-Şu ustayı görüyor musun?
-Evet, çok babacan biridir. Allah ondan razı olsun. Bugünlere gelmemi ona borçluyum. Serkeşlik ettim, isyankar davrandım, ne yaptımsa katlandı da adam olduk.
-Oğlum, derya olan bir damla suyla bulanmaz. Hasan usta "Allah için" iş yapar. Hesabını büyük mükafata göre ayarlamış.
-Yahu: bir gün dışarıda sicim gibi yağmur var; pat kapı çalındı. Baktım ki, ne göreyim, Hasan Usta...
-Şu senin sıkıntılı günlerinde.
-Evet... Huzursuz, bunalımda olduğum günlerde... İçeri aldım. "Şöyle bir uğrayayım" dedi ama. Bana öyle sohbet etti ki, bütün düğümlerimi ilmik ilmik çözdü. Yerimde duramıyor, hop oturuyor hop kalkıyorum. Ertesi gün hem kendimle hem etrafımla tekrar dost oldum. Ruhi çelişkilerim ayıklanmış oldu.
-Unuttun mu? Celil'e de öyle ani bir ziyaret yapmış. Hem Celil'den kimsenin haberi yokken.
-Tembellik yapardık, bize çalışkanlığı öğretti. Yılgın idik, atılgan olduk; haksızlık yaparken adalette iş görür olduk. Çocuklarımıza merhamet etmezdik, baş tâcı eder olduk. Komşu bilmez, hatır tanımazdık; vefalı olduk. Elimden kadeh eksik olmazdı. Şimdi haramı ağzımıza koymaz olduk. Yahu bu adam hem işimizin hem de gönlümüzün ustasıymış...
"Gönül ustası" Hasan Bey gibi mürebbeyi kaybetmenin acısı ile bu yazıyı yazmaya gayret ediyorum.
***
Baki Hoca, bir ömür hayırlı nesil yetiştirmek için köy köy, ilçe ilçe, il il fedakârca dolaşıp hayra koştu. Hayrı, iyiliği, hakikati gönüllere taşıdı.
Sâkisi oldu Hak yolunun.
Zonguldak'ta imam-hatiplik yaptığım yıllardı. Gurbete alışamamış; sevdiklerimden ayrılığın acısıyla kıvranırken, kendi gönül coşkumla ayakta kalma mücadelesi içindeydim. Bir telefon:
-Alo! Evi tarif et, Baki Hoca geliyor.
Sevincimden donup kalmıştım. Eve geldi. Uzun bir yolculuktan dönüyordu. Hemen odanın ortasına uzandı. Biraz dinlendikten sonra balkonda yemek yedik. Bu arada benim denetçim gibi, murakıbım gibi âdeta duygularımı, fikirlerimi, süzgeçten geçiriyor, ben konuştukça, Hadis-i Şerif'te geçen "Mü'min Mü'minin aynasıdır" cümlesini tıpa tıp yaşıyordum. Kendimi görüyor, kendime geliyordum. Yemek yeyip çay içtikten sonra kıymetli kardeşim Cevat'a da seslenerek:
-Hadi gidiyoruz, dedi.
Bizi alıp Bartın'a götürüyordu. Yolda bir ara bana dönüp şunları söyledi:
-Feyyaz söyle bakayım. Vatanını milletini seven, içi hakkaniyetle dolu bir Belediye Başkanımız olsa nasıl olur?
Ben içinde bulunduğum düşünce dehlizinde, takıldığım dikeni görüp elini uzatan şefkat ustasının sorusuna:
-Tabi iyi olur, dedim.
Sıraladı, doktor, hakim, öğretmen... derken son noktayı koydu:
-Önce bu insanların yetişmesi lazımdır.
Yıllar sonra "insanı yaşat ki devlet yaşasın" sözü ile olgunlaşan tohumları meğer Baki Hocam atmış.
Bartın'a gittiğimizde yine sürekli okuduğum bir Ayet-i Kerime'yi o kadar güzel anlattı ki, bugün bile hatırladıkça tesirini hissederim. Ayette: "Benim namazım, bütün işlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir" buyruluyordu.
Yani Allah'ın rızasını ölçü alarak niyeti düzeltmek, adım atmak; insanı bütün keyfi ihtiraslardan, buna bağlı bunalımlardan kurtarır. Büyük müjdeye yönelerek kulluk programı maksadına uygun olarak insanı yüce duygulara taşır.
Rahmetli Hocanın ayrılığı bizi derinden yaraladı.
Bir gözcü, bir murakıp, bir ikaz edici dost olarak yıllarca gönül kapımızı tıkladı. Hesabını büyük yaptı. Sadece Allah rızası için.
Vefatından sonra gördüm ki, bu büyük hesapla büyük kazanç sağladı. Binlerce genç gözyaşı döktü. Hayır duaları aldı. Kıyamete kadar sürecek kâr elde etti.
Hesabını Allah için yaptı, yola düştü. Bulutlar suyunu taşıdı, dağlar gıdasını. Melekler ikram ve bereketini.
Biri dedi ki, "Bu kadar dolaşan adamın her halde zenginliği çoktur".
Ben de onun için bulutlar, dağlar dedim.
Sözlerin güzelini, ihlasla söyleyenlere teslim ederek bu örnek şahsiyetlere ve onları yetiştirenlere teşekkür ediyorum.
Düşe kalka yürüyoruz / Gidenleri görüyoruz / İbret alıyor / Yola revan oluyoruz / Akıbetimiz hayrolsun...
