati yaklaştığında birisi, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben Müslüman bir fakirim. Beni doyurunuz ki, Allah da sizi cennet sofrası ile doyursun" dedi.
Onlar da derhal sofralarındaki ekmekleri bu fakir-miskine ikram ettiler. Ve bir lokma almadan su ile iftar ettiler.
İkinci gün: Hz. Fâtıma o arpanın ikinci ölçeği ile ekmek yapar. Akşam yaklaşıp, iftarı beklerken kapıya bir yetim gelerek, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben Müslüman bir yetimim. Babam Akabe harbinde şehit oldu. Beni doyurunuz, beni doyurunuz!" der.
Ve yine ekmeklerini yetime ikram ettiler. Su ile iftar ederek o akşam da aç yattılar.
Üçüncü gün: Yine birisi geldi, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben esirlerden biriyim. Bana ikram ediniz!" dedi.
Bu kez de sofralarındaki son ekmeği esire ikram ettiler.
Ve bu davranışlarından ötürü İnsan suresi (dikkatinizi çekerim İNSAN SURESİ) 8. ayeti nazil oldu:
"Hakiki mü'minler! Allah'a olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine, yetime ve esire ikram ederler."
Allah hepsinden razı olsun. Paylaşmayı seven, komşusu aç iken tok yatmamayı öğütleyen, öğreten Kâinat Efendisi'nin rahle-i tedrisatında yetişmiş, O'nun dizi dibinde büyümüş olanları; sevmemek hangi akla hizmettir.
(devam edecek?)
Peki; İslam'ın kadına verdiği önem açısından sormak isterim. İlk Müslümanlardan olan kimdir? Hz. Hatice Annemiz? Cinsiyetine dair ismi "Nisa" olan bir sure, ilk Müslümanlardan bir kadın ve Allah (c.c) yolunda, bu mücadelede İslâm'ın ilk şehidi bir kadın: Hz. Sümeyye...
Hz. Sümeyye Türk'tür. Biliyor muydunuz?
Türklerin İslamiyet'e olan bağlılığı, sevgisi daha millet olarak İslamiyet'i seçmeden, şehadet mertebesine yükselmiştir.
Peygamberimizin gözbebeği, "bedenimin bir parçası" dediği, nuru, canı Hz. Fatıma...
Resûlullah'ın ashabına Hz. Fâtıma'yı tanıtırken sarf ettiği cümle çok açıktır: "Fâtıma Benden bir parçadır. O'nu öfkelendiren Beni öfkelendirmiş olur." (Yenabiü'l-Mevedde).
Kâinatın Efendisini üzmek, öfkelendirmek kim ister, kimin haddine? İşte bu yüzden Ehl-i Beyt'i severiz biz...
Bir gün Efendimiz (s.a.v) Hz. Fatıma'nın evine girerken Hz. Fatıma'nın, Hasan (a.s) ve Hüseyin'in (a.s) kollarına gümüşten bir künye taktığını ve kapıya bir perde astığını gördü. Sonra hayretler içinde onlara baktı ve her zamankinin aksine Fâtıma'nın (a.s) evinde durmaksızın hemen geri döndü.
Fâtıma (a.s) duruma üzüldü ve düşündükten sonra meseleyi anladı; işte bundan dolayı perdeyi açtı ve Hasan ile Hüseyin'in künyelerini kollarından çıkardı ve Peygamberin huzuruna gönderdi. Peygamber (s.a.v) iki nur-u aynını okşadı ve künyelerini de camide yaşayan fakirler arasında taksim etti. İşte biz bu cömertliği gösteren, ahiliği yaşatan, mürüvvet ehlini; Peygamberin Ehl-i Beyt'ini sevdik.
Çocuk olmasına rağmen İslâm'ı kabul etmişti. Efendimiz (s.a.v) Hz. Ali'yi İslam'a davet ettiğinde Hz. Ali (a.s), "önce babama danışmam lâzım" der. Sabah geriye döndüğünde Hz. Ali, Efendimize müthiş cevabını verir: "Allah beni yaratırken babama sormadı ki, ben de O'na ibadet etmek için gidip ona sorayım." Resûlullah'ın terbiyesinde yetişen bir kişinin olgunluğunu yansıtmıştı, daha o küçük yaşında.
Müşrikler toplanmış, plan kurmuşlar ve Efendimiz'i öldüreceklerdi. Efendimiz, ayet-i kerime ışığında hicret edecek ve müşriklerin planlarını bozacaktı. Yatağında birinin yatıyor olması gerekirdi ve hiç tereddüt etmeden daha ilk teklifte Hz. Ali(a.s) ortaya atılmış "Ben yatarım" demişti.
"İnsanlardan öylesi vardır ki, canını Allah'ın hoşnutluğunu elde etmek için satar, kendini feda eder. Allah, kullarına karşı rauftur, çok merhametlidir" (Bakara, 67) ayeti, Hz. Ali'nin göstermiş olduğu cesaret karşısında bir mükâfat olmuştur.
"Ben ilmin şehriyim. Ali onun kapısıdır" buyurdu Peygamber (s.a.a.). İlim şehrine girmek isteyenler Hz. Ali'yi tanımak, bilmek zorundadır.
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in hastalanması sebebiyle Allah'a duâ ederek şifa bulmalarını diler, Hz. Ali ve Hz. Fatıma. Şifa neticesinde üç gün oruç tutmak için nezrederler. Şifa bulup iyileştikten sonra oruca niyetlenirler. Evlerinde yiyecek olmadığından dolayı bir komşularından üç çömlek arpayı borç alırlar.
Birinci gün: İftar saati yaklaştığında birisi, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben Müslüman bir fakirim. Beni doyurunuz ki, Allah da sizi cennet sofrası ile doyursun" dedi.
Onlar da derhal sofralarındaki ekmekleri bu fakir-miskine ikram ettiler. Ve bir lokma almadan su ile iftar ettiler.
İkinci gün: Hz. Fâtıma o arpanın ikinci ölçeği ile ekmek yapar. Akşam yaklaşıp, iftarı beklerken kapıya bir yetim gelerek, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben Müslüman bir yetimim. Babam Akabe harbinde şehit oldu. Beni doyurunuz, beni doyurunuz!" der.
Ve yine ekmeklerini yetime ikram ettiler. Su ile iftar ederek o akşam da aç yattılar.
Üçüncü gün: Yine birisi geldi, "Esselâmu aleyküm ey Muhammed'in Ehl-i Beyt'i! Ben esirlerden biriyim. Bana ikram ediniz!" dedi.
Bu kez de sofralarındaki son ekmeği esire ikram ettiler.
Ve bu davranışlarından ötürü İnsan suresi (dikkatinizi çekerim İNSAN SURESİ) 8. ayeti nazil oldu:
"Hakiki mü'minler! Allah'a olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine, yetime ve esire ikram ederler."
Allah hepsinden razı olsun. Paylaşmayı seven, komşusu aç iken tok yatmamayı öğütleyen, öğreten Kâinat Efendisi'nin rahle-i tedrisatında yetişmiş, O'nun dizi dibinde büyümüş olanları; sevmemek hangi akla hizmettir.
(devam edecek?)
Osman Ateşoğlu / diğer yazıları
- Türk olduğunu bil yeter / 07.11.2017
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016