'Yarın bilmediğiniz olaylar olacak'
Onlar hidayete karşı nevalarına uymak istediklerinde o da (Hz. Mehdi) hevaya karşı hidayete uymayı ister. Onlar, Kur'an'a karşı reylerini isterlerse, o da reye karşı Kur'an'a uymayı ister
04.06.2025 00:03:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Onlar hidayete karşı nevalarına uymak istediklerinde o da (Hz. Mehdi) hevaya karşı hidayete uymayı ister. Onlar, Kur'an'a karşı reylerini isterlerse, o da reye karşı Kur'an'a uymayı ister.
...Savaş her yana yayıldığı, diz boyu yükselip şiddetlendiği zaman, doğumu yaklaşmış hamile kadınlar gibi göğüsler dolar, verdiği süt önce tatlı gelir, sonra acır.
Yarın bilmediğiniz olaylar olacak, Emir Sahibi (Hz. Mehdi), onlardan kötülük yapan kimseleri sorguya çekecek; yeryüzü, içinde altın ve gümüş cinsinden ne varsa dışarı atacak, servet ve hazinelerini ona sunacak. O da adalet nasıl uygulanılırmış, onlara gösterecek; Kitab'a ve sünnete tekrar hayat verecek.
...(Mervan b. Hakem veya Süfvani'nin) Şam'dan seslendiğini, Kufe civarında bayraklarını dalgalandırdığını ve sütünün sağılmasına kızan deve gibi saldırdığını görür gibiyim! Yeryüzünü başlarla örtecek, ağzı açık, adımları ağır, hareketi geniş, saldırısı büyüktür.
Allah'a andolsun sizleri yeryüzüne dağıtıp paramparça edecek ve gözde kalan sürme gibi geride pek azınız kalacak. Bu, aklını yitiren Arabın aklı başına gelinceye kadar sürüp gidecek.
O halde yaşayan sünnete, apaçık hükümlere, nübüvvet mirasını (günümüze) taşıyan size yakın ahde/ilme uyun. Bilin ki Şeytan, uyasınız diye kendi yollarını sizlere kolay göstermektedir."
Şura yapıldığı esnada şöyle buyurmuştur:
"Hiç kimse, benden önce hakkın davetine, akrabalığın gereğini yapmaya ve keremiyle yardıma koşmadı.
Artık sözümü dinleyin ve dediklerimi aklınızda tutun. Pek yakında bu iş için kılıçların çekildiğini, ahitlere hıyanet edildiğini göreceksiniz. Sonunda bir kısmınız dalalet ehlinin önderleri, bir kısmınız da cehalet ehlinin taraftarı olacak."
İnsanları gıybetten sakındırmıştır.
"İsmet sıfatına sahip, Allah'ın lütfüyle günahlardan korunmuş olan kimselerin, günah ve kötülük işleyenlere acımaları gerekir. Sürekli Allah'a şükretmeli ve bu şükür onları halkın ayıbını söylemekten alıkoymalıdır.
İnsan, kardeşinin işlediği ayıbı nasıl söyler, onu duçar olduğu bela sebebiyle nasıl yerer? Oysa o, ayıbı işleyenin ayıbından daha büyüğünü işlediği zaman Allah'ın, kendisinin ayıbını örttüğünü hatırlamaz mı?
Onun işlediğinin benzerini işlediği halde onu nasıl kötüler! Onun gibi bir suç işlememiş olsa bile, ondan başka daha büyük bir suç işleyerek (gıybet etmekle) Allah'a isyan etmiştir. Allah'a yemin olsun, büyük bir suç işlememiş, küçük bir suç işlemişse de zaten insanların ayıbını görüp onları yermesi daha büyük bir suçtur.
Ey Allah'ın kulu! Hiç kimseyi günahıyla ayıplamakta acele etme; belki günahı bağışlanır. Küçük bir günah işledim diye kendini güvende sayma; belki o yüzden azaba uğrarsın.
Sizden bir başkasının ayıbını bilen kimse, kendi ayıbını da bildiği için onun ayıbını açmasın. Allah'a şükretmek onu, başkalarının ayıbıyla uğraşmaktan alıkoysun."
Hakkı olmayana iyilik etmek hususunda...
"Uygun olmayan yerde ve ehli olmayan kimseye iyilik eden kişinin nasibi, ancak aşağılık, şerli ve cahillerin övgüleridir. Bu övgü onlara iyilik ettiği müddetçe devam eder. Ne kadar da cömert bir eli var (derler, oysaki) o, Allah hakkında cimridir
Allah'ın mal verdiği kimse, sevap kazanmak için onunla yakınlarına sahip çıksın, misafirlere ihsanda bulunsun esirleri hürriyete kavuştursun, yoksullara ve borçlulara ihsanda bulunsun ve haklara riayet edip musibetler karşısında sabretsin.
