Eskiler "sabite" derdi… Bir oluşun ve kurumun olmazsa olmazları.
Devlet, millet ve medeniyet olarak olmazsa olmazlarımız vardır.
Var oluşumuzun temelleri bunlar...
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1985'ten bu yana bu sabitelerimizi hatırlatıyor hepimize.
Bağımsızlık en başta gelendir.
Aile, millet, devlet, ordu, din ve adalet mekanizması…
Ve bütün bu temelleri koruyan, güçlendiren ve yücelten Milli İktisat, yani Milli Ekonomi esasıdır.
Uzun zamandan beri Türk milleti, devleti ve medeniyetinin içten ve dıştan birçok somut taarruzlara maruz kaldığını hep birlikte yaşıyoruz.
Kapitalizmin tüm yöntemleriyle ülkemizi, bölgemizi ve inisiyatif alanına alabildiği yerleri vahşi sömürülere ve işgale tabi tutan Amerika, İngiltere ve İsrail gibi küresel güçler, Yahudi sermaye lobileri ve yerel taşeronları, ortalığı kaos, kan ve gözyaşına boğdular.
Libya'dan Suriye'ye Irak'tan Yemen'e, Türkiye'den Mısır'a birçok kanlı ve kirli operasyon tezgahlandı, yürütüldü
sürdürülüyor.
Ne huzur kaldı, ne adalet, ne insanlık, ne din, ne de medeniyet…
İslam coğrafyasının yaşadığı kesintisiz mezalim ve medeniyet soykırımı, tüm insanlığın gözü önünde cereyan ediyor.
Türk milleti ve devletinin son günlerde karşı karşıya kaldığı maddi-manevi taarruzlar ve sürüklendiği badireler sebebiyle, hedefteki ülkenin Türkiye olduğunu her ne kadar yeni yeni idrak etmeye başlamış isek de; Prof. Dr. Baş, bütün bunları 1985'li yıllardan beri hatırlatıyor. Bilimsel çözüm ve çıkış yolları gösteriyor.
Türk siyasetinde maalesef somut, reel ve bilimsel bir çare ve çıkış yolu gösteren bir Allah kulu çıkmadı… Keşke çıksaydı.
Prof. Dr. Baş dışında hepimiz sadece havanda su dövüyoruz; ülkemize ve bölgemize vakit ve kan kaybettiriyoruz. Sabitelerimiz, değerlerimiz, kaynak ve sermayemiz yok oluyor.
Vakıa şu ki, Prof. Dr. Baş'ın hatırlattığı gerçeklere kulak verdiğimiz nispette Türk milleti, devleti ve medeniyeti olarak tehlikeleri savuşturduk... Aksi halde millet ve devlet olarak yokluk, kan ve kaos çukurlarında debelendik durduk, debelenmeye devam ediyoruz.
Küresel sömürgeci odaklar, ülkemizdeki ve İslam coğrafyasındaki vahşi tezgahlarını sürdürebilmek için iç çatışma ve kardeşi kardeşe kırdırtma senaryolarını devreye koyma sinyalleri veriyorlar.
Bu senaryoları bugüne kadar boşa çıkartan ve yeniden birliğin, dirliğin, tevhidin ve kardeşliğin temellerini atan yine Prof. Dr. Baş'tır.
Prof. Dr. Baş, Türk milletinin içten kapıştırılmaya çalışıldığı, devlet-millet çatışmalarının tezgahlandığı süreci, "Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk milli birliktir, Atatürk devlettir, Atatürk vatandır, imandır, onurdur, topyekûn Türk milletidir" gerçeğini haykırarak bozdu… Atatürk'ün devlet, millet ve medeniyetimiz için Ehlibeyt soylu bir sabite olduğunu gönüllere ve havsalalara nakşetti, ediyor.
Onun, Atatürk, Türk milleti ve devleti arasındaki en güçlü bağdır, formülünün anlamı birliktir.
Onun, Atatürk topraklarımızı işgal eden topyekun Haçlı dünyasına karşı iman ve Kurtuluş mücadelesi vererek bu cennet vatanı ve Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini bize emanet eden Ehlibeyt soylu bir kutubdur, çıkışının anlamı dirliktir.
Onun, Misak-i Milli sınırları içinde Müslüman olarak herkes Türk milletidir, azınlıklar ancak gayr-ı müslim olanlardır; bu Türk milleti mayasını ve temellerini Hacı Bektaş-ı Veli atmış, Atatürk ise Lozan antlaşmasına nakşettirmiştir, haykırışının anlamı tevhittir.
Tevhidin Merkezi Ehl-i beyttir, çığırının anlamı kardeşliktir.
Onun, Milli Ekonomi Modeli ve temeli olan Milli Para esası, madden-manen var oluşumuzun olmazsa olmazıdır, Rusya'dan Asya'ya Çin'den BRICS üyelerine kadar uygulayan 4 milyar nüfusluk kesim kurtuldu, biz de acilen bu modeli uygulamalıyız, çağrısının anlamı hep birlikte kurtuluştur.
Yaşadığımız olaylar da her hususta hep Prof. Dr. Baş'ı haklı çıkarmıştır.
O halde, Prof. Dr. Baş'a kulak vermek yerine; üç tane koyunu versek düz ovada kaybedecek olan kapitalizm beslemesi tuzu kuruların ağzına bakarsak, kendimizi de, bölgemizi de yok olmaya mahkum ederiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019