logo
16 NİSAN 2024

Türkler'de Ehl-i Beyt sevgisi-III

16.02.2016 00:00:00
(dünden devam?)
Aynı hasletler ve davranışlar içerisinde yetişen Türk milleti, kendi özünde İslâm'ı bulduğu için Ehl-i Beyt'i sahiplenmiş ve sevmiştir. 
Bu sofrada yetişen Hz Ali'nin büyük oğlu Hz. Hasan tüm hayatını İslam yağılarıyla mücadeleye adamış ve irşad vazifesini hayatının son demine kadar sürdürmüştür.
Günümüze şu nasihatler ile ışık tutmuştur:
"Allah sizi boşuna yaratmadı ve sizi başıboş, kendi başınıza bırakacak da değildir. Ecellerinizi yazdı. Her akıl sahibinin derecesini bilmesi, kendisi için takdir edilen şeyin mutlaka eline geçeceğini ve eline geçmeyen şeyin eline geçmesinin zaten söz konusu olmadığını kavranması için geçim kaynaklarınızı aranızda bölüştürdü. Dünyalık geçiminizi üstlendi. Ve sizin kendinizi O'na kulluk etmeye vermenize zemin hazırladı. Sizi şükretmeye teşvik etti. O'nu zikretmenizi size farz kıldı. Size takvayı tavsiye etti. Takvayı rızasının son noktası saydı. Takva her tevbenin kapısı ve her hikmetin başı ve her amelin şerefidir. Kurtuluşa eren takva sahipleri, ancak takva sayesinde kurtuldular" diyerek nasihatlerini tamamlar. 
Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Şüphe yok ki takva sahipleri için kurtuluş vardır." (Nebe Suresi 31. Ayet). 
Ve Hz. Hüseyin (a.s) deyince aklımıza ilk gelen Kerbela değil mi? 
Hz. Hüseyin tüm gelişmeleri bildiği hâlde ölümü göze almıştır. Birincisi, ceddi Resûlullah (s.a.v) şehid düşeceğini haber vermiştir. Bu büyük bir teslimiyettir. İkinci gâye ise hakkı hâkim kılmaktır. Hz. Hüseyin (a.s) ilahî kelimetullah için ölüme yürümüştür. Ölümden haberdar olmak, ölüme yürümek... Tarifi imkânsız bir teslimiyet... 
Rivayet olunur ki; Kerbela'da bulunan 73 kişinin çevresi kuşatılmış ve günlerce susuz, aç kalmalarına sebep olunmuştur. Daha İslâm'ı seçmemiş olan Türkler'den yedi kişilik grup Hz. Hüseyin'in yanına gelerek, "İstersen sizi buradan kurtarabiliriz. Kuşatmadan çıkar ve yaşarsınız" dedi. Hz. Hüseyin; "Şu an buradan geri dönersem, sonsuza kadar haksızlığın karşısında kimse durmaz" diyerek Yezid'in karşısında "Kıyam"a duracağını "haksızlık karşısında eğilmeyeceğini" ifade etti. 
Kerbela'da hak ile haksızlığın savaşı başlamıştı. 73 kişi karşısında üç bin kişi. Ve Kerbela'da şehid olan bir kahraman Türk: Vazih. Yağılarla yiğitçe savaştıktan sonra yere yıkıldı. İmam Hüseyin'i (a.s) yardımına çağırdı. İmam yardımına geldi ve boynuna sarıldı. Son nefeslerini büyük bir iftiharla yaşayan Vazih şöyle dedi: "Kim benim gibi olabilir. Resûlullah'ın (s.a.v) evladı yanaklarını yanaklarıma dayamış" dedikten sonra temiz ruhunu teslim etti. 
Hz. Hüseyin ve yanındakilerin şehid edilişi ve sonsuza dek sürecek kıyamın, haksızlık karşısında dik duruşun örneği idiler. Biz de bu uğurda safımızı belli etmeliyiz. 
Yazar Mustafa Aslan Beğ'in deyimi ile, "Hz. Hüseyin'in safında olmadıktan sonra bana ne senin Yezid karşıtlığından." 
Kerbela'da yaşananlardan sonra Türk diyarına götürülen Ehl-i Beyt torunu burada irşad vazifesine başlamış. Türklerin ona gösterdiği hürmeti, saygıyı ve sevgiyi karşılıklı olarak birbirlerine beslemişlerdi. 
Bu karşılık sevgi, Türklerin akın akın İslam'a girmesine vesile olmuştu. Tevhid inancı bulunan Türkler; kahramanlık, yiğitlik, dürüstlük, adalet, hoşgörü ile bezenmiş ve hayatını bu doğrultuda yaşamış, hatta canından hatta Kerbela'da başından olmuş Ehl-i Beyt'e karşı saygısını, sevgisini her daim taze tutmuştur. 
İmam Rıza'nın öğrencisi olan Arslan Baba; Türkistan Pirî Hace Ahmet Yesevi'nin mürşididir. Bu silAsile ile Hace Ahmed Yesevi ve öğrencileri olan Hacı Bektaş, Ahi Evran, Mevlana, Tapduk Emre, Yunus Emre vasıtasıyla Anadolu topraklarına İslamiyet'in ulaşmasına ve Ehl-i Beyt sevgisini, dostluğunu anlatarak; Ehl-i Beyt aşkıyla dolmalarına vesile olmuşlardır. 
Emevîler tarafından mağdur edilen, katledilen Ehl-i Beyt'in İslâm'a davet çağrıları, mağdûr ve mazlûmun yanında yer alan Türkler arasında büyük bir rağbet görmüştür. Hz. Peygamber'in evlatlarının haksız yere Emevîler tarafından öldürülmüş olması, bu katliamdan geride kalanların da perişan bir vaziyette göç ederek aralarına sığınması, Türklerin Ehl-i Beyt'e muhabbetini daha da kuvvetlendirmiştir. 
Türkistan'a gelen Ehl-i Beyt imamları, tasavvuf erbabı ve tüccarlar, İslâmiyet'in bu coğrafyada yayılmasına önemli katkıda bulunmuşlardır.  Kur'an'ın anlamını, Hz. Peygamber'in sünnetini, İslâm'ın temel prensiplerini, sade bir dille çevrelerindeki insanlara anlatmışlardır. Sevgi ve saygıya dayalı bu birlikteliğin olumlu yönde geliştiğini gören yeni Müslüman olmuş Türkler, onbirinci İmam Hasan'a, "Asker" (bizden) diye hitab etmişlerdir.
Yusuf Has Hâcib'in Kutadgu Bilig adlı eserindeki şu ifadeler, Ehl-i Beyt'in Türkistan'da nasıl muamele gördükleri konusunda, doğrudan bilgi vermektedir: "Hizmetkârlardan başka ve beyin adamları dışında, münâsebette bulunacağın kimselerden bazıları, Peygamber'in neslidir. Bunlara hürmet edersen, devlet ve saâdete kavuşursun. Bunları pek çok ve gönülden sev; iyi bak ve yardımda bulun. Bunlar, Ehl-i Beyt'tir.                                                              Ey kardeş! Sen de onları, sevgili Peygamber hakkı için sev."
(devam edecek?)
 