Bu huyları kazanmak; dünyanın şerefini ve yüceliğini elde etmek ve ahiret faziletlerine erişmektir inşallah" Nehc'ul Belaga 138-142 Hutbe
...Savaş her yana yayıldığı, diz boyu yükselip şiddetlendiği zaman, doğumu yaklaşmış hamile kadınlar gibi göğüsler dolar, verdiği süt önce tatlı gelir, sonra acır.
Yarın bilmediğiniz olaylar olacak, Emir Sahibi (Hz. Mehdi), onlardan kötülük yapan kimseleri sorguya çekecek; yeryüzü, içinde altın ve gümüş cinsinden ne varsa dışarı atacak, servet ve hazinelerini ona sunacak. O da adalet nasıl uygulanılırmış, onlara gösterecek; Kitab'a ve sünnete tekrar hayat verecek.
...(Mervan b. Hakem veya Süfvani'nin) Şam'dan seslendiğini, Kufe civarında bayraklarını dalgalandırdığını ve sütünün sağılmasına kızan deve gibi saldırdığını görür gibiyim! Yeryüzünü başlarla örtecek, ağzı açık, adımları ağır, hareketi geniş, saldırısı büyüktür.
Allah'a andolsun sizleri yeryüzüne dağıtıp paramparça edecek ve gözde kalan sürme gibi geride pek azınız kalacak. Bu, aklını yitiren Arabın aklı başına gelinceye kadar sürüp gidecek.
O halde yaşayan sünnete, apaçık hükümlere, nübüvvet mirasını (günümüze) taşıyan size yakın ahde/ilme uyun. Bilin ki Şeytan, uyasınız diye kendi yollarını sizlere kolay göstermektedir."
Şura yapıldığı esnada şöyle buyurmuştur:
"Hiç kimse, benden önce hakkın davetine, akrabalığın gereğini yapmaya ve keremiyle yardıma koşmadı.
Artık sözümü dinleyin ve dediklerimi aklınızda tutun. Pek yakında bu iş için kılıçların çekildiğini, ahitlere hıyanet edildiğini göreceksiniz. Sonunda bir kısmınız dalalet ehlinin önderleri, bir kısmınız da cehalet ehlinin taraftarı olacak."
İnsanları gıybetten sakındırmıştır.
"İsmet sıfatına sahip, Allah'ın lütfüyle günahlardan korunmuş olan kimselerin, günah ve kötülük işleyenlere acımaları gerekir. Sürekli Allah'a şükretmeli ve bu şükür onları halkın ayıbını söylemekten alıkoymalıdır.
İnsan, kardeşinin işlediği ayıbı nasıl söyler, onu duçar olduğu bela sebebiyle nasıl yerer? Oysa o, ayıbı işleyenin ayıbından daha büyüğünü işlediği zaman Allah'ın, kendisinin ayıbını örttüğünü hatırlamaz mı?
Onun işlediğinin benzerini işlediği halde onu nasıl kötüler! Onun gibi bir suç işlememiş olsa bile, ondan başka daha büyük bir suç işleyerek (gıybet etmekle) Allah'a isyan etmiştir. Allah'a yemin olsun, büyük bir suç işlememiş, küçük bir suç işlemişse de zaten insanların ayıbını görüp onları yermesi daha büyük bir suçtur.
Ey Allah'ın kulu! Hiç kimseyi günahıyla ayıplamakta acele etme; belki günahı bağışlanır. Küçük bir günah işledim diye kendini güvende sayma; belki o yüzden azaba uğrarsın.
Sizden bir başkasının ayıbını bilen kimse, kendi ayıbını da bildiği için onun ayıbını açmasın. Allah'a şükretmek onu, başkalarının ayıbıyla uğraşmaktan alıkoysun."
Hakkı olmayana iyilik etmek hususunda...
"Uygun olmayan yerde ve ehli olmayan kimseye iyilik eden kişinin nasibi, ancak aşağılık, şerli ve cahillerin övgüleridir. Bu övgü onlara iyilik ettiği müddetçe devam eder. Ne kadar da cömert bir eli var (derler, oysaki) o, Allah hakkında cimridir
Allah'ın mal verdiği kimse, sevap kazanmak için onunla yakınlarına sahip çıksın, misafirlere ihsanda bulunsun esirleri hürriyete kavuştursun, yoksullara ve borçlulara ihsanda bulunsun ve haklara riayet edip musibetler karşısında sabretsin.
Bu huyları kazanmak; dünyanın şerefini ve yüceliğini elde etmek ve ahiret faziletlerine erişmektir inşallah" Nehc'ul Belaga 138-142 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.