Ulus İlçesinin tarihi, kültürü, tarihi yapıları ve halkın sorunları
Bartın iline bağlı Ulus ilçesi, Batı Karadeniz Bölgesi’nde, denize kıyısı olmayan tek Bartın ilçesi olarak dikkat çeker
03.09.2025 00:25:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Bartın iline bağlı Ulus ilçesi, Batı Karadeniz Bölgesi'nde, denize kıyısı olmayan tek Bartın ilçesi olarak dikkat çeker.
Tarihi, MÖ 3000 yıllarına kadar uzanır ve Hititlerle çağdaş Gasgolar gibi toplulukların bölgede yaşadığı bilinmektedir.
Türklerin bölgeye ilgisi, 1084 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Bey'in komutanlarından Emir Karatigin'in Ulus'u da kapsayan bir Türk Emirliği kurmasıyla başlamıştır.
Ancak, 1. Haçlı Seferleri ve Bizans'ın etkisiyle bölge bir süre Bizans hakimiyetine girmiştir. 11. yüzyıl sonlarında Anadolu Selçukluları, ardından Candaroğulları Beyliği (1326) ve 1392'den itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine giren Ulus, 8 Ağustos 1944'te Zonguldak'a bağlı ilçe olmuş, 1991'de ise Bartın'ın il olmasıyla Bartın'a bağlanmıştır.
Kültürel Yapı
Ulus'un kültürel yapısı, Karadeniz'in kırsal karakteri, ormanlık coğrafyası ve Türkmen gelenekleriyle şekillenmiştir.
Candaroğulları döneminde bölgeye yerleşen Bozoklar, Kayacılar, Todurga, Yamşanlı ve Sarıcalar gibi Türkmen toplulukları, ilçenin kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Mikrotoponimi çalışmaları, Uluköy ve Zafer köylerinde 161 yer adının derlenmesiyle, halkın sosyal yaşantısını ve ağız özelliklerini yansıtan zengin bir sözlü kültürün varlığını ortaya koymuştur.
Yöresel yemekler, özellikle gastronomi turizmi açısından önemlidir; Kumluca beldesinde yetişen Kirsinler Kestanesi dünya çapında ün kazanmıştır. Geleneksel el sanatları (dokumacılık, keten işleme) ve ahşap oymacılığı da kültürel mirasın parçasıdır. Uluyayla ve Zoni Yaylası gibi doğal alanlar, kültürel etkinlikler ve şenliklerle halkın bir araya geldiği mekanlardır.
Tarihi Yapılar
Hasan Dede Camii: Yaklaşık 1310 yılında inşa edilen, tamamı ahşap olan bu cami, ilçenin en eski dini yapılarından biridir ve Cumapazarı'nın kurulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Kocagöz Konağı: Restore edilerek Etnografya Müzesi ve El Sanatları İşleme Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Bölgenin sivil mimari örneklerinden biridir.
Şimşirli Baba Camii ve Türbesi: Kalecik köyünde yer alan bu yapı, dinsel ve kültürel mirasın önemli bir parçasıdır.
Ulupınar Değirmeni (Yedi Ocaklı Değirmen): Abdipaşa beldesinde bulunan bu tarihi değirmen, bölgenin geçmişteki ekonomik hayatına ışık tutar.
Höyükler: Mirzaşah (Ağa Köyü), Karahasan ve Kırktepeler (Abdipaşa) höyükleri, ilçenin arkeolojik zenginliğini yansıtır.
Ulukaya Şelalesi ve Kanyonu: Doğal ve tarihi bir alan olarak, 1.5 km uzunluğundaki kanyon ve 20 metre yükseklikten akan şelale, turizm açısından önemlidir.
Halkın Sorunları
Ekonomik Sorunlar: Tarım, hayvancılık ve ormancılık, ilçenin temel geçim kaynaklarıdır. Ancak, fındık ve kestane gibi ürünlerin pazarlanması ve modern tarım tekniklerinin eksikliği, ekonomik büyümeyi kısıtlamaktadır.
Genç nüfusun iş bulma zorluğu nedeniyle büyük şehirlere göç etmesi, nüfus azalmasına ve kültürel mirasın kaybolma riskine yol açmaktadır.
Altyapı Yetersizlikleri: Ulaşım altyapısı, özellikle kırsal köy yollarında, yetersizdir. Sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimde yaşanan zorluklar, halkın yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Turizm Potansiyelinin Değerlendirilememesi: Küre Dağları Milli Parkı ve Ulukaya Şelalesi gibi doğal güzelliklere rağmen, turizm altyapısı (konaklama, tanıtım) yetersizdir. UNESCO Biyosfer Ağı'na dahil olma çalışmaları umut verse de, bu potansiyel henüz tam anlamıyla değerlendirilememektedir.
Çevresel Sorunlar: Hayvancılıkta görülen şap hastalığı gibi salgınlar, karantina süreçleriyle ekonomik kayıplara neden olmuştur. Ayrıca, doğal afetler (örneğin, hortum) ve define avcılığı gibi sorunlar, kültürel ve doğal mirası tehdit etmektedir.
Kültürel Erozyon: Geleneksel el sanatları ve sözlü kültürün genç nesillere aktarımı, göç ve modernleşme nedeniyle zayıflamaktadır.
Ulus, tarihi ve doğal güzellikleriyle, Karadeniz'in gizli kalmış hazinelerinden biridir. Ancak, ekonomik ve altyapısal sorunların çözümü, ilçenin hem kültürel mirasını koruması hem de turizm ve ekonomi açısından sürdürülebilir bir geleceğe ulaşması için hayati önem taşımaktadır. Yerel yönetim, sivil toplum ve halkın iş birliğiyle, Ulus'un potansiyeli daha etkin bir şekilde değerlendirilebilir.
