Türklerin kutsal mesleği:
Okuma-yazmayı bile atölyede öğrendiğini ifade eden Sarısümbül, "Ben demircilik mesleğine 1960 yılında başladım. Babam elimden tuttu getirdi, nasıl başladığımı da hatırlamıyorum açıkçası çok küçüktüm ve okula da gitmedim. Okumayı yazmayı burada kendim öğrendim. O gün bu gündür bu mesleğin içerisindeyiz. Şimdi ise meslekte yetiştirecek eleman kalmadı, çırak bulamıyoruz. Çırak bulsak bu mesleğin ilerisinde o çocuğa yapacak bir iş kalmıyor. Çünkü küçük esnaflık bitiyor. Teknoloji bu meslekleri bitirdi. Zamanla 3-5 yıl sonra bu işi yapacak kimse bulamayacaklar, bir kaynak yapmak için usta arayacaklar. Bu mesleklere sahip çıkılmalı, esnafa sahip çıkılmalı, biz ekmeğimizi zor yer duruma geldik" diye konuştu.
Türk toplumunda, asırlardan bu yana demircilik mesleği ayrı bir yere konarak kutsal görünür. Türk mitolojisine göre Göktürklerin ataları demircilik yapar. Yine Türk tarihine ışık tutan Çin metinlerinde kurdun, gerçekte ilk demirci olduğuna işaret eden yerler vardır. Bu yüzden de Türk halkları demiri ulu sayarlar. Ergenekon destanında rast gelinen kurtarıcı demirci motifinin kökleri, oldukça eski çağlara dayanır. Demir dağının eritilip oradan yol açılarak ışıklı dünyaya girildiği gün eski Türklerde bayram sayılırdı. İlkbaharda, zindan üzerindeki kök demiri kağanın çekiçle vurmasıyla başlayan şenlik, bayram olarak kayıtlara geçer. Öte yandan, Hazreti Davut, demirden yararlanmayı insanlara öğreten ilk insandı ve demircilerin koruyucusu olarak görülürdü. (İHA)