Osman Ateşoğlu / diğer yazıları
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
Tasarruf genelgeleri kağıt üstünde, vergi artışları gerçek
Kamu ne kadar tasarruf yaptı?
Vatandaşın kemeri değil boğazı da sıkılacak
Yeme içmeye KDV zammı geliyor!
Bakan Şimşek'ten açıklama geldi
'Söylentilere inanmayın'
Yeni imajıyla ilk grup toplantısını yaptı
'Teşekkür önce örgütümüze'
75 kişi hayatını kaybetti, 10 bin 810 kişi yaralandı
Bayram trafiğinin acı bilançosu
Ticaret Bakanlığı'ndan çimento açıklaması
9 Nisan'dan önce gümrüklemesi yapıldı
Yerel seçimi kazanan CHP'yi uyardı
Bahçeli'den yeni anayasa çıkışı
Yargıtay'da başkanlık krizi sürüyor
17 turda da sonuç çıkmadı
Ölümden dönen Zehra nine konuştu
'Parçalayacaklardı, zor kurtuldum'
Sadece karın doyurmanın maliyeti
Minimum 16 bin 646 TL
Tarımda maliyetler yükselmeye devam ediyor
Tarım ÜFE yıllık yüzde 61.87 arttı
Metin Cihan'dan İsrail'le ticaret konusunda yeni belge
'Bize yalan söylediler'
Altınok'u memleketinde bile geride bıraktı
Yavaş AKP'nin kalelerini de yıktı!
Tarladaki fiyatı 7 liraya kadar düştü
Enkaz kentte bereketli hasat
Uğur Dündar'dan 'babalık davası' hakkında açıklama
'Benim için konu kapanmıştır'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.