Tarihi, MÖ 3000 yıllarına kadar uzanır ve Hititlerle çağdaş Gasgolar gibi toplulukların bölgede yaşadığı bilinmektedir.
Türklerin bölgeye ilgisi, 1084 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Bey'in komutanlarından Emir Karatigin'in Ulus'u da kapsayan bir Türk Emirliği kurmasıyla başlamıştır.
Ancak, 1. Haçlı Seferleri ve Bizans'ın etkisiyle bölge bir süre Bizans hakimiyetine girmiştir. 11. yüzyıl sonlarında Anadolu Selçukluları, ardından Candaroğulları Beyliği (1326) ve 1392'den itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine giren Ulus, 8 Ağustos 1944'te Zonguldak'a bağlı ilçe olmuş, 1991'de ise Bartın'ın il olmasıyla Bartın'a bağlanmıştır.
Kültürel Yapı
Ulus'un kültürel yapısı, Karadeniz'in kırsal karakteri, ormanlık coğrafyası ve Türkmen gelenekleriyle şekillenmiştir.
Candaroğulları döneminde bölgeye yerleşen Bozoklar, Kayacılar, Todurga, Yamşanlı ve Sarıcalar gibi Türkmen toplulukları, ilçenin kültürel dokusunu zenginleştirmiştir. Mikrotoponimi çalışmaları, Uluköy ve Zafer köylerinde 161 yer adının derlenmesiyle, halkın sosyal yaşantısını ve ağız özelliklerini yansıtan zengin bir sözlü kültürün varlığını ortaya koymuştur.
Yöresel yemekler, özellikle gastronomi turizmi açısından önemlidir; Kumluca beldesinde yetişen Kirsinler Kestanesi dünya çapında ün kazanmıştır. Geleneksel el sanatları (dokumacılık, keten işleme) ve ahşap oymacılığı da kültürel mirasın parçasıdır. Uluyayla ve Zoni Yaylası gibi doğal alanlar, kültürel etkinlikler ve şenliklerle halkın bir araya geldiği mekanlardır.
Tarihi Yapılar
Hasan Dede Camii: Yaklaşık 1310 yılında inşa edilen, tamamı ahşap olan bu cami, ilçenin en eski dini yapılarından biridir ve Cumapazarı'nın kurulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Kocagöz Konağı: Restore edilerek Etnografya Müzesi ve El Sanatları İşleme Merkezi olarak hizmete açılmıştır. Bölgenin sivil mimari örneklerinden biridir.
Şimşirli Baba Camii ve Türbesi: Kalecik köyünde yer alan bu yapı, dinsel ve kültürel mirasın önemli bir parçasıdır.
Ulupınar Değirmeni (Yedi Ocaklı Değirmen): Abdipaşa beldesinde bulunan bu tarihi değirmen, bölgenin geçmişteki ekonomik hayatına ışık tutar.
Höyükler: Mirzaşah (Ağa Köyü), Karahasan ve Kırktepeler (Abdipaşa) höyükleri, ilçenin arkeolojik zenginliğini yansıtır.
Ulukaya Şelalesi ve Kanyonu: Doğal ve tarihi bir alan olarak, 1.5 km uzunluğundaki kanyon ve 20 metre yükseklikten akan şelale, turizm açısından önemlidir.
Halkın Sorunları
Ekonomik Sorunlar: Tarım, hayvancılık ve ormancılık, ilçenin temel geçim kaynaklarıdır. Ancak, fındık ve kestane gibi ürünlerin pazarlanması ve modern tarım tekniklerinin eksikliği, ekonomik büyümeyi kısıtlamaktadır.
Genç nüfusun iş bulma zorluğu nedeniyle büyük şehirlere göç etmesi, nüfus azalmasına ve kültürel mirasın kaybolma riskine yol açmaktadır.
Altyapı Yetersizlikleri: Ulaşım altyapısı, özellikle kırsal köy yollarında, yetersizdir. Sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimde yaşanan zorluklar, halkın yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Turizm Potansiyelinin Değerlendirilememesi: Küre Dağları Milli Parkı ve Ulukaya Şelalesi gibi doğal güzelliklere rağmen, turizm altyapısı (konaklama, tanıtım) yetersizdir. UNESCO Biyosfer Ağı'na dahil olma çalışmaları umut verse de, bu potansiyel henüz tam anlamıyla değerlendirilememektedir.
Çevresel Sorunlar: Hayvancılıkta görülen şap hastalığı gibi salgınlar, karantina süreçleriyle ekonomik kayıplara neden olmuştur. Ayrıca, doğal afetler (örneğin, hortum) ve define avcılığı gibi sorunlar, kültürel ve doğal mirası tehdit etmektedir.
Kültürel Erozyon: Geleneksel el sanatları ve sözlü kültürün genç nesillere aktarımı, göç ve modernleşme nedeniyle zayıflamaktadır.
Ulus, tarihi ve doğal güzellikleriyle, Karadeniz'in gizli kalmış hazinelerinden biridir. Ancak, ekonomik ve altyapısal sorunların çözümü, ilçenin hem kültürel mirasını koruması hem de turizm ve ekonomi açısından sürdürülebilir bir geleceğe ulaşması için hayati önem taşımaktadır. Yerel yönetim, sivil toplum ve halkın iş birliğiyle, Ulus'un potansiyeli daha etkin bir şekilde değerlendirilebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.