Türkiye'de meşhur olan üçlemeler var.
Kuru, pilav, cacık.
Mazhar, Fuat, Özkan.
Ali, Metin, Feyyaz…
Hükümet seçimden sonra tam gaz akaryakıt başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam yapınca hükümetin zam, ceza ve vergi dışında bir kaynağı olmadığı tekrar ispatlanmış oldu.
Yukarıda saydığım üçlemeler yanında artık hayatımıza yerleşen ve ekonominin kanseri ve mikrobu haline gelen zam, ceza ve vergi üçlemesi yukarıdaki üçlemeler kadar maalesef sevimli değil.
Hükümetin zam ceza ve vergi dışında bir kaynağı olmadığını ilk defa Profesör Doktor Haydar Baş dile getirmişti.
Kendisi sık sık senyoraj vurgusu yaparak Türkiye'nin asıl kaynaklarının fiziki kaynaklar olduğunu madenlerin, yeraltı yer üstü kaynaklarının, tarım ve sanayi üretiminin, alın terinin yani kısacası reel ekonominin asıl kaynak olması gerektiğini ısrarla vurgulardı.
28 Mayıs seçimleri Erdoğan'ın lehine sonuçlandıktan sonra Bermuda Şeytan Üçgeni gibi halkımızı inim inim inleten zam, ceza ve vergi ejderhası her zamankinden daha güçlü bir şekilde ağzından ateşler salarak memur, işçi, emekli, öğrenci, ev hanımı, asgari ücretli ve fakir fukarayı derinden yakmaya başladı.
Hükümet uyguladığı seçim ekonomisinin faturasını her zaman yaptığı gibi sadece dar gelirliye yükledi.
Zaten bozulmuş olan gelir dağılımı daha da bozuldu.
Ücretlere ve maaşlara yapılan zamlar daha cüzdana girmeden temmuz güneşindeki buz kalıpları gibi eridi.
Hafize Gaye Erkan, Merkez Bankası'nın başına ta Amerikalardan getirildi.
Seçim öncesi Mehmet Şimşek'i ikna etme tiyatrolarının da bomboş bir süreç olduğu ortaya çıktı.
Mehmet Şimşek ekonomi Bakanlığı'na atanınca "Mehmet Şimşek'e yardımcı olalım" diyenlerin yüzü kızarmış mıdır?
Yani ne yapalım Mehmet Şimşek'e yardımcı olmak için tankerle akaryakıt mı alalım?
Benim bildiğim yöneticiler yönetilenlere yardımcı olur.
Ekonomi Bakanı'na yardımcı olalım çağrısı herhalde yeni bir kıyamet alameti olsa gerek.
Örneğin Hazreti Yusuf, firavun döneminde ekonomi bakanlığına atandığı zaman ben sizi kuraklıktan, kıtlıktan kurtaracağım diye ortaya çıkmıştı.
Bunlar hiç Kur'an da okumuyorlar.
Hafize Gaye Erkan ve Mehmet Şimşek zam, vergi ve ceza salmak için mi ekonomi yönetiminin tepesine oturtuldular?
Onlara yardım edilecekse yeni vergilerin tesis edilmesi için fikir vererek işe başlayabiliriz.
Mesela;
pencere vergisi,
bekârlık vergisi,
ayakkabı numarasına göre vergilendirilme. Ayakkabı numarası büyüdükçe vergi oranı da artırılsın.
Öğrencilerden vergi alınması diyecektim, zaten harçlar geri geliyor.
Fenerbahçe taraftarı olma vergisi gibi vergiler de gündeme getirilebilir.
Milli Ekonomi Modeli'nde kaynaklarımıza mukabil para basıldığı takdirde vergi, ceza ve zamlara gerek kalmadan devletin, kurumların ve fertlerin para ihtiyacı çok rahatlıkla karşılanabilmesinin formülü bilimsel tekniklerle uzun uzadıya anlatılmıştır.
Profesör Doktor Haydar Baş, yurt içinde ve yurt dışında toplam 10 değişik yerde Milli Ekonomi Modeli kongrelerinde ve Rus Meclisi Duma'da ekonomideki yapısal problemlerinin çözümünü yüzlerce akademisyenle beraber mükemmel bir tarzda ortaya koymuştu.
Hükümet, Milli Ekonomi Modelini görmek yerine IMF modelini kamçısız uygulamak için Mehmet Şimşek'i ekonominin tepesine oturttu. Erdoğan 2002 seçimleri öncesi "Biz IMF modelini kamçısız uygulayacağız" demişti. IMF'den kredi almadan IMF uygulamaları devreye sokulduğundan buna "Kamçısız IMF" diyorlar.
Mehmet Şimşek de IMF'ye rahmet okutacak acı bir reçeteyi devreye soktu.
Mehmet Şimşek, IMF yetkililerin bile yapamayacağı ve düşünemeyeceği zamları ve vergileri uygulamakla daima hatırlanacaktır.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024