Bu cennet vatanda yaşayan herkes, hepimiz bu memleketin nimetlerini yiyoruz, okuyanlarımız bu milletin alın teri ve el emeği sayesinde okuyor, dolayısıyla hem bu memlekete hem de bu çilekeş millete borçluyuz.Gel gör ki, bu milletin parasıyla okuyup bir takım diplomalar, bir takım birikimler elde eden ve aydın geçinen birçok insanımız, sahip oldukları bilgileri ve birikimleri bu milleti kandırmak için, bu milleti ters köşeye yatırmak için, dokusuna uymayan şeyleri hazmettirmek için kullanıyorlar.Kendilerini aydın zanneden, entelektüel geçinen bu tipler, sabah söyledikleri, sabah yazdıkları yalanlar öğleden sonra yalanlansa bile, hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan yalanlarını yaymaya, yalanlarını yazmaya devam ediyorlar.Dış politika ile ilgili yazdıklarına bakın, İslam âlemindeki gelişmelerle ilgili, uydurulan Arap Baharı yalanı ile ilgili yazdıklarına ve söylediklerine bakın, bir de yaşanan gerçeklere bakın, göreceksiniz ki gelişmeler günde birkaç defa bu sözde aydınları yalanlamış, sürekli ters köşe olmuşlar ama yalanlarını sürdürüyorlar.Bu tipler iktidar çevrelerine yaranmak için, bal tutan çevrelerden bir kavanoz elde edip yalamak için yıllardır ekonomide toz-pembe tablolar çiziyorlar, adeta ekonomiye kanat takıp uçuruyorlar ama bir de yaşanan gerçekler var, elektrik su faturaları ile boğuşup duran dar gelirliler, emekliler var, semt pazarlarından gece karanlığında kalıntıları karıştıran insanlar var.Yaşadığımız hayat, yürüdüğümüz cadde ve sokaklar, selam verdiğimiz yüzü asık esnaf ve sanatkarlar, günlerce sıftah yapmadan dükkanını kapatan insanlar, durmadan iktidara yağ çeken bu sözde aydınları, ekonomistleri her dakika yalanlayıp duruyorlar.İnsan bu kadar mı yüzsüz olur, bu kadar mı yalaka olur, bu kadar mı ilim ve bilim haysiyetinden uzak olur, bu kadar mı yüzü kızarmaz, bu kadar mı pişkin olur?İnsan bu kadar mı içinde yaşadığı toplumun gerçeklerinden, ihtiyaçlarından, acı ve feryadlarından, elem ve ıstıraplarından uzak olur?İlim namusu odur ki, ekmeği ile okuyup yetiştiği kendi milletine gerçekleri söyletsin, milleti aldatmaya, milleti uyutmaya değil, milleti uyarmaya sevk etsin.İlim namusuna da, namuslu ilim adamlarına da, dürüst gazetecilere de ekmek kadar, su kadar muhtacız bugün.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024