Yanılıyorsun Dervişoğlu

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun Trabzon İl Kongresinde yaptığı konuşmayı salonda takip ettim.

Dervişoğlu Atatürkçü ve milli bir siyasetçidir.

Cumhuriyetin temel nitelikleri ise sorunu olmayan bir liderdir.

Teröre karşı olan tavrı ve sürece başından beri takındığı sert tutum, aslında bildiğimiz şeyler.

Yoksulluktan ve yolsuzluktan bahsetti ama, kendisini dinlemeye gelenlere çözüm önerileri yerine, heyecan dozu yüksek cümleler kurdu.

Mesela emekli maaşı 16.868 yerine, şu kadar olmalıdır demedi.

Mesela, Asgari ücret görüşmeleri öncesinde partisinin ne düşündüğüyle ilgili herhangi bir görüş açıklamadı.

İYİ Parti'de gözlemlediği kadarıyla gençlik hareketi neredeyse yok.

Salonda bulunanların yaş ortalaması, 50 ve üzeri.

"Bizim İYİ Parti olarak, Türkiye'yi çağ atlatacak bir ekonomi modelimiz var" diyemedi.

Bana kızmasın İYİ Partililer ama, ortada böyle bir model yokta onun için diyemedi.

Diğerleri farklı mı?

Heyecan uyandırıcı ve salonu coşturmaya yönelik konuşmaları, bütün siyasi liderler yapar.

Ancak 86 milyonunu içinde bulunduğu kötü dişten kurtaracak olan formül, bu türden heyecanlı konuşmalar yerine çok kapsamlı hazırlanmış olan plan ve projelerdir.

Benzer şekilde CHP'de de durum farklı değil.

Onca mitingi yapan CHP ve bu mitingde konuşan Özgür Özel'den çözüme dair tek bir cümle duyamıyoruz.

Neden mi?

Çünkü onların da böyle bir çalışması veya projesi yok.

Kongrede ki konuşmasında Dervişoğlu, asıl değinmek istediğim şu cümleleri kurdu:

"Hep öyle dediler. Şurada şununla olalım burada bununla olalım, burada milliyetçileri birleştirelim burada demokratları.

Dar alanda paslaşacak siyasi stratejiler kurmayı, aklınızdan bile geçirmeyin.

Siz kendinizi değil de, başkasını mı iktidar yapmak için kuruldunuz.

Biz kimseyi iktidar yapmak için kurulmadık, kimseye iktidar garantisi vermedik."

Özet olarak bunları dedi Dervişoğlu konuşmasında.

Kastettiği partilerden birisi CHP, diğerleri ise adını vermese de, Zafer Partisi, BTP ve DP.

Benim anladığım bu.

Senin yorumun nedir derseniz, her zaman olduğu kitabın tam ortasından şunları söylemek isterim.

Sayın Dervişoğlu siz partilileri ne kadar zorlasanızda, onlar iktidar olmanın yolunun ittifaklardan geçtiğini sanırım sizden daha iyi anlamış ve kavramış.

O yüzdendir ki, o açıklamayı yaptığınızda salonda cılız bir alkış sesi duyuldu.

Atatürkçü ve milliyetçilerle birleşmenizde ne gibi sakıncalar görüyorsunuz?

Bence sizin yaptığınız tam bir nefis ve kibri şov!

Milletin anası ağlıyor ve "Allah için yeter artık, bir araya gelin ve ülkeyi adam gibi idare edin "diyorsa, bunun neresinde bir sakınca görmektesiniz?

Ne zaman Atatürkçü ve milliyetçi partilerle birleştiniz de başarısız oldunuz?

İşe yaramayan 6'lı masa örneğini kastediyorsanız, bir önceki Genel başkanınızın Atatürkçüleri bırakıp, nasıl Atlantikçileri tercih ettiğini çok iyi analiz ediniz derim!

Bu ülkede hiçbir dönem Atatürkçü ve milli olanlar bir araya gelmedi, getirilmedi.

Bunun kimler tarafından ve neden engellendiğini, sanırım iyi tahlil edecek kadar siyasi birikiminiz vardır.

İsim vermeden üstü kapalı eleştirdiğini MHP, Cumhur ittifakına can suyu olmuştur.

Demek ki ittifaksız AKP bile, bir adım atamayacağını görüyor.

İYİ Parti bugün ki Türkiye konjonktüründe, gençleri yanına çekemiyor.

Bugün gençlerin en fazla ilgi gösterdiği parti, BTP ve Zafer partisi oluyor.

Siyasette birleştirici dil kullanılmalı ve artık bu sistemde ittifaksız iktidar olunamayacağı, çok iyi kavranmalıdır.

Benim Dervişoğlu'na eleştirim, eksik olduğunuz tarafları başka partilerde olan artı değerlerle tamamlamak gibi bir yol ve demokratik yöntemler varken, neden milletin gönlünde olan ittifak umuduna set çekiyorsun?

Sen öyle dedin diye, sabahleyin akın akın millet partinize mi doluştu?

Yani bu tür reddiyeci tavırlara ve kibirli söylemlere artık millet prim vermiyor ve sahiplenmiyor.

Bu arada son söz olarak şunu ifade etmek isterim.

Şayet bugün, BTP'nin parti programını oluşturan ve Haydar BAŞ Bey'e ait olan "Milli Ekonomi Modeli" tezi AKP'de olsaydı, kıyamete kadar iktidarını sürdürürdü.

Ne demek istediğimi öğrenmek istersen, kibrini bir tarafa bırakacaksın önce!