Öyle bir hale geldik ki, artık televizyon kanallarını açıp haber izlemeye korkar olduk. "Acaba bugün de Türkiye hangi kaosun içinde ve biz nereye doğru sürükleniyoruz?" diyerek, adeta bir gerilim yaşıyoruz.Türk Milleti üzerinde oynanan oyunlar âşikâr. Türkiye'yi hem içte, hem de dışta savaşa dâhil ederek, Türkiye'yi bölüp parçalamak istiyorlar. Bugün Türkiye bataklığa saplanıyor ve çırpındıkça daha da batıyor. IŞİD ile mücadele etmek için Türk askeri savaşa girmek üzere. Peki, bu savaş ne için?Bir zamanlar başına çuval geçen Türk askerinin, çuval geçirilen başı yok etmek için bugün Türk askeri savaşa girdirilmek isteniyor. Türkiye üzerinde emelleri olanlar kendi oluşturdukları terör örgütünü bahane ederek Türk topraklarını bölüp parçalamak için Türk askeri savaşa girdirilmek isteniyor.Yani anlayacağımız üzerinde yaşadığımız vatanımız, inandığımız dinimiz elimizden alınmak isteniyor. Bahane: DEMOKRASİ.Türkiye dış politikada bu vahim durumu yaşarken içeride TÜRK-KÜRT kargaşası oluşarak içten bölünmeler yaşanıyor. Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün heykelinin yakılmasıyla bu kargaşa daha da alevlendi. Ülkemizde yaşayan insanlar birbirine düşman hale gelmekte. Düşünüyorum da, yakılan sadece Atatürk'ün heykeli değil, yıllardan beri yakılma aşamasına gelen, bugün ise yakılıp alevlenen Atatürk düşünce sistemidir. 36 etnik grubu bir millet yaparak bir arada yaşatan Atatürk'ün "TÜRKLÜK" anlayışıdır."Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde yaşayan herkes TÜRK'tür" diyerek tüm etnik grupları bir araya alıp "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" sözünün altındaki mânâdır yakılan?Kürdünü, Türkünü, Lazını, Çerkezini, Süryanisini, Alevisini, Sünnisini kısacası 72 fırkayı bir araya getirip; "Bir bilek bir yürek olma" düşüncesidir yakılan. Türkiye bu durumda hem içte, hem de dışta sergilemiş olduğu politika sayesinde uçuruma doğru sürükleniyor. Burada milletimizin yapması gereken şey; Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni olarak Müslüman Türk kimliği altında bir ve beraber olduğunu tüm dünyaya göstermelidir.
Rabia Alioğlu / diğer yazıları
- Sessiz işgal / 11.07.2017
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015
- 'Ben bir insan olmaya geldim' / 21.05.2017
- Bir fidan bir insan / 31.03.2017
- Bir devrin dönüm noktası / 20.03.2017
- İnsan ezgisi / 17.03.2017
- İnsana aç insanlık / 07.06.2016
- Sirke küpünden bal taştığını gördünüz mü? / 04.12.2015
- Bir gecede alim olmak / 30.10.2015
- Lal Anadolu / 12.09.2015
- Çorak gönüller / 24.08.2015