Yıllardan beri başta Rusya olmak üzere Ukrayna, Moldova, Bulgaristan, Romanya, Arjantin ve Yunanistan'dan ham yağ ithal ediyoruz.
Tarımsal potansiyel açısından yukarıda sıralanan ülkelerden daha fazla avantajlı olmamıza rağmen üretmeyip niçin ithal etme yoluna gideriz acaba?
Yıllardan beri tarımda ithalatın bir çözüm ve çare olmadığını binlerce kez dile getirdik/getiriyoruz. Ülke yetkilileri de çözüm ve çarenin milli ve yerli üretimden geçtiğini bal gibi biliyorlar. Hal böyle olmasına rağmen Tarım Bakanlığı'nı "ithalat bakanlığına" çevirmenin kime ne faydası var…
Evet, sevgili okurlar bu ülkenin her şeyi ama her şeyi var. Olmayan tek şey ise ülke çıkarlarına uygun bir tarım politikasının olmayışı…
Yıllardan beri ayçiçeğinde eksik üretim yapıldığı için üretim tüketime yetmiyor. Türkiye, ayçiçeğinde ihtiyacının ancak yüzde 66'sını üretebiliyor. Kalan yüzde 34'ünü ithalatla karşılıyor. İhtiyaç duyulan ayçiçeği üretimi 3 milyon ton olması gerekirken Türkiye ancak bunun üçte birini, yaklaşık 1 milyon tonunu üretiyor.
İpsala Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin, bu hususta şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Üretimi planlamak ve artırmak zorundayız. Geçmişte birçok yanlış yapıldı. Artık oraya takılıp kalmak yerine, ülke olarak stratejik ürünlerimizi belirleyelim ve üretimi artırmak için çalışalım. Koronavirüs nedeniyle yaşananlar ortada. Ayçiçeği tohumunun ithalat fiyatı ton başına 330 dolardan 425 dolara geldi. Buğdayda fiyat 180 dolardan 240 dolara yükseldi. Bu aradaki farkı kendi çiftçimize destek olarak ödesek ve üretimi artırsak hem kaynaklarımız içeride kalır hem çiftçi kazanır. Vergi indirimleri ile başka ülkelerin çiftçisine ödeyeceğimiz parayı kendi çiftçimize destek olarak verelim. Dışa bağımlılıktan kurtulmak için üretimi artırmaktan başka seçeneğimiz yok."
Evet, sevgili okurlar ülkede şu an çiftçi dünyanın en pahalı girdileri ile üretim yapmak zorunda bırakılmıştır. Edirne'deki ayçiçeği üreticisi dünyanın en pahalı mazotunu kullanırken, sınır komşusu Bulgaristan ve Yunanistan çiftçisi girdileri çok daha ucuza aldığı gibi, devletten de ciddi destekler almaktadır. Bu kafa ve anlayışla Türk çiftçisi elbette dünya üretimi ile rekabet edemez.
Yine yıllardan beri yazıyor ve söylüyoruz: "Bu ülkede çiftçiye mazotu yarı fiyatına veya daha aşağılarda veremezseniz/vermezseniz üretici para kazanamaz ve üretemez…
Ülkemizde madenleri devlet-millet ortaklığı ile çıkarıp halkı madenlere ortak edeceğini söyleyen tek parti olan Bağımsız Türkiye Partisi projelerine kulak verilmedikten sonra, dışa bağımlılığımız katmerleşerek devam edecektir…
Bağımsız Türkiye Partisi'nin merhum lideri Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in şu çıkışı çok anlamlı ve tarımda çözümün anahtarıdır: "Çiftçiye ilk 5 yıl mazot, tohum, gübre, elektrik ve su bedava verilecektir…"
Çiftçiyi baş tacı yaparak desteklemediğimiz müddetçe ithalat yaptığımız 126 ülkeye ayrı bir 126 ülke daha eklemek zorunda kalırız…
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023