Bir seher vakti tüm canlıların kokularını, renklerini ve seslerini hissetmek istiyorsanız ve tüm canlılarla dünyanın kaygılarını paylaşmak istiyorsanız uzaklara gitmenize hiç gerek yoktur. Hemen yanı başınızdaki İstanbul Bahçelievler'de Ali Demir'in atölyesine konuk olabilirsiniz. Ali Demir'in o mütevazı atölyesinde hem bir resim sanatçısını hem bir halk adamını hem de bir aydını görebilirsiniz. Sadece bu kadarla kalmayacaksınız. Yüzlerce portre ve yüzlerce mekân ve peyzajla tanışabilirsiniz. Bunların hiçbirisi sizlere yabancı gelmeyecektir. Göreceksiniz ki, hepsi tanıdıktır. Ali Demir'in resimlerinde; Dedelerinizi, ninelerinizi,Dayılarınızı, halalarınızı, Çocuklarınızı, kirvelerinizi, Halılarınızı, kilimlerinizi, kanaviçelerinizi görebilirsiniz.Bu tablolardaki renk anlayışı ritim ve ustalık derin bir tarih, sanat ve felsefe bilgisiyle yüzyüze getirecektir sizi. Tarihin ve hayatın nabzını tutacaksınız. Bunlar size kimi zaman sevinç, kimi zaman da mutluluk ve hüzünle birlikte sanatın o doyumsuz büyülü tebessümünü getirecektir.Bir türkü boyanıyor, coşkulu bir şiirin resmi nakış nakış işleniyor adeta. Bir ağıt, bir yoksulluk, belleğimizde kazınan bir tarih platformunu paylaşabiliyorsunuz onun akıcı ve zengin fırçasıyla. Kırmızı, kahverengi, sarı ve pembesiyle, kısacası renklerin iktidarını itina ile kurar gönül saraylarınıza. Onun kırmızı ve sarı renkleri doğan güneşi, geleceği ve umutlarını anlattığı gibi, batan güneş olarak da hüzünlerini, kurtuluş savaşını ve yalnızlığı desenlerinde örgütleyip resimlerinde uygulamaya sokmuştur.Ali Demir'in; Kurtuluş Savaşı ve Kuvay-ı Milliye, ezilen ve sömürülen Türkiye ve dünya, Anadolu peyzajları ve figürleri, İstanbul peyzajları başlıca konularıdır.Onun resimlerine bir girdiniz mi çıkmanız o kadar kolay olmayacaktır. Saatiniz takılır Kurtuluş Savaşı'nın ateşten günlerine. Afyon önlerinde, Yozgatlı Ali çavuşun öyküsünü izlersiniz tüyleriniz diken diken. İstanbul sokaklarının henüz betonla kalbi kırılmamış mahallelerini ve saflığını korumuş insanlarını izlersiniz tarihin o solgun sayfalarından. Onun bilge kişiliğiyle yolculuğunuz sürer gider şu uzun Anadolu'ya ve onun eşsiz kültürüne.Sevgili okurlarım, Ali Demir'in resim tekniğini anlatmaya gerek var mı bilmiyorum. Hayatın özene bezene yetiştirip bize armağan gibi sunduğu bir devdir o! Onun kritiğini yapmak Mimar Sinan'ın mimarlığını yorumlamak gibi olacaktır. Onun tablolarından kocaman uygarlıkları, geleceği biçimlendirilmiş ve kurgulanmış bir dünyanın sizi selamladığını görebilirsiniz. Ali Demir kaligrafik bir yazı ile gönderir dünya insanlığına selamlarını. Sanatçıya göre insanlar ve diğer bütün canlılar dünyayı omuz omuza paylaşmalı ve yaşamalıdırlar. Bu yüzdendir ki Yunus gibi; "Ben yanarım yane yane aşk boyadı beni kane" demiş ve her şeyi üzerine alıp insanlık görevi saymıştır.Ali Demir'in eserleri Anadolu'nun bir köşesinde akan bir çeşme gibi serin, aydınlık ve berraktır. Sizi rahatlatan huzurun ve mutluluğun baba ocağından özlemlerinize bir allı turna olup kanat çırpar masmavi gökyüzünden...
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012