-Evet, çok babacan biridir. Allah ondan razı olsun. Bugünlere gelmemi ona borçluyum. Serkeşlik ettim, isyankar davrandım, ne yaptımsa katlandı da adam olduk.
-Oğlum, derya olan bir damla suyla bulanmaz. Hasan usta "Allah için" iş yapar. Hesabını büyük mükafata göre ayarlamış.
-Yahu: bir gün dışarıda sicim gibi yağmur var; pat kapı çalındı. Baktım ki, ne göreyim, Hasan Usta...
-Şu senin sıkıntılı günlerinde.
-Evet... Huzursuz, bunalımda olduğum günlerde... İçeri aldım. "Şöyle bir uğrayayım" dedi ama. Bana öyle sohbet etti ki, bütün düğümlerimi ilmik ilmik çözdü. Yerimde duramıyor, hop oturuyor hop kalkıyorum. Ertesi gün hem kendimle hem etrafımla tekrar dost oldum. Ruhi çelişkilerim ayıklanmış oldu.
-Unuttun mu? Celil'e de öyle ani bir ziyaret yapmış. Hem Celil'den kimsenin haberi yokken.
-Tembellik yapardık, bize çalışkanlığı öğretti. Yılgın idik, atılgan olduk; haksızlık yaparken adalette iş görür olduk. Çocuklarımıza merhamet etmezdik, baş tâcı eder olduk. Komşu bilmez, hatır tanımazdık; vefalı olduk. Elimden kadeh eksik olmazdı. Şimdi haramı ağzımıza koymaz olduk. Yahu bu adam hem işimizin hem de gönlümüzün ustasıymış...
"Gönül ustası" Hasan Bey gibi mürebbeyi kaybetmenin acısı ile bu yazıyı yazmaya gayret ediyorum.
***
Baki Hoca, bir ömür hayırlı nesil yetiştirmek için köy köy, ilçe ilçe, il il fedakârca dolaşıp hayra koştu. Hayrı, iyiliği, hakikati gönüllere taşıdı.
Sâkisi oldu Hak yolunun.
Zonguldak'ta imam-hatiplik yaptığım yıllardı. Gurbete alışamamış; sevdiklerimden ayrılığın acısıyla kıvranırken, kendi gönül coşkumla ayakta kalma mücadelesi içindeydim. Bir telefon:
-Alo! Evi tarif et, Baki Hoca geliyor.
Sevincimden donup kalmıştım. Eve geldi. Uzun bir yolculuktan dönüyordu. Hemen odanın ortasına uzandı. Biraz dinlendikten sonra balkonda yemek yedik. Bu arada benim denetçim gibi, murakıbım gibi âdeta duygularımı, fikirlerimi, süzgeçten geçiriyor, ben konuştukça, Hadis-i Şerif'te geçen "Mü'min Mü'minin aynasıdır" cümlesini tıpa tıp yaşıyordum. Kendimi görüyor, kendime geliyordum. Yemek yeyip çay içtikten sonra kıymetli kardeşim Cevat'a da seslenerek:
-Hadi gidiyoruz, dedi.
Bizi alıp Bartın'a götürüyordu. Yolda bir ara bana dönüp şunları söyledi:
-Feyyaz söyle bakayım. Vatanını milletini seven, içi hakkaniyetle dolu bir Belediye Başkanımız olsa nasıl olur?
Ben içinde bulunduğum düşünce dehlizinde, takıldığım dikeni görüp elini uzatan şefkat ustasının sorusuna:
-Tabi iyi olur, dedim.
Sıraladı, doktor, hakim, öğretmen... derken son noktayı koydu:
-Önce bu insanların yetişmesi lazımdır.
Yıllar sonra "insanı yaşat ki devlet yaşasın" sözü ile olgunlaşan tohumları meğer Baki Hocam atmış.
Bartın'a gittiğimizde yine sürekli okuduğum bir Ayet-i Kerime'yi o kadar güzel anlattı ki, bugün bile hatırladıkça tesirini hissederim. Ayette: "Benim namazım, bütün işlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir" buyruluyordu.
Yani Allah'ın rızasını ölçü alarak niyeti düzeltmek, adım atmak; insanı bütün keyfi ihtiraslardan, buna bağlı bunalımlardan kurtarır. Büyük müjdeye yönelerek kulluk programı maksadına uygun olarak insanı yüce duygulara taşır.
Rahmetli Hocanın ayrılığı bizi derinden yaraladı.
Bir gözcü, bir murakıp, bir ikaz edici dost olarak yıllarca gönül kapımızı tıkladı. Hesabını büyük yaptı. Sadece Allah rızası için.
Vefatından sonra gördüm ki, bu büyük hesapla büyük kazanç sağladı. Binlerce genç gözyaşı döktü. Hayır duaları aldı. Kıyamete kadar sürecek kâr elde etti.
Hesabını Allah için yaptı, yola düştü. Bulutlar suyunu taşıdı, dağlar gıdasını. Melekler ikram ve bereketini.
Biri dedi ki, "Bu kadar dolaşan adamın her halde zenginliği çoktur".
Ben de onun için bulutlar, dağlar dedim.
Sözlerin güzelini, ihlasla söyleyenlere teslim ederek bu örnek şahsiyetlere ve onları yetiştirenlere teşekkür ediyorum.
Düşe kalka yürüyoruz / Gidenleri görüyoruz / İbret alıyor / Yola revan oluyoruz / Akıbetimiz hayrolsun...
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021